17 Nisan 2016 07:20

Van’da ‘kuşatma altında barış’ konuşuldu

Van'da EMEP İl Örgütü tarafından Mehmet Türkmen ve Fehim Işık'ın katılımıyla 'Kuşatma altında çözüm aramak, barış: neden ve nasıl?' paneli yapıldı.

Paylaş

Emek Partisi (EMEP) Van İl Örgütü, ‘Kuşatma Altında Çözüm Aramak, Barış: Neden ve Nasıl?’ başlıklı panel düzenledi. KESK Konferans Salonu’nda dün gerçekleşen panele Gazeteci Fehim Işık ve EMEP MYK Üyesi Mehmet Türkmen katıldı. 
Yoğun ilginin olduğu panelde ilk olarak konuşan gazeteci Fehim Işık Ortadoğu’da ortaya çıkan halk ayaklanmalarının Suriye’de de etkisini göstermesiyle birlikte Türkiye’nin emellerini ortaya koyduğuna vurgu yaptı. Kobanê’de 19 Temmuz 2012’de yönetimin ilk kez halkın eline geçtiğine dikkat çeken Işık, “19 Temmuz’da kimliksizleştirilen Kürt halkı devletten topraklarını geri aldı. Bunu önlemeye çalışan devlet Kuzey Afrika’da yaklaşık dört bin kişilik el Nusra çetesini Türkiye üzerinden Rojava’ya soktu” dedi. 
2013 yılında başlayan süreç ve 2008 yılındaki Oslo sürecine de dikkat çeken Işık, “Oslo’yla 2013’de başlayan süreç arasındaki tek farklılık esasen 2013’ün kamuoyuna daha açık bir şekilde ilerlemesi ve sivil siyasi aktörlerinde devrede daha fazla yer almasıdır. Deyim yerindeyse o dönemde HDP yanı sıra DBP ve DTK’nın da farklı kadın örgütlerinin de sürecin içerisinde bir şekilde yer aldığı, sürece katıldığı bir durum söz konusu. Ama görüşmeler Oslo ile aynı yapılıyor; Bir farkla üçüncü gözün arada olmaması” dedi. 

STATÜ TALEBİ YASAL VE ANAYASAL SÜRECE KAVUŞTURULMALI
2013’te süreci bitirmeye yönelik atılan adımlara da vurgu yapan Işık, “Silvan provokasyonu süreci bitirmeye yönelik yine o dönem Erdoğan’ın geliştirdiği bir aksiyondur. Aslında bir grup asker ortaya yem olarak atıldı. Seçim öncesinde Diyadin provokasyonunu hatırlıyorsunuz. Diyadin’de bu yaşama geçmedi ama Silvan’da gerekçe edildi. 2011’de Oslo sürecinde Kürtler, statü talebinden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğini çok açık söyledi. Evet bu bir bağımsızlık olmayacak, ortak yaşamı ifade eden bir statü olacak ama eğer bu sorunun çözülmesi için silahlı mücadelenin bitip, sivil siyasi alana geçilmesini istiyorsanız, bir statü yapılanmasını kabul etmeli, bunu yasal ve anayasal sürece kavuşturmalısınız” dedi

ROJAVA AKP’NİN HESAPLARINI BOZDU
Ardından konuşan Emek Partisi MYK üyesi Mehmet Türkmen ise Türkiye’nin Suriye politikasında Esad’ı devirmek üzere bir planla dış politikasını sürdürdüğüne ve Kürtler ile ilk görüşmeleri de bu emellerle yaptığını belirterek, “İlkin ‘belki yedeklerim, belki Esad’a karşı bir pozisyona çekerim’ diye diyalog kurduğu PYD’yi ÖSO’ya dahil etme çabalarını biliyoruz. Bu sonuç vermeyince, Kürtlerin orada bir statü kazanmış hale gelmesiyle hesapları ters tepti. Yani yanı başında Rojava’nın statü kazandığı koşullarda artık siz Türkiye’deki Kürt halkını statüsüz yönetemezdiniz” şeklinde konuştu.
Çözüm sürecinde AKP’nin Kürtleri kendisine yedekleyerek sorunu çözmek istediğini ancak Kürtlerin verdiği mücadele ile AKP’yi zorladığını vurgulayan Türkmen, “Zaman içerisinde Kürt halkının taleplerinin daha ileriden tartışıldığı bir sürece dönüşünce, bu durum Kürt hareketinin daha fazla güçlenmesine yol açtı” dedi. 

ÇATIŞMASIZLIK SÜRECİ MUHALEFETİ GÜÇLENDİRDİ
Çatışmasızlık sürecinde fiili olarak bir demokratik ortam geliştiğini ve Gezi direnişinin de bu bakımdan önemli olduğunu söyleyen Türkmen, “Üniversiteleri zapturapt altına almasına karşı ODTÜ’den başlayıp, tüm üniversitelere yayılan hareket, yine 7 Haziran öncesinde 89, 90 bahar eylemlerinden sonra Türkiye’deki en büyük işçi hareketi gelişti. Belki başka gündemlerin öne çıkmasından kimsenin dikkatini çekmedi ama 30 bin metal işçisi işyeri işgalleri yaptı bir ay boyunca. Çevre hareketleri ivme kazandı. Tüm bunlar AKP’nin niyetinden bağımsız olarak tüm toplumsal kesimlerde AKP’nin gerici politikalarına karşı muhalefetin güçlenmesine neden oldu. İşte 7 Haziran’da bu yüzden kaybetti. Tıpkı steril ortamlarda barınamayan mikroplar gibi, AKP’de görece barışın, demokratik bir ortamın olduğu ortamda iktidarını sürdüremeyeceğini anladı ” dedi. 

SAVAŞA KARŞI ORTAK MÜCADELE
Çözüm sürecinde AKP’nin nihai hedefinin PKK’ye silah bıraktırarak işlevsiz hale getirmeye çalıştığını ve batı kamuoyunu da buna ikna ettiğini belirten Türkmen, Kürtlerin statü talebi karşılanmadan bu sorunun operasyonlarla, kentleri bombalayarak çözülemeyeceğini ve bunun için savaşa karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. (Van/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

Cizre'de park ve kültür merkezi polislerin işgali altında!

SONRAKİ HABER

Savaş nedeniyle Bağin kaplıcaları ıssız kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa