27 Nisan 2012 09:12

İzmir’de filmlere yolculuk sürüyor

11 yıl aradan sonra 12.si gerçekleştirilen Uluslararası İzmir Film Festivali, film gösterimleri ve panellerle sürüyor. Festivali heyecanla karşılayan İzmirliler, Festival’de Türkiye sinemasının yetiştirdiği büyük ustalarla söyleşme imkanı da buluyor.Önceki gün Fransız Kültür Merkezinde Türkiye sinemasın

İzmir’de filmlere yolculuk sürüyor
Paylaş
Emine Uyar

Önceki gün Fransız Kültür Merkezinde Türkiye sinemasının büyük ustası Lütfi Ö. Akad anısına yapılan panele, Akad’la birlikte çalışan Senarist Safa Önal ve Akad’ın yetiştirdiği oyuncu ve yönetmenlerden Muzaffer Hiçdurmaz katıldı.  Prof. Dr. Oğuz Makal’ın yönettiği panelde, Akad’ın çektiği, Önal’ın senaryosunu yazdığı Vesikalı Yarim filminin kamera arkasından bilinmeyen anekdotlar sinemaseverlerle paylaşıldı.  

Makal, Akad’ın pek çok oyuncu ve yönetmenin ustası olduğunu, yetiştirdiği kişilerin sinemanın büyük oyuncuları, yönetmenleri arasına girdiğini belirtti. Muhsin Ertuğrul’dan devraldığı, stüdyolara sığınmış, tiyatral sinemayı Akad’ın sokağa taşıdığını, daha hayatın içinden kareler kullandığını ve çok teknik işleri büyük ustalıkla aştığını belirtti.
Muzaffer Hiçdurmaz da Akad’ın sinemadan önce tiyatrocu olduğunu, sahne ışıklandırması yaptığını ve öğrencilik yıllarında tiyatro eleştirileri yaptığını dile getirdi.

Panelde en çok, Akad’ın sinemacılığın bir meslek haline gelmesinde ve sendikalaşmasında büyük rolü olduğuna vurgu yapıldı.  Panelin çıkışında, Vesikalı Yarim filminin Safa Önal’ın yazdığı senaryosunun kitap haline getirilen orijinali dağıtıldı. Safa Önal, senaryosunu sinemaseverlerle tek tek sohbet ederek imzaladı.  Festivalde Altın Artemis’in verileceği ödül töreni ise bugün Karaca Sinemasında yapılacak. (İzmir/EVRENSEL)


FESTİVALLER ÜLKELERİN AYNASIDIR

Festivalin ilk düzenleyicisi ve onursal başkanı olan Prof. Dr. Oğuz Makal, üniversitedeki hocaların bir araya gelerek festivali yeniden canlandırdıklarını belirterek, “ilk başladığımızda çok genç bir gruptuk. Çok deneyimsizdik. Yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunun farkında değildik. Sadece film gösteriyorduk. O dönemler İzmir’de sadece iki salon vardı ve ciddi bir yönetmenin filmini izleme şansı yoktu. O fırsatı İzmir’e sununca büyük rağbet gördü. Birkaç yıl gösteriler yaptı sonra uluslar arası çizgiye taşındı” dedi. Şimdi daha akademik bir programla uluslararası festivalin kaldığı yerden devam ettiğine değinen Makal, “önemli olan festival yapmak değil, uluslararası yankıları, kurulan ilişkiler ve sanat kültür insanlarının düşünceleri önemlidir. Ülkenin bir cep aynasıdır adeta festivaller. Festivali başarılı buluyorum. Türkiye sineması bütün yeni filmleri ile temsil ediliyor. Batı sinemasının da önemli filmleri var” şeklinde konuştu.


FESTİVAL HEYECANLA KARŞILANDI

İzmir’de böyle bir festivalin eksikliğini duyan seyirciler, dünya sinemasından çeşitli örnekleri takip edebilme şansı yakalamaktan oldukça memnun.

Gökhan Malkoç: Yıllık iznimi festivale göre ayarladım. 11 yıl aradan sonra İzmir için çok güzel oldu. Ulusal yarışmada en çok “Güzel Günler Göreceğiz” i beğendim. Yönetmenleri de İzmir’den. İzmir’de böyle bir festivalin eksikliği vardı, etkinliklerdeki doluluktan da belli oluyor.

Sertaç Koyuncu: Dokuz Eylül’de film tasarım öğrencisiyim. Önce İstanbul Festivaline ardından buraya geldik. Çok sayıda ve güzel filmleri izlediğimiz, değerli sinemacılarla tanışıp söyleştiğimiz güzel bir ay geçirdik. Raşit Çelikezer’in “Can”ı güzeldi. Yunan sinemasını da severek takip ediyoruz. Bir sinemacı gurubu var, “Köpek Dişi”ni de yapan. Her biri diğerinin senaryosunu yazıyor, birbirlerinin filmlerinde oynuyorlar. Özellikle Angeulopulos’un vefatından sonra Yunan sinemasında böyle bir kıpırdama hepimizin çok hoşuna gitti.

ÖNCEKİ HABER

Demirkubuz’la Dostoyevski’den patatese...

SONRAKİ HABER

Fen Edebiyat öğrencilerinden formasyon eylemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa