13 Nisan 2016 00:56

İslam Zirvesi’nin gündemi bölgesel savaş planları: İstanbul’da savaş zirvesi

Paylaş

Suudi Arabistan’ın liderliğinde İstanbul’da toplanacak olan 13. İslam Zirvesinin gündemini gerici savaş politikaları oluşturacak. Suriye ve Yemen’e yönelik müdahale politikaları, İslam ordusu planı zirvenin gündemleri arasında. Zirve’nin de ‘kralı’ olan Kral Selman’ın gündeminde, Mısır’ın Sisi Hükümeti ve AKP Hükümeti’ni arasındaki ilişkileri düzeltme de var. 

13. İslam Zirvesi Konferansı, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının katılımı ile yarın İstanbul’da başlayacak. 16 Nisan’da sona erecek konferans için devlet liderleri ve yetkilileri pazartesinden itibaren Türkiye’ye gelmeye başladı. Suudi Arabistan Kral’ı Selman, Ankara’da, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından havaalanında karşılandı. Mısır’da AKP’nin Müslüman Kardeşleri desteklemesi nedeniyle arası açık olan iki ülke yönetimi, Suriye’deki müdahaleci politikaları üzerinden yeniden yakınlaşmıştı. Özellikle ülkenin kuzeyindeki İslamcı/cihatçı grupları Devlet Başkanı Esad’a karşı destekleyen iki ülke, geçtiğimiz aylarda “Yüksek Stratejik İşbirliği” anlaşması da imzalamıştı. Kral Selman’ın gündeminde Türkiye, İsrail ve Mısır ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi var. Selman, İstanbul’dan önce Kahire’yi de ziyaret etti. 

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI NEDİR?

13. Zirvesi’nin İstanbul’da toplayacak olan örgüt, Kudüs’teki Mescidi Aksa’nın İsrail tarafından yakılmasından sonra Suudi Arabistan’ın Rabat kentinde 25 Eylül 1969’da kuruldu. İlk konferansını 1970’de SuudiArabistan’ın Cidde kentinde, dışişleri bakanları ile gerçekleştirdi. Cidde’de üye 57 ülkeyi temsilen bir genel sekreterlik binası bulunuyor.

Türkiye, örgüte AKP Hükümeti döneminde, 2008 yılında katıldı. Yapılan analizler bu yılki zirveye Türkiye, Mısır, İsrail ilişkilerinin damga vuracağı üzerinde birleşiyor. Zirve’ye Mısır dışişleri  bakanlığı düzeyinde katılacak. 

Zirve öncesi Arap basınında çıkan yorumlarda Mısır’da İhvan’ın (Müslüman Kardeşler) Mısır devleti ile barışmak istediği ve bu çerçevede İstanbul’da görüşmelerin gerçekleştiği ileri sürülmüştü. 

Türkiye, zirve sonunda 2016-2019 yılları arasında İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığı görevini de Mısır’dan devralacak. Erdoğan, Başbakanlığı döneminde Teşkilat’ın Mısır’da Sisi darbesini desteklemesi nedeniyle sert sözlerle eleştirmiş, “aynaya bakacak yüzleri yok” demişti. 

ZİRVENİN GÜNDEMİ

Zirvede tartışılması beklenen konular arasında Suriye politikaları ve Filistin sorunu bulunuyor. AKP yanlısı medya ana tartışma konularının başında “İslam Ordusu” olduğunu yazdı. Müttefikleri Türkiye ve Katar hükümetleriyle birlikte Suriye’de el Kaide ile işbirliği halindeki çeşitli cihatçı silahlı grupları destekleyen Suudi Arabistan, “terörle mücadele” adı altında bölgesel bir “İslam İttifakı” oluşturmuştu. Ortadoğu’nun Sünni devletlerini içermesi nedeniyle “Sünni ittifak” olarak adlandırılan bu ittifakın “İslam Ordusu” oluşturması ve karadan Suriye’ye müdahale hedefleniyordu. Ancak Suriye’deki ABD-Rusya  uzlaşmasını riske sokan bu plan fiili olarak hayata geçirilmemişti. 

İslam Ordusu planının hedefinde sadece Suriye yok. “Terörle mücadele” adı altında Irak, Yemen, Lübnan’a kara müdahalesi de Suudi Arabistan’ın planları arasında yer alıyor.

‘MISIR’DAN SİSİ’NİN BAĞLILIĞINI SATIN ALIP GELDİ’

Suudi Kralı Selman, Türkiye’ye gelmeden önce Mısır’ı ziyaret etti ve Mısır’dan bir dizi imtiyaz ve Kızıldeniz’de iki ada alarak ayrıldı. Gazeteler, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin “bağlılığını da satın aldığını” yazdı. Selman’ın, Türkiye-Mısır ilişkilerinin düzeltilmesi için de şahsen ilgilenme sözü verdiği de öne sürüldü. “Kızıldeniz üzerinde inşa edilecek köprü Suudi Arabistan’ı Mısır’a bağlayacak” yorumları yapıldı. 

Mısır Başbakanı Şerif İsmail ve Prens Muhammed bin Selman arasında imzalanan anlaşmada Kızıldeniz’de petrol ve doğalgaz konusunda kimin nerede keşif ve arama yapacağını da içeriyor. 

Suudi Arabistan Kralı Selman’ın duyurduğu Kızıldeniz üzerinden Mısır ile bağlantı sağlayacak köprünün Tiran Boğazı’ndan geçmesi öngörülüyor. Köprünün 15 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Anlaşma ile Kızıldeniz’de Akabe Körfezi’nin ağzında bulunan ve Mısır’a bağlı olan iki ada, Tiran ve Senafir, Suudi Arabistan’a verildi. Bu iki ada 1950’lerden bu yana Mısır’ın egemenliği altında bulunuyordu. Kamuoyundan yükselen tepkiler üzürine Mısır Hükümeti, adaların “tarihsel olarak da Suudi Arabistan’a bağlı olduğu”nu kanıtlamak için çeşitli belgeler yayınlaması da dikkat çekti. 

İSRAİL İÇİN ÖNEMLİ ADALAR

Bu iki ada, İsrail’in Kızıldeniz’e açılması açısından kritik bir nokta olan Tiran Boğazı’nda yer almaları nedeniyle önemli. Süveyş Kanalı İsrail’e kapalı ve İsrail’e yük taşıyan gemiler Tiran Boğazı’ndan geçmek zorunda. Mısır ile İsrail 1982’de barış anlaşması imzaladığında bu iki adaya çoğu ABD askerlerinden oluşan Çokuluslu Kuvvet Gözlemcileri adlı bir güç yerleşti. Mısır merkezli Ahram gazetesi, adaların tesliminin İsrail parlamentosu Knesset’te de onaylanması gerektiğini yazdı. 

İsrail gazetesi Haaretz de, Mısır’ın zaten kendisinin olmayan adaları Suudi Arabistan’a vermekle ekonomik açıdan harika bir anlaşma yaptığı ancak böylece Mısır’ın Suudi Arabistan’ın uydu ülkeleri arasına girdiği yazıldı. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Anlaşma mülteci göçünü durdurmadı ölümleri artırdı

SONRAKİ HABER

Sur’da yaşayan Cemile Candan: Ensarioğlu ailesindeniz deyip evi almak istediler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...