28 Nisan 2016 00:57

Antep işçileriyle 1 Mayıs'ı konuştuk:Birlik olursak güçlüyüz

1 Mayıs’a sayılı günler kala Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) çalışan işçilerle 1 Mayıs'ı konuştuk.

Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR
Antep

Antep’te 1 Mayıs mitingi, her yıl olduğu gibi İstasyon Meydanı’nda yapılacak. DİSK, Türk-İş ve KESK’e bağlı sendika temsilcilerinin oluşturduğu tertip komitesi, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, hep birlikte saat 11’de İstasyon Meydanı’nda olunacağını duyurmuş ve herkesi 1 Mayıs alanına çağırmıştı.

1 Mayıs’a sayılı günler kala Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) çalışan işçilerle konuştuk. 160 bin civarında işçinin çalıştığı Başpınar OSB’de 1 Mayıs’ın nasıl konuşulduğu, “İşçilerin hangi taleplerle 1 Mayıs’a gideceği” sorularımıza aldığımız yanıtlar, mevcut örgütsüzlüğün işçiler açısından da karamsarlığa neden olduğunu gösteriyor. Yanı başımızda ilan edilmemiş bir savaş halini yaşayan Kilis’teki durum da, Antepli işçilerin en çok konuştuğu konulardan.

‘BBG EVİNDE GİBİYİZ’ 

Görüştüğümüz işçilerin büyük çoğunluğu, aynı fabrikada hatta aynı vardiyadaki arkadaşlarıyla bile konuşamamaktan şikayetçi. Nedenini sorduğumuzda ise bunun sadece iş yoğunluğundan olmadığını anlıyoruz. Bazı fabrikalarda, tuvalet ve soyunma odaları hariç her yerde kamera sistemiyle izlendiklerini belirten işçiler, “Bu artık kafamıza yerleşmiş. Sanki her yaptığımız hareket, bize geri dönecek sanıyoruz” diyorlar. “Yalnızca fabrikada değil, dışarıda da kimse yan yana gelmiyor. BBG evinde gibiyiz ya, patron her yerden haber alacak sanıyoruz” diyen tekstil işçisi, aralarındaki güven sorununa da dikkat çekiyor: “Şimdi ben biriyle konuştum örneğin, bilemiyorum hemen patronlara gidip gitmeyeceğini. Aslında aynı şeylerden şikayetçiyiz hep ama kime güveneceğimizi bilmiyoruz.”  

‘BİRLİK OLABİLİRSEK GÜÇLÜYÜZ’

Tekstilden dokumaya hemen her iş kolundan işçinin belirttiği en büyük sorun ise örgütsüzlük! Yaşadıkları sorunları anlatırken, “İşte örgütlü olabilsek, tek vücut durabilsek bunlar olmayacak” diyorlar. Bir tekstil işçisi örnek veriyor: “Bizim fabrikada 1’e karşı 400’üz. Bir tane patronumuz var, 400 tane işçi. Ama patron ne derse o oluyor. Birimizin canına tak edip itiraz edecek olsa, diğerleri arkasını dönüyor. O zaman tabii patron kazanır.”  

Başpınar’da yıllardır birçok grevin yaşandığını hatırlatan eski bir dokuma işçisi de giriyor söze, “Biz işçiler ancak birlik olursak güçlüyüz. Ünaldı’dan bugüne kadar işçiler hep birlikte oldularsa kazandılar” diyor. 

Ardından da yaklaşan 1 Mayıs’a değiniyor: “Pazar günü bakalım alanda, kaç tane işçi olacak? Bütün dünyada işçilerin birlikte olduğu, mücadele ettiği bir günde bile yan yana gelemeyeceğiz çoğumuz. Neden?” Genç işçilerden biri yanıtlıyor soruyu; “Çünkü çoğumuzun haberi bile yok, tatil olmasının dışında ne anlama geldiğini bilmiyor birçoğumuz.” Başka fabrikadan bir işçi de ekliyor; “Aslında biliyoruz da patronlardan korkuyoruz. O gün işçileri 1 Mayıs’a gitmesin diye zorunlu mesai koyan bir sürü işyeri var.”

‘YA CEBİMİZDEN YA CANIMIZDAN!’

Ekonomik kriz ya da savaş bahanesiyle ekmeği küçülen hep işçiler oluyor. Hemen her fabrikada benzer tartışmaların olduğunu öğreniyoruz. Özellikle sene başından itibaren farklı fabrikalarda “ek zam” talebiyle direnen işçilerin aldığı cevap neredeyse aynı: “Savaş var, kriz var. Daha fazlasını veremem, kapatmak zorunda kalırım.” Bununla beraber, zam alanların da aldıklarının bir işe yaramadığını söyleyen işçiler, “Sene başından beri her şey öyle pahalandı ki aldığımız da yok oldu” diyorlar. Savaş, patronların bahanesi olmanın dışında, işçilerin de gündeminde. savaş politikaları AKP’ye oy vermiş işçileri bile rahatsız etmiş görünüyor. “Son bir haftadır Kilis’te yaşananlara bakın” diyor Kilis’te akrabalarının da olduğunu söyleyen bir işçi. “Dibimizde bombalar düşüyor, insanlar ölüyor. Kim şimdi bunun sorumlusu. Düne kadar ‘bana ne’ diyen arkadaşlarımız da gördü şimdi gerçeği. Serviste, fabrikada hep bu konuşuluyor. Ateş artık bizim evlerimize düşüyor çünkü” diye sürdürüyor konuşmasını. Söze giren bir dokuma işçisi de soruyor: “Ne olacak peki bu işin sonu? Ya cebimizden, ya canımızdan. Giden hep bizden gidiyor.”

‘1 MAYIS GÜCÜMÜZÜ GÖSTERME GÜNÜ’

İşyerlerindeki sorunlardan, işsizlik tehdidine, geçim derdinden ülkenin haline kadar her konu konuşuluyor. Söz 1 Mayıs’a gelince de dileklerini sıralıyor işçiler: “Keşke çok kalabalık olsak da, göstersek gücümüzü”, “Biz işyerinden birkaç kişi geleceğiz ama gelemeyenlere de anlatacağız”, “Her şeyi öyle kolay kabul etmeyeceğimizi görmeleri lazım, o gün bizim günümüz.” 

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de 1 Mayıs: İnsanca yaşam, barış ve laiklik için

SONRAKİ HABER

SUNU:

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...