19 Mayıs 2016 01:20

İşçiler, emekçiler ben de sizdenim!

Seçim dönemlerinde klasik uygulanan yöntemlerden biri de adayların işçi emekçi dostu olduklarının vurgusunu yapmalarıdır.

Paylaş

Sinan CEVİZ
İstanbul

Seçim dönemlerinde klasik uygulanan yöntemlerden biri de adayların işçi emekçi dostu olduklarının vurgusunu yapmalarıdır. Seçim öncesi bu yöntemi kullananlardan biri de Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak oldu. Handan Toprak seçim öncesi sıkça emek vurgusu yapmış, sık sık “Ben Gezi’nin doktoruyum” demiş ve bir halk direnişinin mirasına oynamıştır. Ayrıca annelik vurgusunu da sıkça yapmıştır. “Avcılar’a yeni bir soluk olur mu?” diye bir beklenti içerisindeyken insanların hayal kırıklığı yaşaması pek de uzun sürmedi.

 “Önce İnsan” tabelasını Avcılar’da belediye binasına girmeden görürsünüz. Bu sloganın da sık sık hatırlatıldığı bir belediyede ne yazık ki Handan Toprak’ın ilk icraatı sendikalaşan taşeron işçileri kapı önüne koyması oldu. Evet sendika üyesi oldukları için ve evet taşeron işçiler.

Taşeron sistemini sık sık eleştiren ama ne hikmetse kendi belediyelerinde taşeron işçilerin en çok sorun yaşadığı CHP’nin adayı olarak seçilen Handan Toprak’ın ilk icraatının sendika düşmanlığı olması gerçeği gün gibi ortadadır. Üstelik atılan işçilere “istifa edin gelin iş başı yapın” denilecek kadar hak tanımayan bir tutum vardır orta da.  

İşin ilginç yanlarından biri ise Handan Toprak’ın analık vurgusu yapmasına rağmen atılan işçilerin açlığa mahkum edilen çocuklarını gözünün hiç görmemesi. Fotoğrafta gördükleriniz taşeron işçilerin çocuklarıdır. İşten atılmıştır babaları ve ücret alamamaktadır. Zaten taşeron işçileri aldıkları düşük ücretlerle zar zor geçinmektedir ve zaten çocuklarının ihtiyaçlarını yeterince karşılayamamaktadır. Hal böyle olunca “Toprak Ana” işçileri kapı önüne koyarak bu çocukların bir parça ekmekten olmalarına da sebep olmuştur. 

Böyle bir durumda mantıklı bir sebep aranır elbet de, ne yazık ki mantıklı hiçbir sebebi yoktur bu işçilerin atılmasının. Handan Toprak kendince sebep uydurma gayretindedir, elbette ki bunun için işçilerin yanına gidip fotoğraf çektirmekte çay ısmarlamakta ve yerel gazetelere haber yaptırmaktadır. Avcılar halkına “Aslında olayın benle ilgisi yok, taşeron firmanın suçu, ben de çok üzülüyorum” mesajı verilmeye çalışmaktadır. Avcılar halkı bu vicdani hiçbir izahı olmayan durum karşısında taraf olmalıdır. Bu haksızlık herkese yapılan bir haksızlıktır ve bunun karşısında durmak insani bir görevdir. Bu durum karşısında sessiz kalmak suça ortak olmak demektir.  Yapılması gereken çok basit. Avcılar Belediyesi karşısında direnişlerini sürdüren işçi kardeşlerimizi ziyaret edip, olup bitenle ilgili bilgi alıp sonra da belediye başkanından hesap sorulmalıdır. Eğer bir kentin yönetiminde yaşanan açık bir insan hakkı ihlali varsa buna seyirci kalmak yarın kendimize yapılacak haksızlığın zeminini hazırlamak anlamına gelir. Açıkça işçilerin yanında yer alınmalı ve belediye başkanına bu haksızlığı düzeltmesi konusunda uyarıda bulunulmalıdır. Avcılar’da belediye önünde direnen işçilerin işlerine geri dönmeleri Avcılar halkının sahiplenmesine bağlıdır.  

ÖNCEKİ HABER

‘Gerçek bir inceleme yapıldığını düşünmüyoruz’

SONRAKİ HABER

Andreas Kemper: AfD, adaletsizliğin partisidir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...