28 Mart 2016 10:32

Erdoğan, ABD'de Obama ile görüşmek istiyor

Paylaş

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD ziyareti kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barack Obama ile özel olarak görüşüp görüşmeyeceği yönündeki bir soru için "Cumhurbaşkanı'mızın Washington'a yaptığı ziyaret, ikili ziyaret değil; çok uluslu çok katılımlı bir zirve ziyaretidir. Bu tür zirvelerde program el verdiği ölçüde ikili ziyaretler yapılır. Bizim de planladığımız, bizden talep edilen, bizim talep ettiğimiz çeşitli görüşmeler olacak. Sayın Obama ile de böyle bir görüşmenin olması üzerinde şu anda çalışılıyor. Sürekli bu ilişkinin mahiyeti üzerine yapılan spekülasyonları kenara koyup resmi açıklamaları esas almakta fayda var" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinin detaylarına ilişkin bilgiler veren Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Cumhurbaşkanımızın yarın ABD'nin başkenti Washington'da Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılmak üzere bu ülkeye bir ziyareti olacak. Daha önce de Cumhurbaşkanımız bu Nükleer Zirve'ye dünyanın başka ülkelerinde katılmıştı. Zirve bağlamında Cumhurbaşkanımızın yoğun bir programı olacak. İkili görüşmeleri olacak zirveye katılan ülke liderleriyle. Programlar el verdiği ölçüde bunları geniş bir şekilde yapacağız. Bu ziyaret çerçevesinde Türkiye'de de yatırımları bulunan büyük Amerikan şirketleriyle ve iş adamlarıyla programları olacak Cumhurbaşkanımızın, dilek ve taleplerini dinleyecek. Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu ziyaretleri sırasında Amerika'da yerleşik bulunan Türk toplumunun temsilcileriyle, Amerikan Müslüman toplumunun temsilcileriyle ve Amerika'da yerleşik bulunan Musevi Cemaati'nin temsilcileriyle de bir araya gelecek. Yoğun programın sonunda da 2 Nisan Cumartesi günü Maryland'te inşa edilmiş olan Diyanet Merkezi'nin açılışını yapacağız. Burası hepimizin gurur kaynağı olan bir ilim merkezi olarak inşa edildi."

Kalın, konsolosların gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün duruşmasına katılması hakkında "Diplomatik temsilcilikler, konsolosluklar faaliyetlerine bu ilkeler çerçevesinde herhangi bir kısıtlama olmaksızın devam etmektedirler. Sözleşmeler uyarınca diplomatik temsilcilik mensuplarının Türkiye'deki kanunlara riayet etmeleri, içişlerine karışıyor görüntüsü vermekten kaçınmaları da esastır" dedi.

'HAİN VE HUNHAR TERÖR SALDIRISINI ŞİDDETLİ ŞEKİLDE KINIYORUZ'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleştirdiği basın toplantısında Pakistan'ın Lahor şehrindeki bir lunaparkta dün gerçekleştirilen katliamı kınayarak "Dün akşam Pakistan'ın Lahor şehrinde bir lunaparkta meydana gelen hain ve hunhar terör saldırısını şiddetli şekilde kınadığımızı ifade etmek isterim. Gerekçesi ne olursa olsun böyle bir saldırının mazur ve meşru gösterilmesi asla mümkün değildir. Bu zor gününde, yas gününde Pakistan halkının yanında olduğumuzu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.

IŞİD'i besleyen en önemli unsurlardan birinin Suriye'de devam eden savaş olduğunu söyleyen Kalın, "Bu olaylar terörle mücadelenin neden küresel bir gayret ve iş birliği gerektirdiğini bir kez daha ortaya koymuş bulunuyor. Özellikle bu noktada istihbarat paylaşımının büyük önem arz ettiğini bir kez daha ifade etmek isteriz. Paylaşılan istihbaratın takip edilmesi ve gerekli adımların atılması noktasında gösterilebilecek muhtemel zafiyetlerin ne tür sonuçlar doğurduğunu da maalesef bu saldırılarda bir kez daha görmüş olduk. Öncelikle bu DEAŞ belasından bütün dünyanın kurtulması gerek. Tabi ki DEAŞ'ı besleyen birçok unsur var. Tek bir unsura indirgemek mümkün değil. Gerekçesi ne olursa olsun bu terörün asla ve asla meşru gösterilmesi, kabul edilmesi mümkün değil. Fakat burada DEAŞ terörünü besleyen en önemli unsurlardan birisinin Suriye'de devam eden savaş olduğunu da tekrar hatırlatmakta fayda var. Suriye savaşı devam ettiği müddetçe bu tür terör örgütlerinin kendilerine bir alan bulması, yayılması, eleman toplaması da maalesef devam edecektir. Suriye'de bir siyasi geçişin sağlanması her zamankinden daha büyük önem arz ediyor ki bu savaş artık sona ersin" diye konuştu.

'100'ÜN ÜZERİNDE ÜLKEDEN 3 BİNDEN FAZLA KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ'

Kalın, ülkeler arası istihbarat paylaşımı vurgusu yaparak "Diğer önemli nokta da istihbarat paylaşımı noktasında ülkelerin daha aktif olmaları, birbirileriyle daha yakın iş birliği içerisinde olmalarıdır. Türkiye olarak Brüksel saldırısında yaşadığımız hadiseyi ilk defa yaşamıyoruz. Daha önce de benzer şekilde iadeler olmuş, sınır dışılar olmuş fakat ilgili ülkeler bu kişilerle ilgili gerekli adımları atmadığı için bu sonuçlar ortaya çıkmıştır. 100'ün üzerinde ülkeden 3 binden fazla kişi bizim ülkemizden sınır dışı edildi. Bu son Brüksel saldırılarını yapan kişiler de daha önce Paris saldırılarına karışan kişiler de bu sınır dışı ettiğimiz şüpheliler arasında yer alıyor. Bunu muhataplarımızın hayata geçirmesi büyük önem arz ediyor" dedi.

'AMERİKA'DA YARGICIN VERDİĞİ BİR KARARDIR'

ABD'de tutuklu bulunan iş adamı Reza Zarrab hakkındaki bir soruyu ise Kalın, şöyle yanıtladı: "Amerika'da yargıcın verdiği bir karardır. Yürüyen bir süreçtir. Şu anda bizim onunla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Ne olacağını hukuki bir süreç olması itibariyle biz de buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden, doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil"

'TERÖRİSTLERİ SEVİNDİRECEK TARZDA HAYATI ASKIYA ALAN TAVIRLARDAN KAÇINMAK GEREKİR'

İsrail'in IŞİD tarafından gerçekleştirilen 19 Mart'taki Taksim saldırısının ardından yeni saldırılar gerçekleşebileceği ihtimaline karşı yayınladığı seyahat uyarısı sorulan Kalın, "Ülkeler zaman zaman bu tür saldırılar olduğunda çeşitli güvenlik değerlendirmeleri yaparlar ve kısıtlı ve geçici olmak üzere bu tür seyahat uyarılarında bulunurlar. İsrail'in yaptığı açıklamayı da bu çerçevede görüyoruz. Terör elbette küresel bir sorun. Nerede ne zaman saldıracağı önceden kestirilemeyen bir bela. Burada teröristleri sevindirecek tarzda hayatı adeta askıya alan tavırlardan kaçınmak gerekir. Bu bütün ülkeler için geçerli. Buna izin vermemek lazım. Bu teröristleri sevindirir" ifadelerini kullandı.

'DEAŞ'LA MÜCADELE BAHANESİYLE BAŞKA YERLERE ATLAMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI TAVRIMIZ NET'

İngiliz Times Gazetesi'nin Mınbiç'te ABD'nin bölgeye Kürtleri yerleştirerek IŞİD tehdidini önlemek istediği fakat Türkiye'nin buna karşı çıktığı yönündeki iddia sorulan Kalın, "DEAŞ terör örgütüne karşı orada bizim uluslararası koalisyonla beraber yürüttüğümüz bir çalışma var. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Oraya PYD, YPG unsurlarının yerleştirilmesi diye. DEAŞ'a karşı mücadele son derece önemlidir. Ama kimlerin nasıl mücadele ettiği ve bu mücadele üzerinden birtakım çıkarlar peşinde olup olmadıkları konusu da bizim için ayrıca önem arz ediyor. DEAŞ'la mücadele ediyoruz, bahanesiyle başka yerlere atlamaya çalışanlara karşı da bizim tavrımız son derece nettir" dedi.

'TÜRKİYE'NİN YENİ BİR ANAYASA'YA İHTİYACI VAR'

Yeni Anayasa ve başkanlık sistemi üzerine sorulan bir soru için Kalın, şöyle yanıt verdi: "Bu konu öncelikle Meclis'in konusudur. Hükümet bu konuda bir teklif geliştirip bunu Meclis'e sunacaktır. Yeni Anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı'mız bu konuda bir çerçeve çizen açıklamalar yaptı daha önce. Türkiye'nin yeni bir Anayasa'ya ihtiyacı var. Hükümetin getireceği teklifi kamuoyuyla beraber biz de takip edeceğiz. Bu konuda bir katkımız, önerimiz olursa bunu Sayın Cumhurbaşkanı'mız kendileri zaten ifade edeceklerdir"

'UMARIM SAĞLIKLI BİR TARTIŞMA ZEMİNİNDE İLERLER'

Basında yer alan bir yazıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'partili cumhurbaşkanı' konusunda anlaştığı iddiası sorulan Kalın, "Bunu ilk defa duyuyorum. Neye atıfta bulunuyor o yazı bilmiyorum ama bunun genel çerçevesi yeni Anayasa ve başkanlık sistemi konusunda zaten kamuoyunda yürüyen bir tartışma var. Bu konuda Cumhurbaşkanı'mız çerçeve çizen önerilerini zaten dile getiriyor. Umarım bu sağlıklı bir tartışma zemininde ilerler. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın geleceğiyle ilgili bir konu gibi vaz edilmesi bu tartışmanın ciddiyetiyle örtüşen bir konu değil" diye konuştu.

'KONSOLOSLUKLAR FAALİYETLERİNE KISITLAMA OLMAKSIZIN DEVAM ETMEKTEDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da eleştirileri üzerinden konsolosların gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün duruşmasına katılması sorulan Kalın, Viyana Sözleşmesi'nin maddelerini hatırlatarak şu açıklamalarda bulundu: "Buna göre diplomatik temsilcilikler, konsolosluklar faaliyetlerine bu ilkeler çerçevesinde herhangi bir kısıtlama olmaksızın devam etmektedirler. Ancak söz konusu sözleşmeler uyarınca diplomatik temsilcilik mensuplarının Türkiye'deki kanunlara riayet etmeleri, içişlerine karışıyor görüntüsü vermekten kaçınmaları da esastır. Viyana Anlaşması'nın açık şekilde ifade ettiği konulardan biridir bu. Cumhurbaşkanı'mız da bu konuya dikkat çektiler. Burada takip edilecek yol ve yöntemin bu esaslar çerçevesinde olması elbette daha doğru olur." (DHA)

ÖNCEKİ HABER

Keşiş’in torunlarının hikayesi

SONRAKİ HABER

Bankalar hesap işletim ücreti almayı sürdürüyor: Danıştayı hiçe saydılar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...