19 Nisan 2016 00:04

Prof. Dr. Ali Kocabaş: Termik, insan sağlığını tehdit ediyor

Türk Toraks Derneğinden Prof. Dr. Ali Kocabaş termik santrallerin insan sağlığına etkilerini anlattı.

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Avrupa’nın adım adım terk ettiği termik santraller Türkiye’de en çok iştah kabartan yatırım yapılan alanlar arasında. Türkiye’de toplam 80, Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay’ı içine alan Çukurova bölgesinde 22 termik santral projesi mevcut. Avrupa’nın terk ettiği termik santraller, çok yüksek enerji gerektiren ve yine gelişmiş ülkelerin adım adım terk ettiği demir çelik ve çimento sanayi ile birlikte büyüyor. Zonguldak havzası, Çanakkale, İskenderun Körfezi gibi bölgelerde yoğunlaşan termik santral projelerinin birçoğu ithal kömürle çalışacak. Termik santrallerin sağlığa etkisini, Türk Toraks Derneğinden Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Kocabaş’la konuştuk. ÇED raporlarında işletmelerin sağlığa etkisinin yer almamasının bir eksiklik olduğunu dile getiren Kocabaş, Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) tarafından yayımlanan raporda elektrik üretimi için kömür kullanımının Türkiye’ye sağlık maliyeti yıllık 2.9 ila 3.6 avro olduğunu söyledi.

SAĞLIK ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YAPILMALI
Santrallerle ilgili ÇED raporları hazırlanırken çevredeki diğer kirleticiler ve termik santral projelerinin yaratacağı toplam etkinin bilerek ihmal edildiğini ifade eden Kocabaş, “Çevre etki değerlendirmelerinin diğer sanayi tesisleri ile birlikte düşünülmesi ve mutlaka sağlık etki değerlendirmesinin yapılması gerekiyor” dedi.

ÇUKUROVA BÖLGESİNDE 22 TERMİK SANTRAL
Çukurova bölgesinde yapılacak termik santrallerin Mersin, Adana, Hatay ve Osmaniye’de yaşayan toplam 6 milyon insanı ilgilendirdiğini söyleyen Kocabaş,  “Bu 6 milyon insanın kaderi bu dağlarla çevrili olması nedeni ile birleşmiş durumda. Yaşanacak herhangi bir olay bu 6 milyon insanı doğrudan etkileyecek özellikte. 22 termik santral toprağı suyu havayı kirleten ve burayı yaşanılmaz hale getiren bir gelişme olacak. Bu durum bölgedeki akciğer hastalıklarının yaygınlığını ve bu hastalıklardan ölümleri olağanüstü arttıracak” dedi.

HAVA KİRLİLİĞİNE BAĞLI ÖLÜMLER AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE YOĞUN
Dış ortam hava kirliliğinin tüm dünyada yılda 3.7 milyon insanın ölümüne neden olduğunu ifade eden Kocabaş, “Bu ölümlerin yüzde 85-90’ı az gelişmiş ülkeler ve orta düzeyde gelişmiş ülkelerde oluyor. Çukurova bölgesi de bundan nasibini alacağa benziyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki hava kirliliğine bağlı ölümler Türkiye’de 28-29 bin civarında. Bu trafik kazalarında yaşanan ölümlerin yaklaşık 7 katına tekabül ediyor. Bu rakam termik santrallerde yaklaşık 2 bin 9 yüz, 3 bin. Yeni açılacak termik santrallerin bu ölümleri olağan üstü arttırmasını bekliyoruz” dedi.
Kömürün taşınması, sonra yakılması, sonra soğutulması, sonra küllerinin bir yerde depolanması gibi işlemlerin her birinin çevreye olumsuz etkilerinin olduğunu dile getiren Kocabaş,  “Kömürün yakılması ile partiküller havaya salınıyor, havada asılı olarak kalıyorlar. Bununla beraber bir takım gazlar salınıyor. Bunlardan en önemlisi karbonmonoksit, kükürtdioksit, azotoksitler ve ozon” dedi. Hava kirliliğinin kalp hastalıkları ve felç, akciğer kanseri, çoğunlukla çocuklarda alt solunum yolu enfeksiyonları ve kronik solunum yolu hastalıkları özellikle KOAH’a neden olduğunu dile getiren Kocabaş, “Akut hava kirliliğinin artması durumunda ise astım krizleri ve KOAH krizleri ortaya çıkıyor” dedi.

ASİT YAĞMURLARI DOĞAYI ZEHİRLİYOR
Santrallerden salınan nitrikoksit ve kükürtoksit maddelerinin havada asitlere dönüşüp asit yağmurları şeklinde toprağa ve suya döküldüğünü anlatan Kocabaş, bu bölgedeki üreyen balıklar bu ağır metallerle ve zehirli maddelerle zehirleniyor. Aynı şekilde toprak da bu maddelerle kirleniyor. Tüm tarımsal üretimin ve bu bölgede yaşayan canlıların ve bitkilerin ölümüne neden oluyor” dedi. Pariküllerle beraber salınan bir takım radyoaktif maddeler de olduğunu dile getiren Kocabaş, “Civa ve kanserojen nitelikteki bir takım radyoaktif maddeler aynı şekilde çevrede olumsuz etkiler yaparken toprağa ve suya karışarak doğanın kirlenmesine yol açıyor” dedi.
İnsan sağlığının hiçbir kalkınma masalından daha önemli olmadığını dile getiren Kocabaş, “Biz insanca sürdürülebilir bir yaşamı savunmalıyız. Peki ne yapmalı? Kömür, fueloil, benzin, doğal gaz gibi fosil yakıtları toprak altında bırakmalıyız. Alternatif enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Güneş enerjisi, RES gibi…” dedi.

SAĞLIK HAKKI İÇİN TERMİĞE KARŞIYIZ
Türkiye’nin hava kirliliği konusundaki durumunu değerlendiren Kocabaş, Türkiye’deki hava kirliliği ölçütlerinin Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği ölçütlerinin çok üstünde olduğunu dile getirdi. Türk Toraks Derneğinin de içinde bulunduğu Temiz Hava Hakkı Platformunun son yayımladığı rapordan bahseden Kocabaş, “81 ilin 40 tanesi temiz havaya sahip illermiş gibi görünüyor. Oysa dünya sağlık örgütü kriterine baktığımız zaman sadece Çankırı temiz görünmektedir. Türkiye insanlarının tümü çok ciddi bir yaşamsal tehdit altındadır. Bu bir katliamdır. Bir hekimin temel görevinin ilaç yazmak, tedavi etmek olduğuna inanmıyorum. Sağlık hakkını savunmak temel hekimlik görevlerimizdendir. Ve bu yüzden bu termik santrallerinin yapılmasına karşıyız” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Bu savaş kimin savaşı?

SONRAKİ HABER

Maraş'ta yapılmak istenen mülteci kampına tepki büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa