Çocukları öldürülen aileler adalet bekliyor

Burcu YILDIRIM
Ankara

Gündem Çocuk Derneğinin 2015 Yaşam Hakkı Raporu’nun sunulduğu Devlet Dersi panelinde, 2015 adaletsiz ve zorbalığın yoğun olarak yaşandığı yıl olarak tanımlandı. Alınmayan önlemler ve doğrudan devlet şiddeti sonucu hayatını kaybeden çocuklara vurgu yapılan raporda, çocukların yaşam hakkının korunmasının devletin yükümlülüğü olduğuna dikkat çekildi. Çocukları öldürülen aileler adalet arayışlarını gazetemize anlattı. 

Yunus Eser, 2 Ekim 2012 tarihinde okulda top oynarken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmişti. Annesi Hanife Eser, mahkemenin hâlâ devam ettiğini belirterek, “Benim çocuğum adli tıp inceleme raporunun da ifade ettiği gibi ihmal sonucunda öldü. O gün elektrik kabloları kapatılmamış ve çocuğum oynarken akıma kapılmış. Ertesi gün okula gittiğimizde bütün deliller yok edilmişti ve kimse kabul etmiyor. Bu yüzden dava bir türlü sonuçlanmıyor. Oysaki ölüm nedeni belli, nerede öldüğü belli. Yunus göz göre göre alınmayan önlemlerden hayatını kaybetti şimdi ise kimse sorumluluk almıyor” diye tepki gösterdi. Milli Eğitim Müdürlüğünün kendilerine “Eğer Yunus yaşasaydı size bir faydası olamazdı”  dediğini ileri süren Eser, “Bu yüzden onların yargıladığı konuyu kabul etmiyoruz. Kendilerini ne kadar temize çıkarmak isterlerse istesinler biz adaletin yerini bulmasını bekliyoruz” dedi. 

‘ÇOCUKLARIMIZIN ÜZERİNDEN ELLERİNİ ÇEKSİNLER’

Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da, devletin çocukları korumak yerine öldürdüğünü ifade ederek, “Devletin oyun ve okul çağındaki çocukları korumaya dönük bir planı olmadığı gibi benim oğlum gibi nicelerini de öldürmeye devam ediyor” dedi. “Geleceğimizden umudumuzu kesmememiz adına bir an önce çözüm bulunmasını istiyorum” diyen baba Elvan, şunları dile getirdi: “Şu an Berkin dosyasında bilindiği gibi katiller belli. Tetiği çekenler emir kulları, emir verenler yargılanmadığı sürece Berkin dosyasında bir yol katedemeyiz. Berkin’i vuranın kimliği ve yüzü çok açık. Bilinçli bir şekilde failler saklanıyor hâlâ bir arpa boyu yol alamadık ve sabrımız kalmadı. Çocuklar bizim geleceğimiz, çocuklarımızın üzerinden ellerini çeksinler.”

SORUMLULAR SERBESTÇE DOLAŞIYOR

2010 yılında okul tuvaletinde üzerine lavabonun düşmesi sonucu hayatını kaybeden ana sınıfı öğrencisi Efe Boz’un annesi  Nurdan Boz ise, “Başka çocuklar da fiziksel koşulların yetersizliği nedeniyle yaşamlarını yitiriyor. Biz de bugün sesimizi duyurmak adına buradayız” dedi. 6 yıldır sonuçlanmayan bir davada adalet talep eden anne Boz, “Maalesef ülkemizde adalet sistemi çökmüş ve adalet yok. Yerel mahkemede 4 yıl süren bir dava sürecimiz oldu. 4 yılın ardından Danıştay ve Yargıtaydan sonuç bekliyoruz. Sorumlular o gün bugündür serbestçe dolaşıyor. Suçlu ve sorumlular ceza almadığı için ne bizim acımız hafifliyor ne de bu insanların bakış açısı değişiyor” diye konuştu. 

2010 Mayıs ayından bugüne 80’in üzerinde çocuğun en güvenli olmaları gereken okullarda hayatını kaybettiğini ve kimsenin ceza almaması nedeniyle bu kısır döngünün  devam ettiğini söyleyen Boz, “Tüm bu yaşananlar karşısında ben ülkemde kendimi sığınmacı gibi hissediyorum ve kendi çocuğumun 6 yıldır süren davasında, haklı olduğumuz halde devlet bizi haksızmış gibi görüp bizimle mücadele ediyor” diye konuştu

DEVLETİN BİZZZAT YA DA ÖNLEM ALMAYARAK YAŞAM HAKKI İHLALLERİ

Gündem Çocuk Derneğinin hazırladığı “Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı 2015 Raporu” önceki gün Çocuğun İnsan Hakları Konferansında açıklandı. 
2015 çocuğun yaşam hakkı raporuna göre;

* Devletin bizzat gerçekleştirdiği yaşam hakkı ihlallerinde en az 103 çocuk, Devletin önlem almayarak sebep olduğu yaşam hakkı ihlallerinde en az 772 çocuk hayatını kaybetti.

Raporda yer alan bazı çocuk ölümleri ise şöyle:

* Yargısız infaz sebebiyle en az 61 çocuk,
* Eğitim hizmeti alırken en az 15 çocuk,
* Bakım hizmeti alırken en az 8 çocuk,
* Sağlık hizmeti alırken en az 11 çocuk yaşamını yitirdi, 2015’te en yoğun hak ihlallerinin yaşandığı 3 şehir ise sırayla; Diyarbakır, Şırnak, İzmir.