19 Mayıs 2016 00:50

e-kitap 5 yaşında

Türkiye’ye e-kitap geleli beş yıl oldu. Bu beş yıl içinde e-kitap konusunda ne gibi ilerlemeler kaydedildi, yayıncılar nasıl bir deneyim yaşadı?

Paylaş

Sevda AYDIN
İstanbul

Türkiye’ye e-kitap geleli beş yıl oldu. Tüm dünyada satılmaya başlar başlamaz önemli bir ilgi uyandıran e-kitaplar, ilk defa idefix tarafından Türkiye’ye getirildiğinde de aynı ilgiyi görmüştü. Türkiye İstatistik Kurumu son açıkladığı verilere göre, Türkiye’de yayımlanan kitap sayısı 2011 yılında 39 bin 247 iken 2015’te yüzde 25.2 artışla 49 bin 148’e çıktı. Aynı dönemde e-kitap yayını ise 6 katına çıkarak 1037’den 6 bin 389’a ulaştı. Artış gösteren bu yayınlarda Evrensel Basım Yayın ve Can yayınları önemli bir pay sahibi. 

Peki geçen bu beş yıl içinde e-kitap konusunda ne gibi ilerlemeler kaydedildi,  yayıncılar nasıl bir deneyim yaşadı? Bu sorularımıza cevap olması amacıyla e-kitap’ı yayınevleri ve yazarlarla konuştuk. Veriler böyle olsa da yayıncılar ve yazarlar e-kitabın güvenlik, yaygınlık ve okura ulaşmakta önemli sorunlar yaşadığını söylüyor.

TEKNOLOJİLERİN UCUZLAMASI OKURU ARTTIRIR

E-kitap mayısta beş yaşında olacak. Geçen bu beş yıla dair gözlemleriniz neler

Öykü Özçinik (Sel Yayıncılık):Beş yıl içerisinde e-kitabın yavaş yavaş hayatımıza girdiğini ve farklı okur kesimleri tarafından sahiplenen bir format olduğunu söyleyebiliriz. E-kitabın dünyadaki yaygınlık oranı ile karşılaştırdığımızda, rakamların hâlâ çok düşük olduğu aşikar. Yine de yalnızca akademisyenler ya da yabancı dillerden yayın okuyan kitlenin dışına çıkarak belli bir yaygınlık kazandığını, farklı okur profillerine ulaştığını söyleyebiliriz. 

Burada birkaç farklı noktanın altını çizmek gerekebilir. E-kitap, belli bir teknoloji kullanımını da beraberinde getiriyor. Ipad, kindle vb. araçlar olmaksızın e-kitap okuru olmaktan bahsedemiyoruz. Bu teknolojilerin ucuzlayıp yaygınlaşması, okur sayısını mutlaka artıracaktır.

Bunun yanı sıra, Türkiyeli okur kitlesinin matbu kitapla kurduğu sıcak bir ilişki var. Kitabın kütüphanede yer alması, altını çizmek, içine notlar almak, hediye olarak imzalı bir kitap armağan etmek gibi... Bu kültürel alışkanlığın değişiminin zor olduğunu düşünüyoruz. Özellikle edebiyat söz konusu ise, e-kitap formatı tercih edilebilir değil. Ancak kuram, araştırma, inceleme kitapları gibi alanlarda e-kitap okuma alışkanlığının artarak devam edeceği öngörülüyor.

Can Öz (Can Yayınları): Hem çok sayıda meraklı e-kitap okuru, hem hızla kitaplarını dönüştürmeye başlayan yayıncılar, hem de cihazlarla e-kitapları buluşturmak için özveriyle çalışan çok sayıda firmaya rağmen, Türkiye’de e-kitabın rüzgarından ötesi pek fazla hissedilmedi açıkçası.

Can Yayınları’nın tüm başlıklarının 3’te 1’ini e-kitap’a dönüştürdük. En çok satan e-kitapların dahi yarattıkları gelir toplamı bir bakkal dükkanını dahi çeviremeyecek oranlarda. Bunun sebebi korsan diyenler var, ben buna katılmıyorum. e-kitap meraklısı okurlar var, ama görüyoruz ki e-kitapları indirseler dahi basılı kitap almayı tercih ediyorlar. Bu ilerleyememenin sebebi kanaatimce henüz Amazon veya Ibooks gibi kapalı devre (cihaz ve mağaza aynı firmaya ait) e-kitap sistemlerinin yaygınlaşmaması. Zaten e-kitap Amerika’da, kitapların e-kitap olarak sunulmasıyla değil, en meşhur kapalı devre sistemi kuran Amazon tarafından Kindle’ın piyasaya sürülmesiyle gelişmiş, büyük bir pazar payı oluşturmuştu. Geçtiğimiz hafta D&R’ın Kobo’yu piyasaya sürmesi bu açıdan umut verici bir gelişme. Eğer Kobo ve benzeri sistemler yaygınlaşırsa veya Apple Türkiye Ibooks’u açmaya karar verirse, e-kitap pazarının roket gibi yükseleceğine şüphem yok.

OKURLARA ULAŞMAYI ÖNEMSİYORUZ

Onur Öztürk (Evrensel Basım Yayın): Basılı olarak yayınladığımız kitapların yüzde 90’ı e-kitap olarak da yayınlanmış durumda. Aynı şeyi süreli yayınlarımızda da yapabilmek için uğraşıyoruz; güncel sayılarımız basılıdan önce e-dergi olarak yayınlanıyor. Geriye dönük olarak da tüm dergi arşivimizi dijital olarak yayınlamak için çaba gösteriyoruz. Hem kitaplar hem de dergilerimizin 25-30 yıllık geçmişleri olduğunu düşünürsek tabi ki zorluk yaşıyoruz ancak günümüzde okurların bu içeriklere dijital olarak ulaşmasını önemsiyoruz. Özellikle kitaba ve dergiye ulaşmanın zor olduğunu bildiğimiz Türkiye’nin çeşitli yerleri ve yurt dışındaki Türkiyeli okurlar için bu içeriklere ulaşmanın kıymeti çok fazla. Bunun yayıncılar bakımından gözetilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

Nazlı Berivan Ak (April Yayınları): Beş sene öncesine kadar yurt dışında katıldığım kitap fuarlarında, özellikle Frankfurt ve Londra’da, e-kitap konulu panel ve söyleşiler son derece yoğundu, sektörün önemli bölümünü kaplayacak yeni bir teknolojiyle karşı karşıya olduğumuzu, yayıncıların, kitapçıların kendilerini bu yeni döneme hazırlamaları gerektiğini konuşuyorduk, matbu kitabın ömrünün düşündüğümüz kadar uzun olmayabileceğinin altı neredeyse her toplantıda çiziliyordu. Aradan yıllar geçti, yine aynı fuarlarda bu kez e-kitap, önemli bir pazar olarak ama matbu kitabın yanında bir pazar olarak konumlanmış durumda. Yani e-kitap matbu kitabı yenmedi, ki öyle bir rekabete gerek de yoktu, kitap yeni şekillere girdi ve okuruna ulaşıyor. Ve her zamanki gibi okurun umurunda olan tek olmasa da en önemli şey, iyi içerik.  

OKURLARIN HAYATINI DEĞİŞTİRMEDİ E-KİTAP

Hakan Bıçakçı (Yazar): E-kitap’a karşı olanlardan da değilim, bu yeni formatın çok meraklısı da değilim. Kişisel gözlemim, e-kitabın bizde pek tutmamış olduğu. Çevremde e-kitap okuyucu alanların da, ilk birkaç ay bir heves kullanıp sonra yine bildiğimiz kitaplara dönüş yaptıklarını görüyorum. Ağırlıklı olarak yabancı dilde okuyanlar dışında, Türkiye’deki okurların hayatını değiştirmedi sanki e-kitap.

Melek Özlem Sezer (Yazar): Kuşkusuz bir gün e-kitap telefon ya da internet gibi hayatın sıradan bir ögesi olacak. Ama şimdilik ben ve benim gibi pek çok kişi için sorular şu iki noktanın çevresinde yoğunlaşıyor sanırım. Kolaylık ve haz. E-kitap seyahatte yanında tek bir kitabın ağırlığında yüzlerce kitap taşıyabilme şansını sağlıyor. Ya da bir yazı yazacağım zaman kargoyla uğraşmadan bir dakika içinde bana bir kitap geliveriyor. Ayrıca uyumadan önce reader’dan okuma, ışıkla uğraşmama, uyku kaçınca yastığın altından kütüphaneni alıverme lüksünü sağlıyor. Ne ki kâağıdın hazzını vermediği de kesin. Ben daha çok kendimi reader’la konuşurken, bir övüp bir çamur atarken gözlemliyorum aslında. Ki Umberto Eco’nun Kitaplardan Kurtulacağınızı Sanmayın adlı yapıtı bu sohbeti çok renklendiriyor.

E-KİTABIN GÜVENLİK SORUNLARI AŞILAMIYOR

Murat Gülsoy (Yazar): Elektronik yayıncılık gittikçe hayatımıza daha fazla giriyor, artarak da sürecek bu eğilim. Akademik yayınlar başta olmak üzere, haber siteleri ve kişisel sayfalar kağıda basılı yayıncılığın önünde gidiyor denilebilir. Çünkü bu saydığım alanlarda hız çok önemli. Haberi ertesi günü gazetede okumayı beklemek yerine internet sayfasından izliyoruz. Ayrıca özgür basının son derece sınırlı olduğu bizimki gibi ülkelerde internet alternatif bir mecra olarak farklı bir öneme sahip oluyor. Akademik bir makale ya da raporu hemen internetten erişerek okuyabiliyoruz. Ama iş kitaplara geldiğinde durum biraz değişiyor. Yine de yıllar içinde büyüme eğilimi gösteriyor. En hızlı büyüyen e-kitap piyasası Amerika Birleşik Devletleri’nde, e-kitapların tüm kitap üretimi içindeki payı yüzde 22 civarında. Sorunuzda belirttiğiniz rakamlara göre 2015 yılı için Türkiye’de bu oran yüzde 0.12 düzeyinde. Bu da Türkiye’de e-kitap’ın çok da yaygın olmadığını gösteriyor. Evet, bir artış var ama yeterli düzeyde değil. Bunda çok değişik faktörlerin rol oynadığını düşünüyorum. En önemlisi de e-kitabın güvenlik sorunlarını aşacak düzenlemelerin yapılamıyor oluşu. Bilindiği gibi, Türkiye’de hiçbir gelişmiş ülkede rastlanmayacak düzeyde korsan yayıncılık var. Korsanla mücadele son derece yetersiz. Hatta korsan yayıncılığın okurlara ucuz kitap temin etmek konusunda olumlu rol oynadığını savunanlar bile var. Oysa bir kitabın üretiminde pay sahibi olan yazar, editör, redaktör, düzeltmen, tasarımcı ve diğer yayınevi çalışanlarının emeğinin gasbıdır söz konusu olan. Kağıda basılı kitapların korsan olarak çoğaltılmasına engel olunamayan bir ortamda internette çoğaltmanın önünde fazla bir teknik ve ahlaki engel olmadığı ortadadır. Bu yüzden de yayıncılar e-kitap konusunda eskisi kadar heyecanlı değiller.

Behçet Çelik (Yazar): Giderek daha yaygınlaşıyor olmasına rağmen, bu beş yıl içerisinde e-kitap konusundaki bazı sorunlar sanırım tam anlamıyla çözülemedi. E-kitap okuyucu cihazların farklı formatlar kullanıyor olması ileriye dönük bir kuşku yaratıyor. Ayrı firmalardan satın alınan e-kitaplar için ayrı cihazlar mı gerekeceği konusundaki kuşku mesela. Başka sorular da var: Bugün satın alacağımız bir cihazdaki formatın bir süre sonra kullanımda olmaması ya da o firmanın kâr etmediğini düşünerek piyasadan çekilmesi halinde yeni bir cihaz mı almak gerekecek? Halihazırda satın alınmış e-kitaplar böylesi gelişmeler olursa okunabilecek mi? Bu cihazları kaldırıp atmak, yeni bir cihaz mı almak gerekecek? Ya da satın aldığınız bir e-kitabın yayıncısının sizin kullandığınız cihazı pazarlayan firmayla sözleşmesi sona erdiğinde bütün e-kitaplarını oradan çekmesi halinde elinizin altında olduğunu düşündüğünüz e-kitaplar birdenbire yok mu olacak? Bu sorulara tatmin edici yanıtlar verilemedi ya da verildiyse de bu yanıtlar yeterince duyurulamadı. Benzer biçimde telif sorunu da, bildiğim kadarıyla, tam anlamıyla çözülmüş değil; bu sorunun da e-kitabın yaygınlaşmasına engel olduğunu sanıyorum. Tablet bilgisayar kullanımının yaygınlaşması da bir çözüm olamadı; e-kitap okuyucularındaki bütün işlevleri tablet bilgisayarlarda bulmak mümkün değil. Kaldı ki bilgisayar donanımı üreten firmalarla e-kitap üreten firmaların aralarındaki anlaşmalarda da sorunlar çıkması ihtimali yabana atılmamalı. Dolayısıyla e-kitabın okurlara yeterince güven veremediğini düşünüyorum. Eco ve Carriere’nin “Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın”da belirttiği gibi bu cihazların az ya da çok, öyle ya da böyle bir enerji ihtiyacı var, matbu kitaplarınsa şarj edilmesi gerekmiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de yayımlanan kitap sayısı 2011 yılında 39 bin 247 iken 2015’te yüzde 25.2 artışla 49 bin 148’e çıktı. Aynı dönemde web tabanlı e-kitap yayını ise 6 katına çıkarak 1037’den 6 bin 389’a ulaştı. Bu verileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 

Melek Özlem Sezer (Yazar): İkisi de çok sevindirici. E-kitabın çoğalışı ise, teknoloji fobimizi atmamız, hız, kolaylık, maliyetlerin düşmesi ve çevreye zarar vermemesi açısından ayrıca sevindirici. Ama korsan kitap kullanımını kolaylaştırması beni tedirgin ediyor. Bu soruları yanıtlarken bir yazar arkadaşım ücretsiz e-kitaplar göndermiş bana maille. Bir yazar, bir yazara başka yazarların yıllar alan emeğini saniyeler içinde devredebiliyorsa, yazar haklarını başkaları ne kadar umursayacak acaba süreç içinde?

Can Öz (Can Yayınları): TUİK’ın açıkladığı başlık sayısındaki artış astronomik. Kitap piyasa hacminde de benzer bir genişleme gözlemliyoruz. Daha iyi okuyor mu ölçemiyoruz, ama Türkiye daha çok okuyor, bundan eminiz.  e-kitap’a gelirsek de, bu 6 bin çeşidin 1000 kadarı Can Yayınları kitabı. Sizin sayenizde ben de diğer yayıncıların yerlerinde saydıklarını öğrenmiş oldum. Bu gülünç bir tablo tabii, ancak yukarıda bahsettiğim kapalı devre sistemler yaygınlaşmadıkça pek de bir önemi yok.

Behçet Çelik (Yazar): E-kitap yayınındaki artışın ivmesi yüksek görünmekle birlikte halen matbu olanların sayısı e-kitabın sekiz katı. Bu oran ileride azalacaktır, yeni kuşaklar çok küçük yaşta dijital cihazlarla haşir neşir olmaya başlıyorlar, bu kuşaklar için e-kitabın cazibesi bizim kuşaklarımıza göre çok daha fazla. Onların matbu kitap okuma alışkanlığı belki hiç olmayacak, matbu kitaptan vazgeçmeleri gerekmeyecek; bu nedenle matbu kitap sayısı ile e-kitap sayısındaki oran e-kitap lehine değişecektir. Ama bütün bu gelişmelerin matbu kitapların tamamen piyasadan çekileceği anlamına geleceğini sanmıyorum. 

Hakan Bıçakçı (Yazar): Bu veriler mutluluk verici. Ancak asıl önemli olan okuma oranları. Okuma oranları da aynı oranda arttıysa ne güzel. Editoryal sürecin önemi de unutulmamalı tabii. İnternet, yayıncılığı demokratikleştiriyor. Bunun olumlu yanları var tabii ama iyi editörlerin elinden geçmeyen bir yayıncılık da aynı oranda tehlikeli. Bir noktadan sonra ortalık iyiyle kötüyü ayırt edemeyeceğimiz bir metin çöplüğüne döner. 

Öykü Özçinik (Sel Yayıncılık): Veriler zaman zaman yanıltıcı olabiliyor. Yeni bir format elbette oturmuş bir formata göre daha hızlı yükseliş gösterecektir. Ayrıca e-kitap yayıncılığında standartların daha esnek olduğunu, dolayısıyla içerik denetimi sınırlı olduğu için niceliksel artışın da olağan olduğunu söylemekte fayda var. 

Nazlı Berivan AK (April Yayınları): Dünyadaki hızla kıyaslandığında çok düşük şüphesiz. Diğer yandan ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda e-kitap yayıncılığının ülkemizde başka bir anlama geldiğini atlamamak gerekiyor. Matbu yayınlanamayan bir takım kitaplar, dijital olarak okuruna ücretli ya da ücretsiz ulaşıyor. Yine yayıncısını bulamamış çoğu kitap, e-kitap formatında, dijital ortamda satışta, dolaylı olarak wattpad gibi alanları da e-kitap meselesinden çok da uzak tutamayız. E-kitaplı beş yılda fiyat politikası, telif sorunları, çevirmen ve yazarın hakları ile alakalı konularda yol alındı mı tartışılır ancak en azından hem bireysel olarak hem de dernek ve birlikler düzeyinde üstüne kafa yorduğumuzu düşünüyor ve umuyorum.  

Onur Öztürk (Evrensel): E-kitap verilerinde kayda değer bir artış olsa da istediğimiz düzeyde değil. Basılı olarak üretilen başlık sayısı ile karşılaştırıldığında hâlâ çok küçük bir bölümü e-kitap olarak yayımlanabilmiş durumda. Bunun aşılması için de yayıncılar, yayıncı meslek örgütleri, kültür bakanlığı gibi, özetle tüm muhatapların Türkiye’de e-kitabın gelişmesi ve yaygınlaşması için üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir.

 

ÖNCEKİ HABER

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yangın

SONRAKİ HABER

Bilgi de sermaye ve AKP kıskacında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...