Taşeronun ‘T’si kalksın yeter
Aydın'daki taşeron işçiler Hükümetin 'kadro müjdesi' diye sunduğu özel sözleşmeli personel uygulamasına tepkili.

Nilgün TEMEL / Tahsine SARAN
Aydın
Aydın Atatürk Devlet Hastanesinde, farklı bölümlerde çalışan taşeron işçilerle görüşüyoruz. İş güvencesi olmadığı için isimlerini yazmıyoruz. Hepsinde işten atılma kaygısı var. Hükümetin kadro müjdesi diye sunduğu özel sözleşmeli personel uygulamasına hepsi tepkili. Hak-İş’e üye olduklarını ancak sendikanın yeteri kadar uğraşmadığını söyleyen işçilerin, en yakıcı talebi kadro verilmesi.
Bahçede temizlik alanında çalışan bir işçiyle konuşuyoruz. “Biz sadece kadro istiyoruz” diyor ve daha fazla konuşmak istemiyor. Bunun üzerine diğer işçilerin “Başkanımız” dedikleri bir başka temizlik işçisiyle konuşmaya çalışıyoruz Gülerek “Ben sağcıyım” diyor. Kadro müjdesini, çıkarılmak istenen yasaları soruyoruz peşi sıra. “Aceleniz ne, sorularınız boğazınızda kalır” diyor yine gülerek. 19 yıldır çalıştığını anlatıyor ve ekliyor: “Tahakkuk hakkı yeter bize, yani taşeronun ‘T’si kalksın yeter.”
İŞİMİZ BEDDUAYA KALDI
Temizlik görevlisi olarak çalışan bir kadın işçiyle görüşüyoruz. “Aman! Beni bir yerlere verme adımı ve görüntümü kullanma” diyerek tedirginlikle söze giriyor ve başlıyor anlatmaya: “15 yıldır çalışıyorum kulaklarımızı sallaya sallaya 1500 liraya talim edeceğiz. Bizler nasıl çözüm bulalım, onlarım iki dudağı arasında her şey. Kapının önüne koyuveriyorlar, bunlar söz anlamıyor kime anlatacaksın? Bak o kadar çok işsiz var sen gidersen onlar gelir diyorlar. Elimiz kolumuz bağlı gelmişiz uçurumun kenarına ya aşağı atlayacaksın ya da kendini teslim edeceksin. Kendi aramızda konuşuyoruz herkes kendi gölgesinden korkuyor, bizi süründürecekler, haklarından feragat edeceksin diyorlar. Bir şey demiyorum işimiz bedduaya kaldı.”
BU YASAYI KABUL ETMİYORUZ
Görüşmelerimizi doktor yanında sekreterlik yapan işçilerle sürdürüyoruz. Mobbing uygulamalarının kaygısı ve korkusu içindeler: “Evet kadro değil üç yıl sözleşmeli olacağız deniyor, yapılan şeyleri göreceğiz bakalım daha belli değil. Ben güvenceli bir iş ortam istiyorum.” Sekreterlik yapan bir başka işçi söze giriyor: “Yasa ile ilgili bir bilgim yok. Sadece haberleri takip ediyorum. Üç yıllık sözleşmeyi topluca kabul etmiyoruz. 9 yıldır çalışıyorum bu yasa ile haklarımızdan feragat etmemiz gerekiyormuş. Geçmişe dönük haklarımdan vazgeçmem. Kısacası bu yasayı reddediyoruz.”
Sekreterlik yapan bir başka işçi mobbinge dikkat çekerek “Bunu yapsan ne olur şunu yapsam ne olur gibi kaygılar taşıyarak çalışmak istemiyorum. Bu benim çalışma şevkimi de kırıyor, bunu bizim aşmamız gerekiyor iş güvencemizin olmadığı yerde bunları da aşamıyoruz” diyor.
YASA İSTEDİĞİMİZ GİBİ DEĞİL
Aynı hastanede Nöroloji Uzmanı olarak çalışan Aydın Tabipler Odası Başkanı Metin Aydın’la bir araya geliyoruz. Şunları söylüyor: “Normalde kadrolu, güvenceli ve sözleşmesiz bir çalışma istiyoruz taşeron işçiler için ama onlar muhtemelen kendi yandaşlarına opsiyon kullanılacak şekilde bir yasa düzenliyorlar. Bizim görüştüğümüz milletvekilleri Meclisten bu yasanın istenilen şekilde çıkması için uğraşacaklar, bu yasa bizim istediğimiz şekilde değil.”
BU YASA FOS 1 MAYIS’TA ALANLARA
Adnan Menderes Üniversite Hastanesinde taşeron olarak çalışan biyolog kadın işçiye “Özel sözleşmeli personel yasası için ne düşünüyorsunuz?” diye soruyoruz. 8 yıldır çalıştığını anlatan kadın işçi devam ediyor: “Gerçek bir kadro bekliyorduk. Açıklama yapılınca birkaç saat sevindik ama acaba dedik. Maliye bakanı açıklayınca bu yasanın fos olduğunu gördük. Biz aynı koşullarda çalışan kadrolu arkadaşlarla aynı ücreti ve aynı sosyal hakları istiyoruz.”
Aydın’daki sendikaların ve kitle örgütlerinin 1 Mayıs için başka şehirlere götürmesi konusu açılıyor. Buna tepki gösteren işçi “1 Mayıs’ın amacı birleşik ve güçlü bir şekilde hak aramaksa, her kurumun bir araya gelerek, tek bir elden tek güç olmak gerekiyor. İşçiler kendi bulunduğu şehirlerde alanlara çıkmalı” diye konuşuyor.
SENDİKA AKTİF DEĞİL
Yasanın mevcut hakları da geriye götürdüğüne işaret eden işçiler, “Bu yasayla taşeron şirket aradan çekilse bile devlet şirket yerine geçecek ve benim iş garantim sağlanmayacak. Örneğin bize üç sene sonra senin performansından memnun değil diyebilirler. Ne işçi ne memur olacağız bizi arada bir yerde bırakıyorlar” diyorlar. İlkokul mezunlarının alınmamasına da tepki gösteren işçiler, şöyle devam ediyorlar: “Ne olacak ilkokul mezunları aç mı kalacak?”
Üyesi oldukları Hak-İş’e bağlı sendikayı eleştiren işçiler “Sendikaya üyeyiz ama sendika aktif değil” diyor. İşçiler 1 Mayıs’ta sendikaların başka illere çağrı yapmasına da tepki gösteriyor.
Evrensel'i Takip Et