19 Nisan 2016 00:30

İkitelli - Güneşli havzasında 1 Mayıs takvimi belli oldu

1 Mayıs çalışmasına DERİTEKS, Liman-İş, İnşaat-İş, Belediye-İş, Genel-İş, Tüm Bel-Sen ve Eğitim Sen şubelerinin yanı sıra çok sayıda işçi katılıyor.

Paylaş

Hilal YAĞIZ
İstanbul

Konfederasyonlar alan tartışmalarını sürdürürken, İstanbul’un önemli sanayi havzalarından olan Güneşli ve İkitelli Bölgesi’nde mücadele yürüten sendika şubeleri ve işçiler yerel kutlamalar için hazırlıklarını sürdürüyor. Bir süredir başta kiralık işçilik ve kıdem tazminatının fona devredilmesi olmak üzere hükümetin işçi ve emekçilerin haklarına yönelik saldırılarının ele alındığı toplantılar düzenleyen, ortak bildiriler dağıtan işçiler ve sendikacılar, yerel kutlamaların takvimini belirledi. Buna göre, 24 Nisan’da Bakırköy’de 1 Mayıs kutlama yapılacak, 1 Mayıs’tan bir gün önce, 30 Nisan’da ise Güneşli’den Şirinevlere yürüyüş düzenlenecek. Belediye-İş, Liman-İş, Genel-İş, DERİTEKS, İnşaat-İş’in bölgede çalışma sürdüren şubeleri ile metal ve tekstil fabrikalarında çalışan işçilerin katılımıyla yapılan toplantıda akırköyde 1 Mayıs kutlaması yapılması kararı alındı. 29 Nisan’da ise Beylikdüzü Belediye önünde bir açıklama yapılacak. Geçtiğimiz yıl 1 Mayıs’ta nakış işçilerinin yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği yürüyüşten güç alan işçiler ve sendika şubeleri bölgelerinde bulunan tüm işçi ve emekçileri bu kutlamalara katılmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırdı. Bizde İkitelli-Güneşli bölgesinde 1 Mayıs çalışmalarını sürdüren işçiler ve sendikacılarla hedeflerini konuştuk.

Barış ve insanca yaşam için alanlara

2016 1 Mayısı’nda görüşlerine başvurduğumuz tekstil işçileri, Türkiye’de süren savaşa, çatışmalara ve ölümlere tepkili. Özellikle kadın tekstil işçileri bölgede yaşanan ölümlerin son  bulmasını istiyor. Çatışmalı ortamın işyerlerindeki işçileri de böldüğünü ve işçi sınıfının kazanımı için barış taleplerinin de öne çıkarılması gerektiğini vurguluyorlar. Savaş koşullarında en çok işçilerin emekçilerin haklarının gerilediğini ifade eden işçiler 1 Mayıs’ta aynı zamanda barış talebinin de yükseltilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
Sezgin Aydın (Nakış işçisi): 30 Nisan’da yapacağımız 1 Mayıs kutlamasına sloganlarımızı atarak devam edeceğiz. Bu yıl 1 Mayıs’a giderken en önemli sorunlarımız birlik. Buna dikkat çekiyoruz Nakış işçileri olarak. Hem kendi işyerlerimizde hem bütün işçiler olarak birlik olma çağrısında bulunuyoruz. 1 Mayıs’ta da tatil günü deyip evlerimizde oturmayalım. Yoksa bütün emeklerimiz boşa gider. Gelin hep birlikte omuz omuza verelim bütün haklarımızı alalım, yoksa sömürüye boyun eğmiş olacağız. 30 Nisan’da da bütün arkadaşlarımızı Güneşli’de 1 Mayıs yürüyüşümüze davet ediyoruz.
Soner Bayar (İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nden bir metal işçisi): 1 Mayıs’a doğru giderken en temel taleplerimizden biri insan onuruna yakışır emeğe dayalı ücret artışının daha insanca olabilme koşullarının sağlanmasıdır. Bununla birlikte sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca dayatılan esnek çalışma ve keyfi uygulamaların son bulması en acil ve en temel sorunlarımızdır. Kölece çalışmak istemiyoruz. İş kazalarında arkadaşlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Bu nedenle bu 1 Mayıs’ın emeğin özgürlüğün ve insanca yaşama umudunu büyütme yılı olmasını diliyoruz.

‘HER ŞEYE RAĞMEN ALANLARDA OLMALIYIZ’

Genel-İş 2 No’lu Şube Başkanı Adil Çiftçi: Sınıfı bilgilendirmek, işçiler içerisinde bir sınıf bilinci yaratmak gerekir. Ne kadar ortak toplantılar yaparsak o kadar iyi. Bu anlamda sendikaların burada ortak çalışması atılmış güzel bir adımdır. Biz 24 Nisan’da Bakırköy’e çağrı yapıyoruz. Bizim orada taşeronda arkadaşlarımız var. Bakırköy Devlet Hastanesinde emek büroları açtık. Tam bilgilendirmeyi yaparken taşeron yasasıyla ilgili Başbakanın açıklaması öne geçiyor. İşçi arkadaşların çoğu önce bayram havasındaydı ama öğrendikçe moralleri bozuldu. Işık görmeyen bodrum katlarında çalışıyorlar ve yemek saatlerinde 15 dakika nöbetleşe yemek yiyorlar. İş tanımı dahi yok ve kendi işleri olan temizlik işlerinin dışında bile iş yaptırıyorlar. Sosyal hakları sadece yol ve yemek. Yemek parasında bile hile yapılıyor. 156 lira yol parası olması gerekirken 105 lira yol parası veriliyor. Belediyeler, özel idareler ne olacak belli değil. Biz bu içi boş açıklamalara karşın kayıtsız şartsız ayrımsız tüm sosyal haklarıyla donatılmış bir hak, kadro istiyoruz. Bu kapsamda 3 milyon 600 bin civarında işçi var. Memlekette ayrıca güvenlik meselesi var. Gar patlaması, Ankara patlaması... tüm bu sorunlar karşısında sendika konfederasyonları yetersiz kalmış durumda. Öz eleştiri yapmamız lazım. Her şeye rağmen 1 Mayıs’ta ve öncesinde alanlarda olmalıyız.

İŞÇİ KARDEŞLERİMİZİ 1 MAYIS KUTLAMASINA ÇAĞIRIYORUZ

Liman-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Sinan Ceviz: İkitelli - Güneşli Sanayi Bölgesi’nde örgütlenme çalışmaları sürdüren sendikalarla yaptığımız çalışmalar sonunda 1 Mayıs’a ilişkin bir planlama çıkardık. Geçtiğimiz yıl Güneşli ve Aykosan’da yerel kutlamalar gerçekleştirilmişti. Bu yıl geçtiğimiz yıl edindiğimiz deneyimlerde gözden geçirilerek bir adım atıldı. Aynı zamanda Beylikdüzü’de de bir çalışma sürüyor. Orada da 29 Nisan’da da belediye binası önünde bir açıklama yapılacak. İşçi sınıfına dönük saldırıların hız kesmeden arttığı bir dönemden geçiyoruz. Gündemdeki yasalarla kölece çalışma koşulları dayatılmak isteniyor. Daha doğrusu bugün birçok sektörde uygulanan kölelik koşullarının yasal dayanakları yaratılmak isteniyor. Bugün işçilerin geçinmek için ek zam talebine, güvenceli ve güvenlikli çalışma talebine tahammül etmeyen sermaye sınıfı, işçi sınıfının örgütlenme dayanaklarını da yok etmek istiyor. Sendikalaşma mücadelesi sürdüren işçileri kapı önüne koyan patronlara siyasi iktidarda kol kanat geriyor. Şimdi diyorlar ki “Toplu işten çıkarmalarda başımıza bela olan kıdem tazminatını kaldırın”. Bir yandan haklarımız budanırken bir yandan da ülkemiz kan gölüne döndü ve yaşanan çatışmalı ortamdan kaynaklı işyerlerimizde kutuplaşmalar yaşanıyor. Savaş ortamı her zaman yoksulları, işçileri, emekçileri vurmuştur. Savaşta ölenler de yoksul ailelerin çocuklarıdır ve işçi sınıfının en çok hakları savaş dönemlerinde yok edilmiştir. Bu nedenle barış demek için de 1 Mayıs’ta yan yana durmak zorundayız.
Bu saldırılar karşısında en güçlü sesi 1 Mayıs’ta çıkarmamız gerekiyor. Bugün sendika konfederasyonları ise bu saldırılar karşısında henüz ciddi bir adım atmış değil. 1 Mayıs meselesinde ipe un serildiğini görüyoruz. Birileri Sakarya, birileri Çanakkale, birileri de Taksim diyor, işçi sınıfı ve onun talepleri bir kenara bırakılarak yürütülen bu tartışmalar sürerken izlemek yerine tabandan inisiyatif almanın daha doğru olacağını görüyoruz. Bu nedenle bölgemizde bir adım attık.
Yani insanca yaşamak için, barış için, işimiz ve geleceğimiz için 1 Mayıs’ı en güçlü şekilde karşılamalı alanlarda taleplerimizi ifade etmeliyiz. Bu nedenle tüm işçi kardeşlerimizi bir hafta öncesinden başlattığımız 1 Mayıs etkinliklerimize katılmaya, 1 Mayıs günü de işçi kardeşlerimizi sendikaları ile birlikte belirlenen alanlarda yer almaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Çalışmalarımızı 1 Mayıs sonrasında da  sürdüreceğiz.

‘YEREL 1 MAYISLAR, KONFEDERASYONLARI DA SIKIŞTIRACAKTIR’
Tüm Bel Sen 1 No’lu Şube Başkanı Kadri Kılıcı: Biz 30 Nisan’da Güneşli’de yapılacak yürüyüşü önemli buluyoruz. Biz de 29 Nisan’da Beylikdüzü’de yapılacak ortak açıklamaya katkı sunacağız. Avcılar’da yapılması için Belediye-İş ve Eğitim Sen’le de görüşüyoruz. Biz geçen sene de Bakırköy’de 1 Mayıs kutlaması yapmıştık, iyi bir katılım olmuştu. İşyerleri önündeki çalışmalarda daha fazla katılım oluyor. Bugün hem emeğe, hem de demokratik taleplere saldırılar had safhada. Kamu emekçilerinin iş güvencesinin kaldırılmak istendiği, akademisyenlerin ve gazetecilerin tutuklandığı, kıdem tazminatının gasbı ve kiralık işçilik gibi saldırıların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Buna karşı hem 1 Mayıs’a kadar yapılacak çalışmalar, hem de 1 Mayıs’ın özüne uygun bir şekilde İstanbul’da kutlanması, kitlesel olarak alana çıkılması önemli. Bu nedenle 1 Mayıs’ın Taksim’e sıkıştırılması dönemin ihtiyacına uygun değil. Yukarıdan alınan bu kararlar tabana sorularak alınmış da değil. Yerellerdeki çalışmalar, savaşa sömürüye karşı eşitlik adalet ve barış insanca yaşam ve çalışma koşulları talebinin yaygınlaşması bu açıdan önemli. İstanbul 1 Mayısı için KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin yaptıkları açıklamayı da tekrar değerlendirmeleri gerekmektedir.

ORTAK VE BİRLEŞİK MÜCADELE ÇAĞRISI
Belediye İş İstanbul 2 No’lu Şube: Türkiye işçi sınıfı, büyük mücadeleler ve bedellerle kazandığı en temel haklarına operasyonlarının yapıldığı bir dönemde 1 Mayıs’a gidiyor. Mevcut hükümet, sermayenin istekleri doğrultusunda “düzenleme” adı altında sınıfın temel kazanımlarına saldırıyor. Kıdem tazminatı fona devredilerek kaldırılmak isteniyor. “Özel istihdam büroları” ile çalışma yaşamı kölelik düzenine çevrilerek, güvenceli çalışma şartları tümüyle kaldırılmaya çalışılıyor.  657 sayılı Devlet Memurları Kanunu değiştirilerek kamu emekçilerinin güvenceli çalışması ellerinden alınmak isteniyor. Bu saldırılara karşı yürütülen mücadele ortaklaştırılıp, etkili hale getirilmeli. Farklı konfederasyonlardan, farklı iş kollarında mücadele eden sendikaların İstanbul şubeleri olarak 2016 yılı 1 Mayısı öncesi bir araya gelerek ortak saldırılara karşı ortak ve birleşik mücadele fikrini tartıştık. Bu tartışmalar sonrası 1 Mayıs’a giden haftayı bir bütün kutlamalarla geçirme kararı aldık. Bu bağlamda 24 Nisan’da saat 12.30’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda, aynı gün 14.00’te Kadıköy’de ve 30 Nisan’da da Güneşli’de nakış işçilerinin öncülüğünde kitlesel kutlamalar organize ettik. Bu kutlamalar; yasaklar, bombalar ve katliamlarla evlerine hapsedilmek istenen işçi sınıfının meydanlardan çekilmeyeceğini ve hak gasplarına karşı ortak mücadele edeceğini yüksek sesle haykıracağımız kutlamalar olacak. Bu vesileyle emek dostu tüm kesimleri 1 Mayıs’ta alanlara çağırıyoruz. 

ÖNCEKİ HABER

1 Mayıs yaklaşırken bizim de bazı taleplerimiz var

SONRAKİ HABER

Sokak sokak, cadde cadde bütün meydanları doldurarak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...