17 Nisan 2016 04:54

'Birliğimiz bozulunca kazandıklarımız da gidiyor'

Antep Başpınar Organize Sanayi’de işçiler, 1 Mayıs'ı anlatırken, kazanımların kalıcı hala gelmemesinden şikayetçiler.

Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR 
Mehmet TÜRKMEN
Antep

Antep Başpınar Organize Sanayi’de (OSB), geçtiğimiz aylarda ek zam talebiyle iş bırakan işyerlerinden işçilerle 1 Mayıs’ı konuştuk. Ünaldı’dan bugüne onlarca işçi direnişi yaşanmış olan Antep’te işçiler, mücadele ve kazanımlarını kalıcı hale getirememekten şikayetçi. 
Antep Başpınar OSB’de Has Çuval fabrikasındaki ek zam direnişinin ardından Nakpilsa ve Naksan işçileri de iş bırakarak zam talebinde bulunmuşlardı. Asgari ücretin 1300 lira olmasının ardından ücretleri asgari ücretin biraz üzerinde olan işçiler, aynı oranda zam beklerken, yıllık zamlarını bile alamadıklarını gördü. Bunun üzerine üç fabrikada ikişer günlük iş bırakma eylemleri yapıldı. Eylemler, patronların talepleri büyük oranda kabul etmesiyle son buldu. Geçen sürede neler yaşandığını, bu deneyimin fabrikada nasıl tartışıldığını konuştuğumuzda işçilerin büyük bir bölümü, “Sorunlar bitmedi. Biz kendi gücümüzle, birlikte hareket ettiğimizde kazanabileceğimizi gördük ama sürdürebilmek için daha örgütlü olmalıyız” diyor.

KAZANIMLAR KALICI OLAMIYOR
Naksan ve Nakpilsa’da “haftanın iki günü zorunlu 12 saat çalışma sistemi ve prim yerine sabit maaşa yansıtılacak farklar” öncelikli talep olmuştu. Ücretlere yansıyacak zam için de patronun süre istediğini belirten Naksan işçileri, şimdi ücretlerin geciktirilmesinden şikayetçi. “Direnişten sonra bir iki aya kadar herkesin zammının hesaplanacağını söylemişlerdi. Onu bekliyoruz ama maaşımızı gününde alamıyoruz şimdi de. 40 gün oldu daha alacağım var” diyen bir Naksan işçisine göre, patronlar “direnişin acısını çıkarıyor.” Diğer talepleri ‘12 saat uygulaması’nın düzeltildiğini belirten işçi, “Aslında bizim fabrikada ilk direniş değil, bundan önce de üç kez zam ve çalışma koşulları için iş bırakılmıştı. Hepsinde de patronun, işi uzatmadan, talepleri kabul ettiğini gördük. Ama biz örgütlülüğümüzü devam ettiremediğimiz için bir süre sonra verilenler geri alındı” diyor. 

CEMAAT OPERASYONU DA BAHANE OLDU
Naksan ve Nakpilsa aynı patronun fabrikaları. Geçtiğimiz haftalarda “Cemaat operasyonları” kapsamında, patronlardan ve yöneticilerden gözaltına alınanlar olmuştu. Bu durumun da işçiler üzerinde baskı yaratmak için kullanıldığını belirten Naksan ve Nakpisa işçileri, “Şimdi bir de bu operasyon işi çıktı. İşyerlerinin kapanacağı ya da el konulacağına dair söylentiler de, patronun ‘zor durumda’ olduğu sızlanmaları da hep işçiyi baskılıyor” diyorlar. Yine Naksan’dan bir başka işçi de bu durumun kendilerine karşı nasıl kullanıldığını anlatıyor: “Patronlar ortada yok. İdari personelden de çıkarılanlar oldu. Küçüleceği yönünde söylentiler dolaşıyor. Bunlar hep işçiler bir şey istemesin diye. Çünkü üretimde bir azalma yok. Üstelik patronun başka yatırımları var. Eskişehir’de santral yatırımına aktarıyor paraları. Yani üretim devam ediyor, ben aynı işi yapıyorum.”  

1 MAYIS TATİL DEĞİL MÜCADELE GÜNÜ
1 Mayıs ve işçilerin “8 saatlik çalışma” için verdikleri mücadeleden bahsediyoruz. Çalışma koşulları ve başta da ‘12 saat zorunlu mesai’ uygulamasının en çok sorun olduğu yerlerden olan Naksan’da işçiler, yıllar sonra o günkü taleplerin bile nasıl gerisine düştüklerini tartışıyorlar. Her direnişte taleplerinin kısmen de olsa kabul edildiğini fakat kalıcı bir örgütlülüklerinin olmadığı için verilenlerin hızla geri alındığını belirten bir işçi, “Patronlar kadar örgütlü olamadığımız için kaybediyoruz” diyor ve ekliyor: “Birlikte direnince kazanıyoruz da bu birliği garanti edecek, işçilerin dağılmamasını sağlayacak bir sendika lazım. Dışarıda olduğu gibi içeride çalışırken de birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bir arkadaşımız işten çıkarılırken, ona da sahip çıkmamız gerekiyor.”
Bu yıl 1 Mayıs’a giderken de en önemli sorunlarının “birlik” olduğuna dikkat çeken Naksan işçisinin başta kendi fabrikasındakiler olmak üzere tüm işçilere bir çağrısı var: “Bugün bizim günümüz. Tatil diye sevinip, sıradan bir gün gibi geçirmemeliyiz. Yıllar önce binlerce işçinin bedeller ödeyerek kazandığı haklardan bile mahrum bırakıldığımız bugün, biz de haklarımız için alana çıkmalıyız. Bugün tatil değil, mücadele günü.” 

** 
Sendika ve toplusözleşme  hakkı için

Munzur Su İşçileri / Dersim

1 Mayıs tüm dünya işçi ve emekçilerinin talepleri için ve yaşadıkları sorunlara karşı birleşip mücadele ettikleri gündür. Munzur Su işçileri olarak yıllardır üyesi olduğumuz sendikayla (DİSK/Gıda-İş) işyerimizin toplusözleşme yapması için verdiğimiz mücadeleyi alanlara taşıyarak dayanışmayı büyütecek bir gün olacak bu 1 Mayıs. İşçiler geçmiş kölelik dönemlerini aratmayacak derecede yaptırımlarla karşı karşıya. Bir taraftan kıdem tazminatı kaldırılmak isteniyor, diğer taraftan kiralık işçilikle köleliği dayatmak istiyorlar. Ve şimdi de bireysel emekliliği zorunlu hale getirip işçilerden para kesme telaşındalar. 
Tüm bu saldırılara karşı işçi ve emekçiler olarak bu 1 Mayıs’ta daha güçlü katılımlarla alanlarda olmak ve birleşerek mücadele etmek gerekir. Munzur Su işçileri olarak bizler de sendika ve toplusözleşme hakkımız için alanlarda olacağız. 

** 
Kabel’de taşeron tedrisatı

Kabel, Sincan Organize Sanayi Bölgesinde yaklaşık 150 kişinin çalıştığı elektrik panosu üreten bir fabrika. Dönem dönem Arçelik gibi fabrikalara da çalışan bir yer. 
Kabel’de işçiler Türk Metal Sendikasına üye gözüküyor. Ama tabi bu tüm işçiler için geçerli değil, malum fabrikada kadrolu işçi ve taşeron işçi diye işçiler ikiye bölünmüş durumda. İşe yeni giren işçiler taşeron olduklarını başta bilmiyor. 9 aylık iş sözleşmesi imzalanıyor. Bunu da bir prosedür olarak söylüyorlar. İşçiler duvardaki Türk Metal levhalarını görünce önce burada sendika var diye seviniyorlar, fakat sonra kadrolu olmadıkları için üye olamayacakları söyleniyor. 
Kadro meselesi de ayrı bir dert tabi. Kadro verilen zamanlar zam görüşmelerine denk geliyor. Zam miktarları ne kadar olacak ve kimlere kadro verilecek meselesi aralık ve ocak ayının başlıca tartışmaları oluyor. Açıklanan zamlar ve kadro ise tam bir fiyasko. Bu yıl mesela sadece 3-4 kişi kadroya alınmış, ücret ise hükümetin belirlediği asgari ücret. 
İşçilerin bu konuda kafası çok karışık. Görüştüğümüz işçiler “Ses çıkaramıyoruz, çünkü bantların çoğunluğunda kadınlar çalışıyor ve ücretlerini ek gelir olarak görüyorlar” diyor. 
Kabel’de sıkıntılar bu kadarla da sınırlı değil. İşçilerin görüşlerine göre fabrikaya giriş çıkışlar konusunda aşırı sıkıntı var. İşçi işe 5 dakika bile geç gelse “disiplin” adı altında 2 saatlik ücreti kesiliyor. Paydos saati 17:45, ancak tam 17.45’te kart basılırsa işi erken bıraktığı gerekçesiyle 15 dakikalık kesinti yapılıyor. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İşimizi, ekmeğimizi canımız pahasına savunacağız

SONRAKİ HABER

Ünaldı’dan Başpınar’a dokuma işçileri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...