17 Nisan 2016 04:42

Kötüyü beklemek mi iyiyi kazanmak mı?

Dersim, Rize ve Mersin'den işçiler, taşeron çalışmak istemediklerini ifade ederken, talepleriyle 1 Mayıs'a gideceklerini anlattı.

Paylaş

Umut BALIKÇI 
Taşeron İşçi / Dersim Belediyesi

Savaşın yaşandığı, her gün insanların öldürüldüğü ve ölümlerin yarıştırıldığı, kentlerin bombalandığı ve ne yokluklarla yapılan evlerin başlarına yıkıldığı, insanların göçe zorlandığı, çocukların cinsel istismara uğradığı, kadınların sokak ortasında katledildiği, ırkçılığın, mezhepçiliğin körüklendiği ve sayamayacağımız, saymakla bitiremeyeceğimiz bir çok sorunun yaşandığı, ülkeyi yönetenlerin kirli hesaplarının hiç bitmediği bir süreçte taşeron olmak! 
Ona da iş cinayetlerinde ne yazık ki ölmek düşüyor. Ölmek de kader diye geçiştirilip işin içinden çıkılıyor. Bütün sorunların çözüm adresi ise örgütlü bir mücadeleden geçiyor. Sendikalar ve emekten yana siyasi partiler ortaklaşarak alan tartışması yerine, daha güçlü ve daha kararlı bir mücadele perspektifiyle 1 Mayıs’a hazırlanmalı. Bizleri sermayenin taşeronluğundan alıp, haklarımızı gasbederek ve bunu bir müjdeymiş gibi sunanlara gerekli dersi alanlarda vermeliyiz. Taşeronluk sitemle, sızlanmayla bitmez. Kararlı ve ancak örgütlü bir mücadeleyle biter. 
Barışın hakim olduğu bir dünya temennisiyle değil, mücadeleyle kazanılmış hakların, özgürlüğün ve çok ihtiyaç duyduğumuz barışın kararlılığıyla yaşasın 1 Mayıs! 

** 

Taşeron çalışmak istemiyoruz 

Koni AŞ Sayaç İşçileri
Dersim

Fırat EDAŞ’a bağlı taşeron şirket Koni AŞ’de çalışan sayaç okuma personeli olarak ilgi ve sorumluluğunuzdan dolayı siz değerli emek dostlarına candan ve yürekten teşekkür ederiz.
Bilindiği gibi çalışan sayaç okuma personelinin kazanılmış emeği gasbedilmek ve sindirilmek istenmektedir. Biz sayaç okuma personeli olarak;
1. Koni AŞ çalışanlarının Fırat EDAŞ ana firmasına alınması kesin talebimizdir. Bu durumumuzla firmada yetkili sendikanın imzaladığı toplusözleşmeye tabi değiliz. İkramiye, ücret artımı vs hiçbir şekilde almamakta ve faydalanmamaktayız.
2. Ücretler konusunda da ciddi bir sıkıntımız var ve bunu dile getirdiğimizde bir sonuç elde edilmemiştir. Tam da bu sebepten Fırat EDAŞ ana firmasına geçmek istemekteyiz. Asgari ücrete tabiyiz. Sadece yemek ücreti ücretlere yansımaktadır. İkramiye, prim, sosyal yardım vs hiçbir şekilde almamaktayız.
3. İşimiz gereği bütün coğrafyayı gezmekteyiz ev ev. Bu anlamda köpek saldırısı vs durumlar dolayısıyla hayati tehlikelerde ciddi bir şekilde yaşamaktayız. Şikayetlerimizi ve bu durumu bertaraf etmek için gerekli cihaz taleplerimiz kesinlikle temin edilmemiştir. İş elbiselerinde çok ciddi sıkıntılar yaşamaktayız; kalitesiz ürünler, ayakkabılar işe kesinlikle uygun olmamaktadır.
Coşku, umut ve barışla 1 Mayıs işçi bayramında emeğin alanlarda yüzünü göstermesini istiyoruz. İşçilerin zincir misali, her biri çelik halkalar gibi sımsıkı kenetlenmesi ve emeğine sarılması ve güzel yarınların işçi bayramı 1 Mayıslar umuduyla, sonsuz teşekkürler. 

** 
Kadro hakkımı istiyorum 

Taşeron işçi/Rize

Rize Fındıklı Belediyesinde çalışan bir işçi olarak Başbakan Davutoğlu 720 bin taşeron işçinin kadrolu olacağını televizyonlardan halka açıkladığında biraz olsun umutlanmıştım. Maliye Bakanının açıklamasıyla Fındıklı’daki taşeron işçiler arasında tartışma kendiliğinden gelişti. Çalışan taşeron işçiler hükümetin özel sözleşmeli personel uygulaması için “yağmurdan kaçarken doluya tutulduk değerlendirmesini” yaptılar. Geriye dönük haklarının ellerinden alınmasına tepki gösterdiler. Ben de taşeron işçi olarak kadro hakkımın tanınması dışında hiçbir uygulamayı kabul etmeyeceğimi söylüyorum. Kadro ve güvenceli iş konusunda mücadele etmek zorunda olduğumuzu söylüyorum. 
İşçilerin Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın bütün işçi kesimleri ve emekçileriyle o gün sokakta olmak ve mücadeleyi yürütmek durumundayız. Fındıklılı bir taşeron işçi olarak birlikte mücadelenin önemini kavramak gerektiği inancındayım. Zafer direnen işçi ve emekçilerin olacak. Başarılı, mücadeleci, hak alıcı günlerin bizlerin olması dileğiyle...  Yaşasın 1 Mayıs… 

** 
Belediye işçisi taşerona hayır diyecek

Mersin’de 1 Mayıs hazırlıkları taşerona kadro ve kıdem tazminatının fona devredilmesi tartışmaları eşliğinde devam ediyor. Biz de taşeronlaştırmanın en yoğun olduğu Akdeniz Belediyesi temizlik işçilerine 1 Mayısı ve hangi taleplerle katılacaklarını sorduk. 

Erhan Aslan, kıdem tazminatının kaldırılmaması, kiralık işçilik düzenlemesinin getirilmemesi, işçi haklarına yönelik daha iyi yasaların, düzenlenmelerin hayata geçirilmesi taleplerini dile getirdi. Ne olursa olsun alanda olacaklarını ifade eden Aslan, “Patlayan bombalara, ölümlere rağmen, en kitlesel ve güçlü bir şekilde 1 Mayısa katılıp taleplerimizi dile getireceğiz ve kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi. 8 yıllık taşeron işçi olduğunu belirten Aslan, geriye dönük haklarını yok ettiği için “taşerona kadro” adı altında sunulan düzenlemeyi kabul etmediklerini ifade etti, kiralık işçilik yasasını da “devletin işçileri köleleştirme girişimi” olarak gördüğünü söyledi.
1 Mayıs’ın işçilerin, birlik ve dayanışma günü olduğunu vurgulayan Hıdır Taş ise o gün tüm işçilerin alanlara çıkması gerektiğini belirtti. Taş, “Eğer o gün alanlara çıkıp birlik ve dayanışma sergileyemezsek, sınıfın birliğini parçalamak isteyenler kazançlı çıkacak, bundan sonraki olaylarda bir araya gelmek daha da zorlaşacak” dedi. Başbakan Davutoğlu’nun dile getirdiği “taşerona kadro” söyleminin yalan olduğunu ifade eden Taş, “Bize dayatılan kadro değil sözleşmeli çalışmak. Üç yıllık sözleşmenin sonunda işçinin neyle karşı karşıya kalacağı belli değil. Sınav yapacak, güvenlik soruşturması yapacak, kendisi için elverişli olmayan işçiyi işe almayacak. Kandırmaca buradan bile belli” diye konuştu. 
1 Mayıs mitingine katılmanın bir hak olduğunu, bir işçi olarak bu hakkı mutlaka kullanacağını söyleyen Orhan Budak da taşeron işçisine yönelik vaatleri inandırıcı bulmuyor: “13 yıldır taşeron olarak çalışıyorum. Taşeronların kadroya alınmasına ilişkin düzenleme çelişkilerle dolu. Kadro sözlerine güvenmiyorum. İşçilerin haklarını kapsayan hiçbir madde barındırmıyor ve inandırıcı değil.” 
İdris Kireç’e göre 1 Mayıs, işçilerin kendi gücünü devlete göstermek için bir araya geldikleri ve eylem yaptıkları bir gün olarak görüyor ve “Her ne olursa olsun 1 Mayısa katılacağım” diyor. 13 yıldır taşeron olarak çalışan Kireç’in hükümetin uygulamalarına tepkili: “Davutoğlu inandırıcı değil. Kıdem tazminatlarımız ellerimizden alınacak, biz de aynı koşullarla başka bir belediye şirketinde çalışmak zorunda bırakılacağız. Bu kabul edilemez. Biz köle miyiz? Bir kişinin kazancı için yüzlerce işçi mağdur ediliyor. Hiçbir ayırım gözetilmeden tüm işçilerin haklarının korunması ve herkese kadro verilmesi gerekir. Kiralık işçilik konusunu anlamıyorum. Nasıl olacak o iş? Ev sahibi duracak, biz değişecek miyiz, ben geleceğim o gidecek, o gelecek ben gideceğim mi? Nasıl bir sistem bu? Olabilir mi böyle bir şey? Kiralık işçilik gibi bir düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Gerekirse sokağa çıkar, tepkimizi gösteririz. 1 Mayıs’a da bu taleplerle katılacağız.” (Mersin/EVRENSEL)

 

 

ÖNCEKİ HABER

Sendikacılar birleşmiyorsa tabanda işçiler birleşmek zorunda

SONRAKİ HABER

İşimizi, ekmeğimizi canımız pahasına savunacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...