18 Nisan 2016 00:51

‘Ahlak Islatan’ öyküler bunlar

Gazeteci Nazım Alpman,Ahlak Islatan Medya Hikayeleri kitabıyla basın dünyasında geçirdiği yıllarda edindiği deneyimleri kısa öyküler halinde anlatıyor

Paylaş

Ezgi GÖRGÜ
İstanbul

Deneyimli Gazeteci Nazım Alpman, Ahlak Islatan Medya Hikayeleri kitabıyla basın dünyasında geçirdiği yıllarda edindiği deneyimleri kısa öyküler halinde hazırlayıp yayımladı. Ozan Yayıncılık’tan çıkan kitap, ‘Sen iyi satarsın, En demokrat kanal, bisiklet ve iktidar, 30 kupona kadın’ gibi isimlere sahip 22 hikayeden oluşuyor. 

Uzun yıllar sürdürdüğü mesleğine ek olarak gazetecilik alanında verdiği basın etiği ve örgütlenme üzerine mücadelesiyle de tanıdığımız Nazım Alpman’la kitabı için halen çalışmakta olduğu İz TV’de buluştuk, genç bir gazeteci olarak ondan medya hikayelerini dinledik, gazeteciliği değerlendirdik. 

Kendisinde sakladığı öykülerini, Fazıl Say’ın 20 yıl önce yazdığı ve henüz Antalya Piyano Festivali’nde çaldığı “İlk Şarkılar” albümündeki parçaları dinledikten sonra yazmaya devam kararı aldığını söyleyen Alpman, “Benim de eskiden yazdıklarım vardı, onları okudum tekrar, gülümsedim. Yaşadıklarımdan ve gözlemlediklerimden 15 tane vardı ilkin, 22’ye çıktı. Bir bölümü haber içinde yaşadıklarım, bir bölümü de medyanın ileri sektörünü oluşturan reklam sektöründen” diyor, reklam sektöründe çalışanların nitelikli olduklarını, iki dil bilen, doktoralı gençler olduklarını, iyi para kazandıklarını söylüyor ancak gazetelerin böyle olmadığını da sözlerine ekliyor.

‘BİZ GAZETECİLER BARIŞ İSTEMELİYİZ’ 

Uluslararası formasyonlara sahip olsa bile gazetecilere çok cüzi ücretlerin verildiğini, son dönemde de çok azaldığını aktarıyor Nazım abi. Kitapta geçen öyküler, düşündürdüğü kısmıyla komik hallere de yer veriyor, o da “Zaten gazetelerin içinde geçirdiğim onca yıldan sonra daha komiklerine de denk geldim” diyerek durumu anlatıyor. 

Gazetecilik için anlattıklarını ders vermek gibi bir niyetle yapmadığını üstüne basa basa anlatan Nazım Alpman, “Soyutlamak, daha kolay anlaşılır ve kimseye ders vermek gibi bir niyetim yok, sadece bir fotoğraf ortaya koydum ve biraz da tebessüm ettirdiysek okur açısından başarıya ulaşmış demektir” diyor.

Kitapta geçen hikayelerde meslek etiği hakkında birçok örnek yer alıyor. Bize de gazetecilik etiğinin hangi seviyede olduğunu şu sözlerle anlatıyor; “Gazetecilerin anayasası olan Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi, Nail Güreli zamanında Umur Talu’nun özverili çalışmasıyla bütün dünyadaki meslek örgütlerinin kendilerini bağlayan ilkeler demetinden oluşturulmuş bir anayasamız var. Burada bir gazeteci tanımı var. Gazeteci, başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın evrensel değerlerini savunur. Türkiye’de barış denince şöyle algılanır: Sen terör örgütünü destekliyorsun, neden çünkü onlar en çok istiyor barışı. Şimdi tersi devam ediyor, her şey cehenneme döndü. Biz gazeteciler, barış istemeliyiz, halihazırda zaten anayasamız da var. ‘Gazeteci barıştan yana olmalı’ diyor. Ama bizde öyle gazeteler ve gazeteciler var ki savaşan tarafların Genelkurmay karargahlarında oturuyormuş gibi. O nedenle Türkiye’de çok uzun zamandır devlete entegre olmuş gazetecilik var. Onun dışında da bir alan var, iyi gazetecilik yapmak için, iyi gazeteciler de var.” 

İKTİDAR ZEHİRLENMESİ 

1950’li, 1960’lı yıllar da dahil gazetecilerin siyasal iktidarlarla karşı karşıya kaldığını söyleyen Alpman, iktidara gelmeden önce demokrasi dile getiren iktidarların, sonrasında ise iktidar zehirlenmesi yaşadıklarını, ilk hedef olarak da karşılarında gazetecileri gördüklerini anlatıyor. Bunu da şöyle bir örnekle anlatıyor, bu hikaye ise kitap dışından. “Taksim’de toplumsal gösteriler yapılırdı, 1980’li yıllarda Necmettin Yıldırım vardı çevik kuvvet amiri olarak. Uyarı, çağrı ve zor kullanma var. Polis önce ‘Arkadaşlar yürüyüşünüz yasa dışıdır’ diyor, ‘Lütfen dağılın’ diyor, üçüncü olarak da ‘Dağıtın’ diyor. Bu üçünü peş peşe der, ama önce bir talimat daha verir, “önce gazetecilere” diye anlatıyor, gazetecilerin iktidarla olan ilişkisini Alpman. 

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Levent Köker:CHP’nin yeri göğü inletmesi gerekirdi

SONRAKİ HABER

Mizah krizlerinin kısa tarihi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa