04 Nisan 2016 00:52

Her ülkede bir Suriye hikayesi

Paylaş

Hilal ÜNLÜ
Gijon

Ülkelerindeki savaştan kaçmayı başaran ancak Avrupa’nın sınırlarındaki tel örgülere takılıp kalan binlerce Suriyeli mülteci, hükümetlerin kendi geleceklerine karar vermesini bekledikleri, insanlık dışı koşullardaki kamplarda hayata tutunmaya çalışıyor. 

Tel örgüleri ve ön yargıları aşmayı başaran ya da sosyal durumları el verdiği için ‘daha insani’ koşullarda Avrupa’ya ulaşabilenler de var. 

Bunlardan biri olan Adham Daab, bugün İspanya’da yaşıyor. Filistin kökenli bir Suriyeli olan Daab, 32 yaşında ve Şam Üniversitesinde Arkeoloji okumuş. Ülkeden ayrılmadan önce, Suriye’de bulunan 5 mülteci kampından biri olan ve Filistinlilerin kaldığı Hanşih’deymiş. 3 kardeşler; annesi matematik öğretmeni, babası felsefe doktoru.

Dedesini de ‘mücadeleci biri’ diye anlatıyor; 1948’de Nakba’dan (felaket günü) yani İsrail’in bağımsızlık ilanından sonra Filistin’den Suriye’ye sığınmak zorunda kalmış dedesi. O zamandan beri Suriye’deler ancak vatandaşlık hakları verilmemiş. Daab, savaş başladığında Suriye hükümetinin askere almak istemesi üzerine ağabeyinin Hollanda’ya gittiğini söylüyor. Kendisi önce Lübnan’a oradan Erasmus programıyla 2013 yılında İspanya’ya gelmiş. Kardeşi ise Litvanya’ya geçmiş. 

6 ÜLKENİN MAFYASINI AŞARAK ULAŞTI

Daab’ın avukat olan ağabeyi, bugün sığınmacı olarak Hollanda’da. Ama öncesinde Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan ve Almanya gibi ülkelerden geçerek ulaşmış Hollanda’ya.. Türkiye dahil her ülkede mafyaya para ödeyerek ve çetin bir yolculuktan sonrası Hollanda’ya ulaşmış. Bu arada Suriye’de kalan anne-babasından 3 yıl boyunca haber alamamış. Hollanda’ya ağabeyinin yanına ulaştıklarını ise yeni öğrenmiş.

İspanya’nın Salamanka kentindeki Erasmus programından sonra 9 ay boyunca, 25 kişi kapasiteli olan ancak 100’den fazla kişinin bulunduğu mülteci kampında kalmış Daab. İspanya’da sığınma talebinde bulunabilmek için zorunlu olan bu süre sonrasında dışarı çıkabilmiş. 

İşsiz ve evsiz-barksız olduğu için bir hayli sıkıntılı günler yaşıyor. Valensiya kentinde yaşıyor bugün; oturuma ve çalışma izni var. Uzunca bir süre günlüğü 10 avroya sabah 6’da portakal toplama işi, temizlik işi derken 2 arkadaşıyla birlikte iyi kötü kalınabilecek bir ev tutmuşlar. Ancak şu anda işsiz. “Hangi kapıyı çaldıysam iş yok” diyor. 

‘TÜRKİYE ZENGİN SURİYELİLERİ SEVİYOR’

Geride bıraktığı Suriye savaşını konuşuyoruz biraz. Türkiye’ye değiniyor, “Türkiye, Suriyeli zengin göçmenleri seviyor. Suriye’den çok sayıda zengin Türkiye’ye gitti ve çok para götürdüler o ülkeye” diyen Daab, IŞİD, ABD gibi Rusya’nın da sivilleri vurduğunu, Rusya’nın Suriye’den ücretsiz doğal gaz aldığını söylüyor. 

“Yarmuk mülteci kampında (Suriye’deki Filistinli mülteci kampı) daha önce yaklaşık 200 bin kişi vardı. Sonradan Suriyeliler de geldi. Hükümet bizim kampın yanı sıra bu kampı da bombalamaya başladı; IŞİD de öyle... Şu anda Yarmuk’ta yaklaşık 20 bin kişi kaldı. İnsanların 1000 gün ışıksız ve 600 gün susuz kaldığı, hayatta kalmak için yaprak yediği bu kampta” 186 kişinin açlıktan öldüğünü söylüyor. 

En çok ailesini özlediğini dile getiren Daab’ın, ailesinin ve kendisinin yaşadığı yerlerin, savaş öncesi ve sonrasına ait fotolarını gösterirken gözleri doluyor.

‘ORADA BANA AİT BİR ŞEY KALMADI’

Adel Aecha ise 25 yaşında. Savaştan önce Halep’te yaşıyormuş Aecha. Marangoz ve 4 kardeşler. Kardeşlerinden biri Türkiye ve Balkan ülkeleri yoluyla gittiği Almanya’da mülteci; annesi, babası ve iki kardeşi Hatay’da yaşıyor.

Suriye’de savaş başladıktan 1 yıl sonra Lübnan’a geçmiş. 2014 yılında Madrid’de yaşayan ve bir İspanyol’la evli olan amcasının davet yollamasıyla İspanya’nın Gijon kentine gelmiş ve sığınma talebinde bulunmuş.

Almanya’ya geçen kardeşi, geçişini Türkiye-Balkan ülkeleri hattını kullanan herkes gibi mafyaya para ödeyerek gerçekleştirmiş.

Gijon kentinde kuaförlük kursuna devam eden Aecha, göçmenlerin kurduğu takımla salon futbolu oynuyor. Kalacak yeri ve işi yok. Daha önceden diğer ülkelerden gelmiş arkadaşlarının yardımıyla sürdürüyor yaşamını. Geçici de olsa kalacak yer için belediyeye başvurmuş ve bekliyor. “En çok ailemi özledim” diyor. Ülkesi için ise, “Özledim ancak orada bana ait bir şey kalmadı; annem, babam ve kardeşlerim ülkeden çıktı; akrabalarımın hemen hepsi yaşamını kaybetti. Bir tek bir amcam var Suriye’de şu anda”diyor. 

ÖNCEKİ HABER

Hozatlılar çatışmalı süreçten tedirgin; Artık barış istiyoruz

SONRAKİ HABER

Öz Sağlık-İş ve taşeron şirket işçilere ‘Taşeron kalmak istiyoruz’ dilekçesi imzalatmak istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...