Yapay ayrımlardan uzak durmalıyız
Fevzi Yılmaz, 'Bombalarla, katliamlarla bizleri korkutmaya, evlerimize hapsetmek isteyenlere karşı 1 Mayıs'ta alanlarda olacağız' diye yazdı.

Fevzi YILMAZ
KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Bu yıl Ankara’da 1 Mayıs tüm işçi ve emekçilere tarihi bir sorumluluk yüklüyor. 10 Ekim “Emek, Barış, Demokrasi Mitingi”ne yönelik bombalı saldırı ve yaşanan katliam sonraki ilk 1 Mayıs olması sorumluluğumuzu artırıyor. Daha sonraki günlerde Ankara’da patlayan bombalar, hayatlarını kaybeden onlarca kişi ve sokağa çıkamaz hale gelen milyonlar... Güvenlik politikaları adına emekçilere alanların yasaklandığı, baskı ve şiddet politikalarının giderek arttığı koşullarda 1 Mayıs daha da önemli.
1 Mayıs işçi sınıfının taleplerini en belirgin ve kitlesel şekilde dile getirdiği evrensel bir gün. Bu yıl, işçi sınıfı örgütleri ile sermaye güçlerinin karşı karşıya gelişi 1 Mayıs’ın çok öncesinden başladı. Kamu emekçilerinin iş güvencesini tamamen kaldırmaya yönelik hazırlıklar sürerken, işçilerin kıdem tazminatı ve en temel hakları hedef haline getirilmiştir. Kıdem tazminatı üzerinden yapılan hesaplar, taşeron çalışma, kiralık işçilik ve özel istihdam bürolarına yönelik hazırlıklar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda planlanan (DMK) değişiklikler, sendikal hak ve özgürlüklere yönelik baskı, tehdit, soruşturma ve görevden almalar, barış isteyenlere yönelik baskı ve tutuklamalar gibi daha birçok tehlikeli gelişme, 2016 1 Mayısının önemini daha da artırıyor.
Tüm işçi ve emekçilerin, birlik-mücadele-dayanışma içinde talepleriyle, hep birlikte alanlara çıkarak, sermayenin ve onların hükümetine karşı gücünü birleştireceği bir gün olması en acil görevlerden birisi olarak önümüzde duruyor.
2016 1 Mayısına saldırıların yoğunlaştığı, işçi ve emekçilere sokakların, meydanların kapatılmaya çalışıldığı bir dönemde gidiyoruz. Tüm saldırılara dur dediğimiz ve mücadelemiz için güç biriktirdiğimiz bir gün olması için 1 Mayıs’ta en yaygın, en kitlesel şekilde alanlara çıkmalıyız. Ankaralı işçi ve emekçiler olarak; işçi semtlerinde, fabrikalarda, işyerlerinde, mahallerde hayatın olduğu her yerde 1 Mayıs kutlamalarının gerçekleşmesi için emek ve demokrasi güçleri olarak çalışmalarımızı başlattık. İşçi ve emekçilere yönelen saldırıların arttığı bu günlerde hiçbir neden; ortak, kitlesel ve yaygın 1 Mayıs kutlamalarının önüne geçemeyecektir.
Bu dönem bazı çevreler tarafından yürütülmeye çalışılan tartışmalar bir yandan işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesini zaafa uğratmakta öte yandan ise sermayenin ve onların hükümetinin ekmeğine yağ sürmektedir.
Ankara’da 1 Mayıs kutlamaları öncesi kimlerin 1 Mayıs’a katılması ya da katılmaması ve hangi alanda kutlanması gerektiği üzerinden yürütülmeye çalışılan tartışmalar bugünün ihtiyacı değildir. Yapay ayrımlardan uzak, alan saplantısı içerisinde olmadan, “emekten yanayım” diyen herkes 2016 1 Mayısında daha sorumlu davranmak zorunda. İşçi sınıfının ve emekçilerin birliğini esas alan, birleşik bir mücadelenin güçlenmesini gözeten anlayışla hareket etmek, bugünün en önemli görevi olarak karşımıza çıkıyor.
Ankara’da on binlerce işçi ve emekçinin taleplerin etrafında birleşeceği, sermaye ve onların hükümetine dur diyeceği, saldırılar karşısında güçlerin birleştirileceği ve yeni taleplerin ileri sürüleceği, kazanımların olacağı bir mücadele yürütmek, 2016 1 Mayısını bu mücadelenin güçlendirilmesi için imkan ve olanağa dönüştürmek için kolları sıvamalıyız.
Ankara Emek ve Demokrasi güçleri olarak; Zamlara, halkı ezen ve yoksullaştıran politikalara, işsizliği ve sefaleti emekçilere reva gören hükümet ve sermaye güçlerine karşı,
Bombalarla, katliamlarla bizleri korkutmaya, evlerimize hapsetmek isteyenlere karşı;
Ankaralı işçi ve emekçileri kendi talepleriyle alanlara çıkmaya, 1 Mayıs’a katılmaya çağırıyoruz.
Semtlerde, fabrikalarda, işyerlerinde, mahallerde 1 Mayıs kutlamalarına başlıyoruz. Kitlesel, yaygın bir 1 Mayıs için tüm güçlerimizi birleştirerek alanlarda olacağız.
**
Önce işyerinde birlik olmalıyız
DEÜ Hastanesi sağlık emekçileri
İzmir
Günlerin bugün getirdiği baskı, zulüm ve kandır...
Bugün tam da böyledir…
Baskıların arttığı, her gün kan döküldüğü, her gün yeni emek ve hak gasplarının yaşandığı, emek alanında olduğu kadar demokrasi alanında saldırıların giderek arttığı, var olan kısıtlı özgürlüklerimizin dahi elimizden alındığı günler yaşıyoruz.
Ülke ve dünya gündeminde bizi derinden sarsan onca kayıp; gerek can kaybı olsun gerek hak kaybı olsun hepimizi her ortamda etkilemektedir.
Bizler de sağlık emekçileri olarak işyerlerimiz olan hastanelerde bu şiddet ve baskı politikalarından nasibimizi almaktayız. Ekonomik kayıplarımızın yanı sıra iş ve işyeri güvencemiz, geleceğimiz elimizden alınmakta, örgütlü gücümüz olan sendikalarımıza ve meslek örgütlerimize saldırılmaktadır.
Bizler biliyoruz ki bu saldırılar dil, din, milliyet, siyasi görüş vs. ayrımı yapmaksızın tüm emekçileri hedef almaktadır.
Bu nedenle emek düşmanlarına karşı mücadele eden tüm sendika ve derneklerin ortak talepler için ortak bir mücadele vermesi zorunludur.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez…
Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinde daha önce de deneyimlediğimiz birlikte mücadele tarzını 1 Mayıs’ta da sürdürme çabası içindeyiz. 1 Mayıs’ın adına layık bir şekilde “işçilerin ve emekçilerin uluslararası birlik ve dayanışma günü” olarak alanlara taşınabilmesi için öncelikle işyerlerinde eylemlerin ortaklaştırılması gerektiğini düşündük. Hastanemizde var olan ve daha önce de gerek bombalama olaylarının protestosunda gerekse çalışanların ekonomik talepleri için ya da sağlık sisteminin özelleştirilmesi politikalarına karşı yürüttüğümüz mücadelede ortak eylemler gerçekleştirdiğimiz farklı örgütlenmelere (Sağlık İşçileri Sendikası, SES, Eğitim Sen, Genel Sağlık-İş, DEUNİDER, İTO, Türk Sağlık-Sen ) çağrı yaptık. Bu mektubun yayına hazırlandığı günlerde henüz çağrısı yapılan ortak eylem planına yönelik toplantı gerçekleşmedi; ancak bizim diğer örgütlenmelere de yapacağımız öneri bu 1 Mayıs’ın her şeyden önce herkese iş güvencesi ve güvenli gelecek içerikli olmasıdır. Bu içerik 657’deki değişikliklerle beraber ‘taşerona kadro müjdesi’ denilerek yürütülen aldatmacaları, kıdem tazminatı ve kiralık işçilik gündemlerini, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması ve yıpranma payı taleplerini de kapsamalıdır.
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde…
DEÜ Hastanesinde 1 Mayıs coşkusunu yaşatabileceğimiz bir eylem birlikteliği için kolları sıvadık.
BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ…
Evrensel'i Takip Et