17 Nisan 2016 06:19

'Ağaca çıkan kedi, işçiden daha fazla haber değeri taşıyor'

'Gözlerimizi açıp hakkımız için mücadele etmemiz gerekiyor. Nerede bir işçi kardeşim eziliyorsa onun yanında olacağım. Yaşadıklarım bunu öğretti.'

Paylaş

Önder DEMİR
İnci Plastik’ten Atılan İşyeri Temsilcisi / Gebze

Merhaba ben Gebze’de bulunan İnci Plastik ve Jüt San AŞ’den 22 Mart 2016’da işten çıkartılan bir işçiyim. Şu an bu mektubu direnişte olduğum fabrikanın önünde yazıyorum. Bu aşamaya nasıl geldik, neden ekmeğimizden olduk, bunlar hakkında biraz içimi dökmek istiyorum. 
Çalıştığım firmada Hak-İş’e bağlı Öz İplik-İş Sendikası örgütlü. Fabrikada işçilere yapılan muamele öyle bir boyuta gelmişti ki tek derdi evine ekmek götürmek olan insanlar küfürlere maruz kalıyor, yöneticiler tarafından ikinci sınıf insan muamelesi görüyordu. Sendikalı olmasına rağmen hakkını savunacak kimseyi bulamıyordu. Birilerinin buna dur demesi gerekiyordu. Kürşat Yalçın arkadaşımla beraber elimizi taşın altına koyarak hak ettiğimiz şartlarda çalışmak için mücadele başlattık. 
Sendika, işçilerin baskısıyla temsilci seçimi gerçekleştirdi. Ben ve Kürşat arkadaşım temsilci olarak seçildik. 2014 Ekim ayında mazbatayı aldıktan sonra işçi arkadaşlarımızın insanca ortamda çalışmaları ve hak ettikleri ücreti alabilmeleri için elimizden gelenin fazlasını yaptık. 
Bir çok konuda başarılı da olduk. Ama sendikanın bize destek olmamasından kaynaklı sorunlar yaşadık. Görevde olduğumuz süre boyunca işçilerin yüzü gülüyordu fakat ne hikmetse bu durum hem işverenin hem de sendikanın zoruna gidiyordu. İşverenin bu tutumunu anlamak bir noktada mümkündü; ancak amacı işçileri örgütlemek olan sendikanın işçilerin bilinçli bir şekilde hareket etmesinden rahatsızlık duyması bizleri şüpheye düşürüyordu. 
Bu şüphenin yersiz olmadığını çok geçmeden anladık. Toplusözleşme için hazırladığımız taslak bahane edilerek temsilcilik görevinden alındık. Sendika kozunu oynamıştı, sıra işverene geldi. Sendikaya karşı yaptığımız eylemlerin iş barışını bozduğu gerekçesiyle Kürşat arkadaşımız işten atıldı. Oysa işyerine ve işimize hiçbir olumsuzluk yansıtmamıştık, buna rağmen işveren sendikaya göğsünü siper etti. Ama unuttukları bir şey vardı. Biz artık bilinçliydik ve bu haksızlığa boyun eğmeyecektik. 
8 Mart’tan bu yana fabrika önünde eylemdeyiz. Eylemlerin 15. gününde ben de işten çıkartıldım. Ama biliyorum ki verdiğimiz mücadeleyi kazanacağız. Bu süreçte işçiler olarak bir şeyi de çok iyi anladık. Biz hakkımızı arıyoruz, fakat bizimle aynı şartlarda çalışan diğer işçiler için ne yapıyoruz? Hiçbir şey yapmıyoruz. En büyük eksiklik burada. Bunun önüne geçebilmenin tek yolu işçi sınıfı olarak örgütlenmektir. Yaşanan eylem süreçlerine destek vermek gerekiyor. Yoldan geçerken aracın kornasına basmayı destek olarak gören işçi sınıfını bilinçlendirmek gerekiyor. Önümüzde 1 Mayıs gibi bir fırsat var. Böyle zamanlarda doğru hedefler belirleyerek hep bir ağızdan haykırsak kamuoyunun dikkatini çekebiliriz. 
Ağaca çıkan kedinin greve çıkan işçilerden daha fazla haber niteliği taşıdığı bir ülkede yaşıyoruz. Bunu değiştirmek bizlerin elinde. Gözlerimizi açıp hakkımız için mücadele etmemiz gerekiyor. Bizim daha iyi şartlarda çalışmamız için canlarından olan insanları hatırlamamız gerekiyor. Onların bıraktığı mirasa sahip çıkıp çocuklarımıza daha iyi miraslar bırakmak için mücadele etmemiz gerekiyor. Ben bir işçiyim ve artık iyi biliyorum; firma ismi gözetmeden nerede bir işçi kardeşim eziliyorsa onun yanında olacağım. Yaşadıklarım bana bunu öğretti. Herkes böyle düşünürse kazananlar bizler olacağız. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. 

*** 
Gebze 1 Mayıs’sız kalmamalı

Damla ULUDAĞ
Gebze

Gebze’de 1 Mayıs yıllardan beri işçilerin kendi talepleriyle alana çıktığı ve mücadele ederek biriktirdikleri deneyimlerle kutlanıyor. Peki, 2016 1 Mayısı nasıl kutlanacak? Gebze Sendikalar Birliği (GSB) Dönem Sözcüsü ve Petrol-İş Şube Başkanı Süleyman Akyüz’e sorduk. 
GSB’de farklı konfederasyonlara bağlı sendikaların şubeleri olarak bir araya geldiklerini belirten Akyüz, “Karar aşamasında konfederasyonların merkez kararları da etkili oluyor ama bu zamana kadar Gebze’de kutlamak bizim için hayli önemliydi, bundan sonra da böyle olacak. 20’ye yakın bileşenimizden 11’i katıldı ve çoğunun gönlü Gebze’den yana. Ancak bazı sendikalarımız konfederasyon kararlarına uyarak farklı yerlerde kutlayacak” dedi. 
Yerel kutlamanın önemine dikkat çeken Akyüz, şöyle devam etti: “İşçi sınıfının bilinçlenmesi, 1 Mayıs’ın anlamının anlaşılabilmesi ve emek sermaye çelişkisi açısından mutlaka yerellerde kutlanmalıdır. İşçi sınıfının bu denli yoğun olduğu bu kent 1 Mayıs’sız kalmamalıdır.”
Özellikle kıdem tazminatının hedefe konmasının kendileri için kabul edilemez olduğunu, kiralık işçilik yasasının ise felaket anlamına geldiğini ifade eden Akyüz, “Bunun faturası daha sonra çok daha ağır çıkacak. Kesinlikle karşı durulmalıdır, çünkü olursa eğer bundan sonra herkes sendikalılığı unutsun, örgütlülüğü unutsun, hak almayı unutsun ve emekliliği unutsun...” diye konuştu. Akyüz şu çağrıda bulundu: “Herkes ama herkes geçmiş yıllarda da olduğu gibi aileleriyle, çocuklarıyla birlikte bayram havasında inadına barış, inadına huzur, inadına işçi sınıfı, inadına sendika, inadına haklarımız diyerek alanlarda olmalı.”

 

ÖNCEKİ HABER

Sendika yönetimlerine mücadeleci işçiler gelmeli

SONRAKİ HABER

1 Mayıs sınıfı birleşmeye ve barış mücadelesine çağırıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...