25 Nisan 2016 00:57

Kolombiya’ya barış ne zaman gelir?

Kolombiya'da 4 yıllık müzakerelerin ardından anlaşma imzalanmadı. Kolombiya’daki süreci insan hakları savunucu, Av. Daniel Espinoza ile konuştuk.

Paylaş

Elif GÖRGÜ
İstanbul

Silahlı toplumsal güçler ve devlet arasında yürütülen ‘barış müzakareleri’ sadece Türkiye’nin gündemi değil. AKP Hükümetinin savaşta ısrarının müzakere seçeneceğini giderek uzaklaştırdığı bir dönemde, Kolombiya örneği her adımında incelenmeye muhtaç. 

50 yıldır başta Kolombiya Silahlı Devrimci Güçleri (FARC), yanı sıra Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) ve Halk Kurtuluş Ordusu (EPL) ile adı değişse de ABD işbirlikçiliği konusundaki tutarlılığı değişmeyen sağcı Kolombiya Hükümetleri arasında süren çatışmalar yüzbinlerce can aldı. Köyler yıkıldı, önce devlete bağlı, ardından da savaş ortamının kapitalizme nimeti olarak ortaya çıkan şirketlere bağlı çalışan paramiliter katil çeteleri toplumsal hayatın parçası haline geldi. 50 yılda birkaç kez denenen ve son olarak 2012 yılında Küba’nın başkenti Havana’da başlayan ‘barış görüşmeleri’ belli aşamalardan geçerek ‘nihai anlaşma’ ve ‘karşılıklı ateşkes’ noktasına vardı.

Türkiye’deki kısa deneyimden farklı olarak, her adımı toplumun bilgisine sunulan, toprak reformu da dahil bir dizi sosyal sorunun çözümünün de tartışıldığı bir süreç işledi. Çatışmalardan mağdur olan ya da sürecin doğrudan muhatabı halk kesimleri, konu başlıklarına göre görüşmelere doğrudan katıldı. Fikirlerini ve taleplerini açıkladı. Ancak 23 Mart’ta imzalanacağı duyurulon o ‘nihai barış anlaşması’ bir türlü imzalanamadı.

Dün bir açıklama yapan Küba’daki FARC-EP heyeti sözcülerinden Timoşenko lakaplı Rodrigo Londoño, hükümeti süreci uzatmakla eleştirdi ve bir an önce anlaşmanın imzalanarak çift taraflı ateşkesin hayata geçirilmesi çağrısı yaptı. 

Gazetemize konuşan insan hakları alanında çalışan Avukat Daniel Espinoza*, bir yandan anlaşmanın önemine değinirken, hükümetin savaşı tamamen bitirmemeye yönelik tutumuna da işaret ederek şüphelerini dile getirdi. 

“Kesin olan, bugüne kadar imzalanmış olanın önemli olduğudur ve ancak eksik kalan da aynı şekilde önemlidir; açıkçası tüm taraflar için çatışmayı sona erdirmeyi hedefleyen bir anlaşmaya varılamamasının önündeki büyük engeli anlayamıyoruz” diyen Espinoza, çatışmaların durdurulmasının Kolombiya burjuvazisine geçici bir güç kazandıracağını, ancak toplumsal mücadelenin ilerletilmesine de yardımcı olacağına dikkat çekiyor. 

Gerçek bir demokrasi ve toplumsal adaletle birlikte gelecek gerçek bir barış için halk kesimlerinin mücadelesinin anlaşma sonrasında da süreceğine işaret ediyor. 

‘BUGÜNE KADAR YAPILAN ÖNEMLİDİR’

Kolombiya’da 23 Mart’ta imzalanacağı duyurulan nihai barış anlaşması neden imzalanmadı ve ertelendi?
23 Mart için hükümet ve FARC-EP temsilcileri, iki tarafın da katıldığı bu askeri çatışmaları sona erdirmek için anlaşmayı imzalayacaklardı. 23 Aralık’ta Havana kentinde “kurbanlar/mağdurlar” başlığında varılan anlaşmanın imzalanmasının ardından hükümet, geriye bir tek çatışmaların durdurulmasını içeren nihai anlaşmanın kaldığını ve FARC-EP ile üzerinde uzlaşılan ajanda kapsamındaki konuların tamamlanabilmesi için üç ay zamanın yeterli olduğunu söyledi. FARC-EP temsilcilerinden de benzer bir açıklama geldi. Ancak açıklanan tarih geldiğinde taraflar anlaşmaya varamamıştı; silahların bırakılması, çatışmaları bırakın FARC-EP üyelerinin sivil ve siyasi hayata entegresi konularında hâlâ uzlaşılamadı.

Havana’dan gelen bilgiler, FARC’ın, örgütün yasal bir siyasi güce dönüştürülmesi konusunda hükümetin gerekli garantileri vermesi yönünde ısrarcı olduğu ve tartışmaların burada düğümlediği yönünde. 

Yine paramilitarizmin dağıtılması planının, gerillaların eylemsizliğinin liderlere ve eski savaşçılarına yönelik saldırılarla tehlikeye atılmayacak biçimde işlemesini istiyorlar; Kolombiya devletinin 80’lerin sonunda ve 90’ların başında Yurtsever Birlik’e karşı gerçekleştirdiği soykırımın tekrar ettirilmesini istemediklerini ifade ediyorlar.

Diğer yandan hükümet, FARC-EP’ye güçlerini, belirlenmiş bölgelerde toplama önerisi sundu. Bu bölgelere barış alanları deniyor ve bunun için devlet bu alanlarda siyasi otoritesini ve kurumlarını kullanarak engel çıkartmayacak. Alanlar Silahlı Kuvvetler tarafından korunacak ve böylece mevcut siyasi düzen de korunmuş olacak.

Ülkedeki siyasi durumun giderek karmaşıklaşıyor; hükümet, savaş politikalarına hâlâ son vermediği bir süreçte, önce gerillanın silah bırakmasında ve siyasi perspektifinden uzaklaşmasında ısrar ediyor.

Nihai bir anlaşmaya varılamaması ihtimali var mı sizce?
Birçok senaryonun hayata geçmesi mümkün, fakat gerçekçi olmak, gelişme ve eğilimlerin diyalektik bir değerlendirmesini yapmak önemli. Spekülasyonlar temel düşünce ve siyasi duruş için bize kaynak olmamalı. Kesin olan, bugüne kadar imzalanmış olanın önemli olduğudur ve ancak eksik kalan da aynı şekilde önemlidir; açıkçası tüm taraflar için çatışmayı sona erdirmeyi hedefleyen bir anlaşmaya varılamamasının önündeki büyük engeli anlayamıyoruz. FARC-EP’nin eylemsizlik kararı da, yasal siyasi hareketini ve söylemini garanti almak için yürüttüğü pazarlığı kazanmak adına mücadele veren bir örgütün aldığı siyasi bir karardır.

 Hem FARC’ın hem de hükümetin diyalog sürecindeki tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
FARC-EP, demokratik değişimlerin kazanılması için silahlı mücadele yolunun tutulmasının yanlış olduğu fikrine tutunmaktadır. Bugün açısından bu mücadele biçiminin tüm geçerliliğini yitirdiğini söylüyor; demokrasinin ilerlemesi için bir modası geçmiş bir engele dönüştüğünü savunuyorlar.

Bu konuda Ekvador, Brezilya, Bolivya ve Venezuela gibi ilerici hükümetlerin deneyimlerini iktidarın seçim yoluyla ele geçirilmesinin mümkün olduğuna örnek olarak gösteriyorlar ve mevcut hukuki ve siyasi sistemin içinde pasif demokratik mücadeleyi öngörüyorlar. Bugün silahları bırakmanın, emperyalizmin ve muhaliflerin her türlü girişimini mevcut rejimi sosyal, ekonomik ve politik olarak derinleştirmek için kullanan burjuvazinin plan ve hedeflerinin lehine olduğunu düşünüyorum. 

İki tarafın da tam olarak anlaşmaya vardığı noktalar ne oldu?
Tarafların anlaşmaya vardığı noktalar: 1-Tarım politikaları, 2-Siyasete katılım, 3-Uyuşturucu ticareti, 4-Kurbanlar/Mağdurlar meselesi. Şu ana silahların nasıl bırakılacağı ve çatışmanın tamamen sona erdirilmesi konusundaki anlaşma eksik.

Nihai anlaşma imzalandıktan sonra öngörülen süreç nedir?
Halk kesimlerinin, bu süreçte geçici olarak güçlenen ancak ekonomik politik rejimine eşlik eden krizden çıkarabilmek için savaşa devam ısrarcı da olacak olan burjuvaziye karşı adil bir toplumsal barış için mücadelesi sürecektir. 

ABD’NİN ROLÜ NE?

Bu süreçte ABD’nin rolü ne olmuştur? John Kerry’nin geçtiğimiz ay yaptığı ziyareti nasıl yorumlamak gerekiyor?
ABD kendi çıkarlarına dikkat ediyor, bu anlaşmanın Kolombiya’daki ve Latin Amerika’daki hegemonyasını zayıflatıp zayıflatmadığını yakından izliyor. Görüşmelerde delege olan (ABD’li diplomat Bernard) Aronson bu meselede açıkça ABD’nin görüşmelerdeki rolüne ve Kolombiya’da demokrasinin ve kalkınmanın güçlenmesine yarayacak yatırımlardan yana olduklana işaret etti. 

Kerry’nin hükümet ve FARC-EP delegasyonlarıyla Havana’da buluşması da ABD’nin görüşmelere yönelik takibinin bir parçasıdır. 

DİĞER GRUPLAR NE YAPIYOR?

Ülkedeki diğer silahlı grupların bugün açısından pozisyonu nedir?
Ulusal Kurtuluş Ordusu’nun (ELN) pozisyonu da FARC-EP gibi ülkedeki silahlı çatışmalara bir son verecek bir anlaşmaya varılması yönündedir; kısa süre önce hükümetle bir anlaşma imzalanarak birkaç ay içerisinde Ekvador’da resmi görüşmelerin başlamasına karar verildi. 

Halk Kurtuluş Ordusu’nun (EPL) tutumu ise farklı, onlar hükümetle diyalog geliştirmek için uygun siyasi koşulların oluşturulmadığını düşünüyor. Hükümet bir yandan savaşı derinleştirmeye çalışıyor, bombardımanlara devam ediyor, paramiliter güçleri yeniden silahlandırıyor ve askeri bütçeyi ve silahlı kuvvetleri büyütüyor.  

KALICI BARIŞ NASIL GELİR?

Kalıcı bir barış ve gerçek bir demokratik çözüm için sizin öneriniz nedir? Ne yapılması gerekiyor?
Kolombiya’daki çakışma adaletsizlik, açlık, dışlama, özgürlüklerin kısıtlanması, saygısızlık ve bağımlılık ilişkileri sürdükçe devam edecektir. Gerçek bir barış haklarla, adaletle, özgürlükle sağlanabilir; yani toplumsal adaletle birlikte gelecek bir barış olması gerekiyor.

Bu talepler etrafında güçlenecek olan bir mücadeleyle ancak ilerleyebileceğimizi düşünüyorum. Verilen mücadele demokratik bir açılım, yeni bir siyasi anayasa getirmeli; demokratik reformlarla birlikte gelmeli, ancak böylece halk tam eşit, bağımsız ve demokratik bir rejim için güçlerini biriktirebilecektir.

DİĞER SOSYAL GÜNDEMLER NELER?

Kolombiya’yı biz barış/savaş ikileminde takip ediyoruz. Ancak ülkenin diğer temel gündem ve sorunları neler?
Barış talebi dışında kitlesel mücadelelerin verildiği bir başka alan da IMF emriyle düzenlenen ekonomi alanı. Ücretlerin yükseltilmesi, iş hakkı, taşeronlaştırmaya ve kamu işletmelerinin özelleştirilmesine; ayrıca insan haklarının ihlaline, halk önderlerinin kaybedilmesine ve öldürülmesine, toplumsal mücadelenin kriminalize edilmesine ve devletin heryarına işlemiş yolsuzluğa karşı verilen mücadeleler bugün açısından mücadelenin merkezileştiği ve giderek genişlediği meseleler. 

*Güvenlik gerekçesiyle Espinoza’nın fotoğrafını yayınlamıyoruz

ÖNCEKİ HABER

Shakespeare yaşasa Timmermans’a ne derdi?

SONRAKİ HABER

Yeni ittifaklar yeni çatışmaları tetikliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...