02 Nisan 2016 09:50

HDP, Efemçukuru altın madeni için Meclis araştırması istedi

HDP'li Doğan, Efemçukuru Altın Madeni’nin İzmir’in içme suyuna ve bölgede uygulanan ekolojik tarım uygulamalarına büyük zarar vereceğini belirtti.

Paylaş

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Efemçukuru Altın Madeni’nin İzmir’in içme suyuna ve bölgede uygulanan ekolojik tarım uygulamalarına büyük zarar vereceğini belirterek TBMM’de konuyla ilgili Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Doğan, Araştırma Önergesinin gerekçesinde Efemçukuru köyünün İzmir kentinin içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı koruma alanı sınırında, yapımı planlanan yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı’na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer aldığını aktardı. Bölgenin İzmir’in arseniksiz tek su havzası konumunda bulunduğunu,  aynı zamanda orman alanları ve eşsiz üzümleriyle, İzmir’in gözbebeği olduğunu belirten Doğan, “İzmir için yaşamsal öneme sahip bu bölgede 4 yılı aşkın bir süredir altın madeni işletiliyor. Maden işletmesine yönelik yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleneceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımın sona erdireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağına dair bilimsel raporlar bulunmaktadır” dedi. 

KÖYE TANKERLERLE SU TAŞINIYOR
Altın madenine bu haliyle yarattığı riskler yetmiyormuş gibi 31.12.2012 tarihinde kapasitesini arttırması için ÇED olumlu belgesi verildiğini kaydeden Doğan, “Yani tehlike katlanarak büyümektedir” dedi. Efemçukuru Köyü’nün içindeki içme suyu pompasının ağır metal kirliliği nedeniyle 2014 yılından beri mühürlü olduğunu dile getiren Doğan, köye o tarihten bu yana tankerlerle su verildiğini vurguladı. 

ÇEVRE HUKUKUNU YOK EDEN GENELGE
Mahkeme kararıyla, bilim insanlarının yıllardır uyardıkları gibi Efemçukuru yöresinde ağır metal kirliliğinin başladığının kanıtlandığına dikkat çeken Doğan; maden İşletmesinin mühürlenmesi beklenirken, kapasite artırımı projesi için 2009/7 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığı Genelgesi’ne dayanarak yeniden ÇED süreci başlatıldığına dikkat çekti. Bu genelgenin, yasaya, Anayasa’ya ve uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu ifade eden Doğan, “Bakanlık normlar hiyerarşisini hiçe sayarak bu genelgeyi tüm mevzuatın üzerinde saymaktadır. Bir ÇED raporunun sadece mahkeme iptal kararında belirtilen maddelerinde değişiklik yaparak, halkın katılımı toplantısı gibi yasal zorunlulukları atlayarak Bakanlıka yeniden sunulmasına olanak sağlayan bu düzenleme, Artvin’den, Karaburun’un RES’lerine tüm çevre hukukunu altüst eden ve hukuku işlevsizleştiren, yasaların uygulanmasına dayanmayan keyfi idarenin en somut örneğidir. Tüm bu bilgiler ışığında doğal yaşamı ve halk sağlığını tehdit eden bu kirlenmenin önüne geçilip Efemçukuru’nun korunması ve gereken önlemlerin alınması için bir Meclis Araştırması açılması elzemdir” dedi. 

ALTIN MADENİNİN KAPASİTE ARTIRIMIYLA NELER DEĞİŞECEK? 
• Faaliyet süreci “12” yıldan “17” yıla, 
• Toplam cevher rezervi “2.5” milyon tondan “8.5”milyon tona, (3.4 KAT)
• Ekonomik olmayan kaya (PASA)  “660”bin tondan “3.200.000” tona (4.8 KAT)
• Yüzeyde kapladığı stok alanı “4.74” hektardan “12.32”hektara, (2.6 KAT)
• Ortaya çıkacak proses atığı (kuru atık) “2.2” milyon tondan “8” milyon tona (3.6 KAT)
• Yüzeyde kapladığı deponi alanı “7.67” hektardan “16.18” hektara (2 KAT)
çıkacak. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Korkularımıza teslim olmak ya da korkumuzu örgütlemek

SONRAKİ HABER

Kırmızımız çizgiden taştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa