Türkiye halkları ve emekçiler savaşa izin vermeyecek
EMPERYALİST TAŞERONLUĞUNUN İTİRAFI
AKP’nin 2003 yılından bu yana izlediği “aktif dış politika”nın Amerika’nın atına binip Osmanlı kılıcını sallayan emperyalist bir politika olduğunu söyleyen Tüzel, bu politikada Ortadoğu’ya özgürlük, barış olmadığını söyledi. Davutoğlu’nun heyecanla söylediği “Yeni Ortadoğu’nun öncüsü olacağız” sözlerinin açıkça taşeron bir yayılmacılığın itirafı olduğunu söyleyen Tüzel, Ortadoğu’da mezhep çatışmaları üzerinden kışkırtmalarla yeni sınırlar ve ülkeler belirlemek adına oluşacak bir dizaynda Türkiye’nin rol almasının bölge halklarına ve ülkeye kötülük yapmak olacağını söyledi.
“Irak’a yapılan dış müdahaleyle özgürlük mü geldi? Libya’ya yapılan müdahaleyle kaos sona mı erdi” diye soran Tüzel, Maliki’nin "Türkiye bölgede herkese düşman ülke hâline geliyor” sözlerini hatırlattı ve komşu ülke yöneticilerinin haklı olarak kaygı duyduğunu dile getirdi.
BAHREYN'E NİYE SUSUYORSUNUZ?
“Madem bu kadar insan haklarından yana kaygılısınız Bahreyn’deki halk ayaklanmasının Suudi askerlerce bastırılmasına neden karşı çıkmıyorsunuz” diye soran Tüzel, AKP politikaları yüzünden göz konulan topraklar ve ülke yönetimleri olarak Suriye, Irak ve İran yakınlaşırken Türkiye’nin uzaklaştığını belirtti.
MEZHEPSEL GERGİNLİKLER KIŞKIRTILIYOR
Suriye’de, Irak’ta Sünni tabanı desteklemek adına onlara yönetimde pay biçmenin buradaki mezhepsel gerginlikler üzerinden dış politika inşa etmenin "Biz dinsel, bölgesel, etnik, milliyetçilik ayrımcılık yapmayacağız" söylemiyle çeliştiğini söyleyen Tüzel, bu politikaların sadece ülkeyi Amerika'nın, NATO'nun isteklerini yerine getirmek, emperyalist planlara bağlanmak da değil, halkın hayli birikmiş sorunlarını, ezilmişliğini, sömürülmüşlüğünü, açlığını, yoksulluğunu, bütün peş peşe gelen zamları, her gün iş cinayetlerini, kadın cinayetlerini, istismarı, ayrımcılığı gizlemek için olduğunu vurguladı.
'ÖNCE DÖNÜN KENDİ ÜLKENİZE BAKIN'
Tüm bölge yöneticilerinin “Dönün, kendinize bakın” dediğini hatırlatan Tüzel, “Evet, Suriye'de, Irak'ta, bu bölgede, Orta Doğu'da, insan hakları ihlallerini hatırlıyoruz, vicdanen ızdırap duyuyoruz. Peki, Roboski'ye ne diyeceksiniz? Üzerinden tam yüz yirmi gün geçti ve şimdi, orada ölen çocuklardan, on üç yaşında Encü'nün annesi bize geldi, burada söyledi: ‘Türkiye devleti benim çocuğuma Türkçe kitap verdi, nüfus kâğıdı verdi, kimlik verdi ama hâlâ adalet vermedi.’ O nedenle, Hükûmet, Başbakan önce kendi ülkesinde adaleti, özgürlükleri, eşitliği, insan haklarını tesis edecek. Önce kendi topraklarımıza, kendi halklarımıza dönüp bakacağız; komşu ülke halklarıyla, topraklarıyla uğraşıp durmayacağız” dedi.
Dışişleri Bakanı’nın ağzından ilan edilmiş yeni iddia ve hedeflerin ülkeyi son derece tehlikeli bir sürece soktuğunu söyleyen Tüzel “Bu açık bir saldırgan politikadır ve biz buna izin vermemeliyiz” dedi. (HABER MERKEZİ)
1 MAYIS MESAJI: İŞÇİLER BİRLİK OLACAK HALKLAR DA KARDEŞ
1 Mayıs’a da değinen Tüzel, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününe dair de şunları söyledi: “1 Mayısa çok az bir zaman kaldı ve 1 Mayısta sadece işten atmalara, kıdem tazminatının gaspına, iş cinayetlerine, düşük ücretlere, bölgesel ücretlere, ayrımcılığa gibi işçi sınıfının talepleri değil ama aynı zamanda emekçisi, üretici köylüsü, kamu emekçisi, kadını, genci, üniversite hocası, sağlıkçısı, eğitimcisi, bütün halkımızın, bütün halklarımızın talebi hâline gelmiş, barış içinde, hem ülkemiz içerisindeki barış içinde hem de komşu ülke
halklarıyla barış içinde 1 Mayısta alanlara çıkmak, özellikle bu Hükûmetin uygulamalarından, politikalarından mağdur olmuş, muzdarip olmuş ve talepkâr olmuş bütün halkımızın görevidir diyorum. Savaşı durdurmak, tıpkı 1 Mart tezkeresini engellemek döneminde olduğu gibi 1 Mayısta alanlara çıkarak, bizim kardeşlik çağrılarımızı ifade ederek, Türkiye'de yaşayan Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez'i, Arap'ı eşitlik temelinde, anayasal güvence temelinde, kardeşlik temelinde birlikte, bir arada yaşama irademizi en güçlü şekilde bir kez daha Hükûmete duyurmak ama aynı zamanda Amerika'nın taşeronu olmayacağımızı, emperyalist güçlerin isteği doğrultusunda bölgede savaşa koşmayacağımızı da en güçlü şekilde ilan edeceğiz.
Bizim bir sloganımız var. Halkların Demokratik Kongresi olarak her yerde söylüyoruz: "İşçiler birlik olacak, halklar da kardeş olacak." Türkiye'nin geleceği buradadır. Eğer gerçekten Türkiye bölgede örnek bir ülke olacaksa, model ülke olacaksa, komşu ülke halklarıyla barış içerisinde yaşayacaksa tek çözüm yolumuz, tek izleyeceğimiz dış politika, onurlu, insan haklarına saygılı, haysiyetli politikanın adı budur. Barıştır, kardeşliktir, ortak yaşamdır. Teşekkür ediyorum.”
Evrensel'i Takip Et