24 Nisan 2012 12:55

Korkuya karşı özgür tiyatro/sanat

Belediye Meclisinden bir çırpıda geçen yönetmelik değişikliğine karşı tepkiler hızla devam ediyor. Düzenlemenin Meclis Genel Kurulundan geçmesinin hemen ertesinde, Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde yaptıkları eylemle tepkilerini dile getiren sanatçılar, 1 haftadır hem kamuoyunun hem de basının gündeminden “sanata müdaha

Korkuya karşı özgür tiyatro/sanat
Paylaş
Ayşen Güven / Sevda Aydın

Geçen hafta Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu ve 6 yönetim kurulu üyesinin istifasının ardından, hayatta olan eski sanat yönetmenlerinin açıklaması bardağın taştığının göstergesiydi. Hemen ardından duyuruları başlayan “Şehir Tiyatroları Yok Edilemez” eylemi bugün Türkiye’nin birçok yerinde “Korkuya karşı özgür tiyatro” seslerini yükseltti. İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir, Adana ve daha pek çok ilde düzenlenen açıklamalarda, ortak bildiri pek çok dernek, özel tiyatro, Şehir ve Devlet Tiyatrolarının yanı sıra KESK tarafından ülke genelinde sabah saat 11.00’de eş zamanlı olarak okundu.

İstanbul’da ise sanatçıların eylem adresi Taksim, Galatasaray Lisesi önüydü. Sanatın renkliliği, coşkusu ve anlatım araçlarının zenginliği eylemde de kendini yer yer pandomim performansında, yer yer dans gösterilerinde yer yer de darbukalı, davullu müziklerle gösterdi. Özellikle Fırat Tanış ve Semaver Kumpanya oyuncuları eyleme katılanları ritim performanslarıyla coşturdu. Bol gürültülü ve renkli eylemde özellikle genç tiyatrocuların, güzel sanatlar fakültesi öğrencilerinin katılımı oldukça dikkat çekiciydi. Ustaları ise onları alkışlarla karşıladı. Şehir Tiyatrolarının müdavim izleyicileri de eyleme katılarak, tiyatrolarına sahip çıkacaklarını söylediler.

“To Belediye or not to belediye”, “Sana müstehcen bir sır, şehir tiyatroları yok edilemez”, “Muhafazakar sanat istemiyoruz” dövizlerinin taşındığı eylemde sık sık “Korkuya karşı özgür tiyatro”, “Sessiz kalmayacağız”, “Şehir Tiyatroları yok edilemez”, “Özgür sanat kuşatılamaz” sloganları atıldı. Eylemde kalabalığa ilk olarak, Oyuncu ve Yönetmen Orhan Alkaya seslendi.

‘BU KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ’

Uygarlığı, geleceği, aydınlığı savunan herkesin karanlığa teslim olmayacağını söylemek için bir araya geldiklerini belirten Alkaya, dünyanın hiçbir yerinde benzeri görülmemiş bu karanlık dayatmasına teslim olmayacaklarını söyledi. Daha sonra aynı anda ülkenin pek çok kentinde okunan bildiriyi Taksim Meydanı’nda Engin Alkan okudu. “Her şeyin farkındayız” denilen bildiride şu ifadelere yer verildi: “Dünyada -herhalde- ilk kez bir tiyatro, tiyatro insanlarından arındırılıyor. Sanatın içinden sanatçı kovuluyor. Tüm bunlar sanatı ve sanatçıyı hizaya sokma ve halkın gözünde küçük düşürme gayretleridir. Bilinsin; gerçekleri eğip bükerek hiç kimse sanat ve sanatçı ile halkın arasına nifak sokamaz. Özgür düşünceden korkmayan herkes görüyor. Çok sesliliği tek bir noktaya dönüştürecek olan  “muhafazakar sanat” gibi söylemler, demokratikleşme diye sunuluyor. Sanatsal yaratı, siyasi iradeye teslim ediliyor. Oysa sanat ve demokrasi, hiçbir siyasi iradenin faydacı beklentilerine göre yeniden tarif edilemez. Seçilmişlerin asıl görevi, sanata, ihtiyacı olan özgür ortamı sağlayacak altyapıyı oluşturmaktır. Onlar, bunu sadece sanatçı için değil, öncelikle halk için yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa, sanat sessiz kalmaz.”

‘ŞEHİR TİYATROLARINI SAVUNACAĞIZ’

Ortak bildiriyi okuyan Alkan, dayatılan yeni yönetmeliğe karşı hukuki zeminde hak arama mücadelesinin devam edileceğini söylerken, 100 yıllık Şehir Tiyatrosu mirasını her zeminde savunacaklarını da belirtti. “Herkes kendi işini yapsın!” diyen Alkan, hedeflerinin çağ dışı yönetmelik dayatmaları yerine, çağdaş ve özerk bir İstanbul Şehir Tiyatrosu yasası olduğunu dile getirdi. (İstanbul/EVRENSEL)


Eyleme katılan sanatçılar, Şehir Tiyatrolarının müdavim izleyicileri ve genç tiyatrocular, özgür sanata sahip çıkma çağrısı yaptılar.

BU ŞARTLARDA TİYATRO YAPMAM MÜMKÜN DEĞİL

Cem Davran (Oyuncu): Teknik bir konu gibi gözükse de Şehir Tiyatrolarının bugününü yarınını ilgilendiren bir konu. Büyükşehir Belediye Başkanımızın büyük ihtimalle yanlış bilgilendirildiğini düşünüyorum. Ama dünyanın hiçbir yerinde bir sanat kurumunun böyle bir yönetmenliği olamaz. Şehir Tiyatrosunun bütün yönetimi konuyla hiç ilgisi olmayan bürokratlara teslim ediliyor. Ben Şehir Tiyatrolarında yetişmiş biriyim ve bunu kabul etmem mümkün değil. Benim bu şartlarda tiyatro yapmam da mümkün değil. Buna bir sanatçı gibi sonuna kadar karşı çıkacağız.

MESLEĞİMİZE YÖNELİK BİR MÜDAHALE

Aslı Öngören (Oyuncu): Buradaki problem çarpıtılıyor. İdeolojik bir mesele gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysa tamamen mesleğimize yönelik bir müdahale olduğunu düşünüyoruz. Bunun iyi anlaşılması çok önemli bizim için. Çünkü eğer bir kez böyle bir müdahale yapılırsa, orada artık tiyatro sanatından söz edilemez. Her ne kadar aksini savunsalar da bu mesleği meslekten insanların yapabileceği çok ince ayrıntılar ayakta tutar. Bu yüzden yeni yönetmeliğin hiçbir kabul edilebilecek bir yanı yok. Seyircimize ve mesleğimize, tiyatroya karşı buna karşı çıkmakla yükümlüyüz. Bütün seyircilerimizin desteğine ihtiyacımız olacak. Bu daha başlangıç. Biz sesimizi duyuruncaya kadar en uygun dille anlatmaya çalışacağız.

‘SANATI ÜRETEN DE YÖNETEN DE SANATÇILAR OLACAKTIR

Menderes Samancılar (Oyuncu): Eğitim sisteminden hukuk sistemine kadar yapılan pek çok şeyin bir parçası oldu Şehir Tiyatrolarındaki değişiklik. Bu halkın koyun sürüsü olmadığının altını çizmek için buradayız. Ertuğrul Günay’ın bu konuda söylediği hiçbir şeyi ciddiye almıyoruz. Sanatı üreten de sanatı yöneten de sanatçılar olacaktır.

Hamit Demir (Oyuncu): Sanat yapan insanlar dünyanın her yerinde muhaliftir. Dolayısıyla sisteme, argümanlarına daha iyi bir yaşamı müjdeleyen alternatif ve muhalif sözler söylemek zorundadır.

Tolga Yeter (İstifa Eden İBBŞT- Gençlik Sorumlusu): Bu yönetmelikte gençlik ya da çocuk tiyatrosu yapmak mümkün değildi. Biz de Genel Sanat Yönetmenimiz Ayşe Nil Şamlıoğlu’nun istifasından sonra istifamızı verdik. Çünkü o yönetim kurulunun ve 98 yıllık geleneği ile oradaydık. Bugün burada genç tiyatrocuların sayısı çok fazla. Bu beni çok mutlu etti. Demek ki bugüne kadar yaptığımız genç tiyatro çalışmaları bir yere ulaşmış. Umarım bu yanlışlıktan dönülür ve biz eskiden olduğu gibi Şehir Tiyatrosunda en güzel oyunlarımızda sahneye çıkarız.

Mahperi Mertoğlu (Oyuncu): Bugün Şehir Tiyatrolarının yönetmelik değişimine karşı hep birlikteyiz. Özgür sanat ve özgür tiyatro...

Hatice Kibritçi (Seyirci): Ben 20 senedir Şehir Tiyatrolarının seyircisiyim. Çocuklarımı henüz 4-5 yaşlarındayken tiyatroyla tanıştırdım. Tiyatro hayatın aynasıdır.


Kültür Sanat-Sen ve on bir sanat kuruluşu, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarının idaresinin bürokratların emrine verilmesini protesto etti. “Herkes kendi işini yapsın” diyen tiyatro emekçileri kendi işlerinin tiyatro olduğunu ifade ettiler. Opera Meydanı Büyük Tiyatro binası önünde bir araya gelen tiyatro emekçilerinden bir tanesi de “adaleti” temsilen elinde bir terazi taşıyarak eyleme katıldı.

Kültür Sanat-Sen, Ankara Halk Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Santek-Der, Kültür İş’in de aralarında bulunduğu 11 sanat kurumunun ortaklaşa düzenlediği eylemde tiyatro emekçileri adına açıklamayı yapan Şahin Ergüney, “Dünyada herhalde ilk kez tiyatro, tiyatro insanlarından arındırılıyor” dedi. Ergüney, yıllardan beri tiyatronun tiyatro insanları tarafından yönetildiğini, ehil ellerde olduğunu belirtirken, şu anda şehir tiyatrolarının ‘ehlileştirilmeye’ çalışıldığına dikkat çekti.

Çok sesliliği tek bir notaya dönüştürecek olan “muhafazakar sanat” gibi söylemlerin demokrasi diyerek sunulmasını eleştiren Ergüney, “Sanatsal yaratı, siyasi iradeye teslim ediliyor” uyarısı yaptı.

BASKILARINIZ İDEOLOJİK DEĞİL Mİ?

Daha sonra konuşan tiyatro oyuncusu Yücel Erten, vesayet altında sanat yapamayacaklarına söyledi ve “Sanat kimsenin istediği gibi ideolojik yaftalarla küçümsenemez” dedi.

“Bir vatandaş olarak buradan Başbakan’a bir soru önergesi veriyorum” diyen Erten, “sizin bizim fikir bütünlüğü içerisinde savunduğumuz şeyleri ideolojik olarak nitelendirmeniz ideolojik değil midir? Bu ileri demokrasinin neresine sığar?​” diye sordu. (Ankara/EVRENSEL)


EMEP: MUKTEDİR OLMA HAMLESİ SANATA, TİYATROYA KADAR GELDİ

İstanbul Şehir Tiyatrolarında yaşanan gelişmelerle ilgili olarak açıklama yapan Emek Partisi, iktidar olduğu günden bugüne temsil ettiği bütün değerlerle ekonomiden siyasete, yargıdan orduya, idari yapılanmadan medyaya kadar tüm alanları sermayenin yeni dönem ihtiyaçlarına göre dizayn etmeye çalışan AKP hükümetinin yeni hedefinin kültür ve sanat kurumları olduğuna dikkat çekti.

Emek Partisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, uzun süredir kültür ve sanat yaklaşımını heykele ucube demek ya da “tükürmek”ten öteye götürmeyen AKP hükümetinin, şimdi de tiyatroya el attığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Herhangi bir muhalefete ve eleştiriye tahammülü olmayan iktidar, bu tahammülsüzlüğünü son olarak İstanbul Şehir Tiyatrolarına müdahaleyle gösterdi. Yönetmelik düzenlemesi ile repertuvar yetkisini tiyatro yönetiminden alan Belediye, sanatçılara istifadan başka yol bırakmadı. Genel Sanat yönetmeni ve yönetim kurulu üyelerinin istifası ile alevlenen tartışmalar, sanatçıların eylemiyle büyüdü. AKP hükümetinin bu girişimlerinin İstanbul Şehir Tiyatroları ile sınırlı kalmayacağı da çok açıktır. Bugün bu müdahalelerin temelinde, sermayenin yeni dönem ihtiyaçlarına göre tüm yaşam alanlarının şekillendirilmesi vardır. Bir yandan Şehir Tiyatrolarında yeniden düzenlemeye gidilirken, muhafazakar sanat tartışmasının körüklenmesi de bu amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda yol kat etmeyi hedeflemektedir. Amaçlanan, kültür ve sanat hizmetlerinin tıpkı eğitim, sağlık, sosyal güvenlik hizmetlerinde olduğu gibi piyasaya açılmasıdır. Şimdiye kadar diğer kamu kurumları özelleştirilirken nasıl kara propaganda yapılarak kurumların işleyiş biçimi değersizleştirilmiş ve satışı için gerekli zemin yaratılmışsa, Şehir Tiyatrolarında da aynı yöntem izlendi ve burada geçtiğimiz sezon sahne alan oyunlar eleştirildi. Görünen o ki, rant kaynağına dönüştürülme sırasına kültür ve sanat da girmiş bulunmaktadır. Buna karşı çıkan tiyatro sanatçılarının eylemleri son derece haklıdır. Partimiz, tüm emek ve demokrasi güçlerini; AKP hükümetinin emek düşmanı, demokrasi düşmanı, özgürlük düşmanı, kültür ve sanat düşmanı politikalarına karşı mücadeleye çağırmaktadır.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Nasıl inanmayayım ki?

SONRAKİ HABER

1 Mayıs kutlamaları sermayeye atılan tokattır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...