01 Nisan 2016 13:09

Dündar ve Gül’e desteğe gelenler: Cumhurbaşkanı suç işliyor

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Can Dündar ve Erdem Gül’ün MİT TIR’ları haberiyle ilgili açılan davada mahkemenin gizlilik kararına rağmen milletvekilleri, meslektaşları ve dostları Dündar ve Gül'ü yalnız bırakmadı. Duruşma salonuna giremeyen vekiller ve gazeteciler adliye kafeteryasında duruşmadan çıkacak sonucu bekliyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dündar ve Gül'ü tahliye eden AYM kararını tanımadığını söylemesinin anayasal bir suç olduğunu vurgulayan CHP Milletvekili Mahmut Tanal, "Devam eden bir davayla ilgili onu etkileme makamında bulunan insanlar talimat veremez, tavsiyede bulunamaz, telkin edemez. Bunları yapanlar için adil yargılamayı etkileme suçu oluşur. Cumhurbaşkanı anayasal suç işlemiş ve adil yargılamayı etkilemiştir" dedi. 

Tanal, Dündar ve Gül davasının hukuki değil siyasi bir dava olduğunu ifade etti. 'Casusluk' iddialarına dair de değerlendirmelerde bulunan Tanal, "Ceza Kanunu'na göre yapılan eylemin casusluk kabul edilmesi için bir başka ülkeye, yabancılara verilmesi lazım. Dündar ve Gül bu bilgiyi gazetelerinde yayınladı. Bu nedenle casusluk suçunun unsurları yok. Basın mensupşarı toplumun başına gelebilecek felaketleri önceden sezebilen kişilerdir. Dolayısıyla Dündar ve Gül burada casusluk suçunu değil kamu görevini ifa ettiler" şeklinde konuştu. 

'YARGI ÜZERİNDE SARAYIN MI KÖŞKÜN MÜ BASKISI FAZLA ONU GÖRECEĞİZ'

CHP Milletvekili Gürsel Tekin de Dündar ve Gül davasının 'saray ile köşk arasındaki müzakere süreci' olduğu değerlendirmesinde bulundu. Tekin, "Sarayın sözcüleri ve yandaşları mutlaka tutuklanmalılar diyor, başbakan yandaşları ise asla tutuklanmamalı diyor. Yani verilecek karar hukuk normları içinde değil de yargı üzerinde sarayın mı baskısı çok köşkün mü buna göre verilecek. Başbakan Davutoğlu Brüksel'de söz verdi. O sözünün arkasında duracak bir pozisyon yarattı. Saray küme söz vermiş onu da bilmiyorum" diye konuştu. 

'DEVLETİN ÇIKARLARINI KORUMASI GEREKEN GAZETECİLER DEĞİL BÜROKRATLARDIR'

Cumhurbaşkanı'nın AYM kararına ilişkin söylemleriyle yargıyı devre dışı bırakmaya çalıştığını ifade eden gazeteci Levent Gültekin, "Cumhurbaşkanı'nın aldığı tavır hem AYM'nin kararını hiçe saymak hem yerel mahkemeyi tehdit etmek hem de yerel mahkeme üzerinde baskıcı bir unsur haline gelmektir. Bu da bize Türkiye'deki bağımsız yargının bütünüyle katledildiğini gösteriyor" dedi. Yerel mahkemenin AYM kararını tanımadığı taktirde AYM'nin 'yaptırımsız ve işlevsiz' olacağını savundu. 

Dündar ve Gül'ün casuslukla suçlandığı ve yargılandığı MİT TIR’ları haberlerinin yalnızca gazetecilik açısından eleştirilebileceğini belirten Gültekin, "Ben bir gazeteci olarak o haber öyle verilmez diye eleştirebilirim. Hatta yayımlanmayabilirdi diyebilirim ama bunu casusluk gibi saçma sapan bir seviyeye, duruma çekmek başka bir amaç taşıyor. Kurdun kuzuyu yemek için bir bahane üretmesi gibi bir durumla karşı karşıyayız. Casusluk demek bir belgeyi alıp bir yere satmak demektir. Alınan belgeyi gazete olarak zaten bütün kamuoyuna yayımlıyorsunuz. Gizli saklı bir şey yapmıyor, bir belge satmıyor, taşımıyor. Gazeteciler eline geçirdikleri en gizli belgeleri yayınlar çünkü gazetecilik budur. Devletin çıkarını koruması gereken gazeteciler değil devleti yönetenlerdir. Eğer gizli bir belge ortaya çıktıysa yargılanması gereken Dündar ve Gül değil o belgeyi koruyamamış kamuoyuna sızdırmış bu beceriksizliği göstermiş bürokratlardır" dedi.

ÖNCEKİ HABER

DTCF'de ülkücüler öğrencilere soda şişeleriyle saldırdı

SONRAKİ HABER

Avukat Hüseyin Boğatekin tahliye oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa