29 Nisan 2016 01:01

Sakık: 1994 ruhuna gitmenin kimseye yararı yok

1994'te dokunulmazlığı kaldırılan DEP'li milletvekilleri arasında yer alan Sırrı Sakık'la bugün yaşananları konuştuk.

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

DBP’li Ağrı Belediyesi Eş Başkanı Sırrı Sakık ile AKP’nin anayasa değişikliğiyle milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmak istenmesini ve HDP’li vekillere Mecliste yapılan saldırıya ilişkin konuştuk.  Sakık, 2 Mart 1994’te dokunulmazlığı kaldırılan Kürt siyasetçiler arasında yer alıyordu.

Kürt sorununun çözümüne ilişkin devletin bakış açısının değişmediğinin bir kez daha ortaya çıktığını ifade eden Sakık, şiddet politikasının çözüm getirmeyeceğini ve bu politikadan barış çıkmayacağına vurgu yaptı. Türkiye’nin barışı ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Sakık, “Siyaset dünyasının kirlenen ruhunu bizim üzerimizden arındırmaya kalkışmasınlar. Bu kirlenen ruhları halklar arasında barış ve kardeşliği inşa edebilirlerse arınabilir” dedi.

1994’te tutuklanan DEP’li vekillerin AİHM kararından sonra yeniden yargılanma yapıldığı ve yaşananlardan dolayı tutuklu DEP’lilerden özür dilendiğini de hatırlatan Sakık, “Yeniden dönüp 1994’lerin ruhuna gitmenin kimseye bir yararı yok. Sayınız çok olabilir, 300 kişi ile 10 kişiyi dövebilirsiniz. Bu sorunu çözmek değil ki, sokakta da bu linç kültürü var” dedi.

Ankara’da Amedspor yöneticilerine yönelik yapılan linç saldırısını da hatırlatan Sakık, saldırının Ermeni Soykırımı’nın  101. yıl dönümünde yaşandığına da dikkat çekerek, “Böylesi bir vahşet olabilir mi? Sonrasında kardeşlik hukukundan bahsedilebilir mi?” diye sordu.

DEVASA KÖPRÜLERLE BARIŞ OLMAZ!

Dünya ülkelerindeki siyasi aktörlerin ülkelerde farklı inanç ve kimlikler arasında barış sağladıkları için ülkelerinde bir aziz ve birer azize olarak anıldığını ifade eden Sakık devamla şunları söyledi: “Bizim topraklarımızda da buna ihtiyaç vardır.Yoksa, devasa köprüler de yapsanız, devasa barajlar da yapsanız, devasa havaalanları da yapsanız, deniz altında Marmarayları da yapsanız, sizin isminiz bunlarla değil barışla anılır. Ülkeyi yönetenlere çağrımdır: Dönün barışın gerçekleştirin. Diğer ülkelerin nasıl aziz ve azizleri olduysa, bu ülkenin de aziz ve azizleri olun. Ret ve asimilasyon bu toprakların baş belasıdır. Şiddete davetiye çıkarmaktır. Hepimizin toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var. Herkesin böyle davranması gerektiğine inanıyorum. Çıkmaz yolların yeniden denenmesi Türkiye’ye acı dolu yılların yaşatılması olarak geri döner.”

HALKIMIZLA BEDEL ÖDEDİK

Dünyada vekiller için dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırıldığını belirten Sırrı Sakık, “Biz Meclisten ayrılırken onlarca dosyamız var. Şimdi yargılanıyoruz. Keyfi bir yargı ile karşı karşıyayız. Bizim halkımızın dokunulmazlığı yok ki, düşüncelerini ifade edenlerin dokunulmazlıkları kaldırılıyor, diğerlerinin dokunulmazlığı devam ediyor. Hiçbirimiz dokunulmazlık zırhına bürünerek, bu mücadeleyi sürdürmedik. Halkımızla birlikte hepimiz çok ağır bedeller ödeyerek, geliyoruz”diye konuştu.

Sakık, “Kürtlere demokratik siyasetin yolunu kapatmak, bu ülkeye yapılabilecek en büyük haksızlıklardan biridir. Acımasız siyaset dünyası buradan nemalanmaya çalışıyor. Bu ülkenin bütün yoksullukları, bütün farklı inançları ve kimlikleri hepimiz siyaset dünyasının kurbanı olmuşuz. Bu iktidarların artık bizim yakamızdan ellerini çekmeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Dansın ‘sessiz’ adımları barış için atılıyor

SONRAKİ HABER

Malatya'da siyasi partilerden 1 Mayıs çağrıları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa