04 Mayıs 2016 10:04

AB Komisyonu, vizesiz Avrupa için olumlu tavsiye kararı aldı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye vatandaşları için vizelerein kaldırılması yönünde tavsiye kararı aldı

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen Bölgesi'ne üye 26 ülkeye vizesiz seyahati konusunda uzun yıllardır süren pazarlıklar sona doğru yaklaşıyor. Daha önce AB ile Türkiye arasında yapılan müzakerelerde 1 Ekim 2016'dan itibaren vizesiz seyahat öngörülürken, mülteci kriziyle birlikte sıklaşan pazarlıklar nedeniyle bu süre 1 Temmuz'a çekildi.
AB Konseyi, Avrupa Parlamentosuna vizenin kaldırılması önerisinde bulunacak. Türkiye, AB’nin istediği 5 kriteri ise henüz yerine getirmedi.
AB tarafından vizesiz seyahat için 72 şartın 67'sinin yerine getirildiğini açıklayan AB Komisyonu, yerine getirilmeyen şartların ise haziran ayına kadar tamamlanmasını istedi. Tamamlanması istenen şartların başında yargı, antiterör yasalarında değişiklikler geliyor. Zira, vize kaldırıldığı takdirde AB ülkelerine gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının iltica etmesi resmen ortadan kaldırılmak isteniyor.

VİZENİN KALDIRILMASI, İLTİCA HAKKINI YOK EDECEK

Başta Suriye olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden Türkiye'ye gelen sığınmacıları mültecileri, bununla aynı zamanda Türkiye Türkiye'den gelenlerin iltica hakkı da ortadan kaldırılıyor. Almanya Sol Partisi Federal Parlamento Milletvekili Dr. Alexander S. Neu yaptığı yazılı açıklamada bu noktaya dikkat çekti.
Merkel ve Erdoğan'ın mü
Mülteciler üzerinden yaptığı pazarlıkla sığınma ve insan haklarını ayaklar altına aldığını belirten Neu, “Cenevre Sığınmacılar Konvansiyonu ve Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu mültecilere sığınma hakkında buluna ve tehlike içinde oldukları, takibata uğradıkları ülkelere geri gönderilmemeyi öngörüyor. Türkiye'de tam da bu tehlike var bu nedenle güvenli bir ülke değil. Bu nedenle Federal Hükümet sığınmacıların hayatıyla oynuyor” dedi.
Bu aynı zamanda vizesiz seyahat başladığı tarihten itibaren Türkiye'den gelip AB ülkelerinde iltica başvurusunda bulunmayı fiilen ortadan kaldıracak. Son yıllarda izlenen politikalardan ötürü Türkiyeli mültecilerin iltica başvuruları oldukça azalmış, başvuranların ilticası da çoğunlukla reddedilmeye başlanmıştı.  
Türkiye'de rejimin baskılarıyla karşı karşıya olan, başta Kürtler olmak üzere değişik kesimlerin vizesiz olarak Avrupa'ya gelebileceği ve iltica başvurusuna bulunabileceği şimdiden Alman basınında yazılmaya başlandı.

'EL FRENİ' VİZESİZ AVRUPA'YA SON VEREBİLİR

Buna karşı ise Almanya'nın başını çektiği ülkeler “el freni” önerisini gündeme getirdiler. Buna göre 26 AB ülkesine 90 günlük vizesiz seyahat sonrasında Türkiye'ye geri dönmeyenlerin sayısı fazla olduğu takdirde “el freni çekilecek” ve vizesiz seyahat hakkı kaldırılacak. Bu da vizesiz seyahatin şimdiden şartlara bağlanması anlamına geliyor.
Anlaşmaya göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları en fazla üç ay AB ülkelerinde kalabilecekler.
Seyahat için AB ülkeleri tarafından güvenlik gerekçesiyle uygulamaya konulan biometrik pasaportların olması gerekiyor. Alman Bild gazetesinde yer alan habere göre, AB Komisyonu geçiş sürecinde eski pasaportların kullanılmasına da sıcak bakıyor.

AP VE AK'NİN ONAYLAMASI GEREKİYOR

Avrupa Komisyonu'nun yeşil ışık verdiği Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vizesiz seyahatı konusunda  nihai kararın Avrupa Konseyi (AK) ve Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından verilmesi gerekiyor. AB üyesi ülkelerin liderlerinin katıldığı AK toplantısında bir çok ülke liderinin buna itiraz etmesi, ağır şartların konulmasını isteyebileceği ifade ediliyor. Ayrıca AP'deki oylamada da kararın yeteri çoğunluğu almayabileceği ileri sürülüyor. Bütün bunlar AB Komisyonu'nun yaktığı yeşil ışığın her şeyin bittiği anlamına gelmiyor.

TÜRKİYE'NİN YERİNE GETİRMEDİĞİ 5 KRİTER

Türkiye’nin 5 kriteri yerine getirmediği ifade ediliyor. Bu kriterler şöyle: AB Komisyonu'nun yerine yetilmesini istediği 5 kriter:

-Yolsuzlukla mücadele (42. kriter)

-AB ile birlikte krimiman olaylar konusunda işbirliği (47. kriter)

-Avrupa Polisi (Europol) ile işbirliği (54. kriter)

-Bilgi koruma yasasının AB standartlarına çıkarılması (56)

-Terör tanımın yeniden yapılması (65). Polis, yargı, savcıların bağımsız olarak hareket etmesi.

VİZESİZ AVRUPA HAKKI 1973'TE TANINMIŞTI...

AB ile Türkiye arasında vizesiz seyahat yıllardan beri değişik düzeylerde tartışılıyor. AB'nin sığınmacı pazarlığı üzerinden hızlandırmak zorunda kaldığı vizesiz seyahat aslında gasbedilen bir hakka yeniden kavuşmaktan başka bir şey değil. 1973'te imzalanan Ankara Anlaşması’nın yürürlüğe giren Katma Protokolü’nün 41. Maddesinin 1.Fıkrası'na göre, Türkiye vatandaşları AB ülkelerinde bir yıl içinde toplam üç ay boyunca vizesiz seyahat edebilirler. Yasaya göre “Taraflar, aralarında, yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edimine yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar” deniliyor. Başka bir değişle Türkiye’den AB'de bir hizmetten yararlanmak için gidenlerden vize istenmemesi gerekiyor.
Avrupa Adalet Divanı bu yasaya dayanarak pek çok kez AB ülkelerini mahkum etti. Adalet Divanı 2000’de Savaş, 2003’de Abatay, 2007’de Tüm ve Darı, 2009’da Soysal kararlarıyla Türk vatandaşlarının haklarının kısıtlanamayacağına, dolayısıyla vize istenmeyeceğine karar vermişti. Ancak buna rağmen tek tek ülkeler kararları tanıyıp uygulamaya yanaşmadı.
Sığınmacıların engellenmesi üzerine yapılan pazarlıklara malzeme edilen AB ülkelerine vizesiz seyahat hakkı bu nedenle geciken bir haksızlığın giderilmesi anlamına geliyor.
Ancak bu aynı zamanda her Türk vatandaşının Avrupa'ya gideceği anlamına gelmiyor. Zira seyahat aynı zamanda ekonomik koşullara bağlı. Parası olan zaten vizenin olduğu dönemde de istediği ülkeye vize alıp gidebiliyordu. TC vatandaşlarının sadece yüzde 10'unun pasaport sahibi olduğu gözönünde alındığında, “vizesiz Avrupa” imkanından ilk etapta az bir kesimin yararlanacağı anlaşılıyor.

ÖNCEKİ HABER

Ranieri: Sürpriz şampiyonluklar 20 yılda bir yaşanır

SONRAKİ HABER

Selby, Leicester'ın zafer turuna katılmak istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...