08 Nisan 2016 10:09

İzmir'de Göç ve İltica Sempozyumu başladı

Paylaş

Metehan UD
İzmir

Suriye'de başlayan savaşla birlikte, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük mülteci kriziyle ilgili İzmir'de baro ve hukuk fakülteleri sempozyum düzenledi. Sempozyumda mülteci sorununa dair birçok konu konuşulurken, mülteci sorununa dair farklı bakış açıları da ortaya kondu. İzmir Barosu Başkanı Türkiye ile AB arasındaki anlaşmaya tepki gösterirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu da mülteci sorunu ile terör sorununu birbirine bağladı ve gettolaşma uyarısında bulundu. Sempozyumda konuşan BM Temsilcisi de Türkiye'nin mülteci politikasının övülmeye değer olduğunu ifade ederek, uluslararası kamuoyuna Türkiye ile dayanışma çağrısında bulundu.

İzmir Barosu ile Dokuz Eylül Üniversitesi, Gediz Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversiresi, İzmir Üniversitesi  ve Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakülteleri tarafından düzenlenen Uluslararası Göç ve İltica Sempozyumu açılış konuşmaları ile başladı.

İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyuma, akademisyenler, üniversite öğrencileri, mülteciler ve iltica üzerine çalışma yapan kurumların temsilcileri katıldı. İki gün sürecek sempozyumda mülteci hukuku üzerine çalışma yapan akademisyenler, avukatlar ve baro başkanları konuşmalar yapacak. Sempozyumda, Türkiye ile AB arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması, Türkiye'deki yabancıların statüleri ve göçmen kaçakçılığı gibi bir çok konu konuşulacak.  

'DAHA BÜYÜK BEDELLER ÖDENECEK'

İlk olarak konuşan İzmir Baro Başkanı Av. Aydın Özcan, toplu göçün Türkiye tarihindeki ilk kez yaşanmadığını dile getirerek "Başka ülkelerde yaşama tutunmaya çalışan mülteciler için hayat hiç kolay değil. 3 yaşındaki Alan'ın cesedinin sahile vurması insanların farkına varmasını sağladı. İdari yetersizliklerle, sosyal izolasyon ortamlarında yaşamak zorundalar, sağlık sorunlarıyla uğraşmaktadırlar. Hukuki bir kılıf bulan Avrupa ülkeleri, Türkiye ve Yunanistan arasında işi çözmeye çalışmaktadırlar. Mülteciler, insanlık dışı bir yöntemle geri gönderilmeye başlandı. Mültecilerin yasal yollarla iltica edememeleri, daha büyük bedellerle kaçak yolları beraberinde getirecektir. Mültecilerin ülkelerine yollanması Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali anlamına gelmektedir." dedi.

KOCAOĞLU: REFAHA GİTMEK İSTİYORLAR

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da mevcut 3 milyon mülteci rakamının Türkiye'nin kaldırabileceği rakamdan fazla olduğunu belirterek "2 nedenden sorun yaşanabilir. Türkiyede zaten işsizlik çok yüksek. Suriye'den gelen ucuz emek gücü olarak vatandaşlarımızın iş imkanlarına rakip olacaktır. Bu çelişki yaşatabilir. Lisan ve kültür probleminden dolayı bugüne dair olmayan gettolaşma yaşanabilir. Gettolaşmanın neler getirdiğini, nasıl yasa dışı yollar getirdiğini biliyoruz. Böylesi sorunlar yaşanabilir. Bu sorunun kaynağı belli, su yok, ekmek yok, barınma yok, ilaç yok, yani fakirlik var, sefalet var. Ocak ayında İzmir'den bir bota binip Ege Denizi'ne ailesiyle denize açılmanın durumunu düşündüğümüzde, umuda yolculuktur bu. Refaha gitmek istiyorlar, demokrasi ve özgürlüğe gitmek istiyorlar" dedi.

'DAHA BÜYÜK GÖÇ YAŞANABİLİR'

Mülteci sorununu, terör sorununa bağlayan Kocaoğlu şunları söyledi "Bu problem yerinde bitirilmediği müddetçe orduların da baş edemeyeceği göç yolculuklarının olabileceği yönünde endişem var. Bunun bir dünya politikası haline getirip en kısa zamanda uyglamaktan başka bir çare yoktur. Dünya yaşanmaz bir hale gelirse sizin zenginliğiniz ne fayda eder? Dünya yönetilemiyor. dünyanın yönetilmesi için yeni bir modele, yeni bir felsefeye ihtiyaç var. bunu insanlık bulacak".

Aziz Kocaoğlu, mültecilerin yaşamlarının kolaylaştırılması gerektiğini de dile getirdi ancak geçtiğimiz yaz mülteciler sokakta yaşarken Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Fuarı'nın kapılarını mültecilere kapatması tepkilere yol açmıştı.

BM TEMSİLCİSİ TÜRKİYE'NİN POLİTİKALARINI ÖVDÜ

BM Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Karim Atassi, Türkiye Devleti'nin mülteci politikasını övdü. Türkiye'nin mülteci politikasının takdir edilmesi gerektiğini söyleyen Atassi "Bu övünmeye değerdir. Türkiye, misafirperver davrandı. Bir ülkenin çok fazla mülteciyi kabul etmesi verilen hizmeti düşürür ama Türkiye'de bu böyle olmadı. Sayı arttıkça kalitesi de arttı. Bu bir bilgeliktir. Bu kadar mülteciye ev sahipliği yaparken hizmet verilmezse büyük sorunlar çıkabilir. Türkye çok cömertçe davrandı.  Bu misafirperlik kanuna dönüştü. 3 yıl sürdü bu kanunun sürdü ama alt yapısı oldu. Bu kanun haklara çok önemli bir erişim verdi. Türkiyede kalıcı bir koruma var yabancılara. Bu 3 milyonu dışlamamak Türkiye'nin menfaatinedir. Mülteci problemi Türkiye'nin kaderidir. Uluslararası toplum, Türkiye ile dayanışma içinde olmalıdır. Avrupalıların, Türkiye'ye yardım etmesini istiyoruz" dedi.  

ÖNCEKİ HABER

6. ayında ‘On Ekim Portreleri’ sergisi açılacak

SONRAKİ HABER

Aloha Tekstil’deki iş cinayeti Meclis gündeminde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...