27 Mart 2016 06:04

Kurumların itibarını değil, çocukların haklarını koruyun

Paylaş

Ezgi KOMAN
Gündem Çocuk Derneği

Türkiye çocuklar için zor ülke. Çocuklarını koruyamayan, öldüren, şiddetin her türüne açık eden, bu şiddeti meşru gören ve şiddetin faillerini de koruyan ülke. Son günlerde bunu yeniden, bu kez Karaman’da gördük: Devlet çocuklarını tecavüzcüden koruyamadı.
Olayın adını koymak önemli: Karaman’da yaşanan 45 çocuğun maruz kaldığı tecavüz olayıyla yeniden gündeme gelen çocuğa yönelik cinsel şiddet bir hak ihlalidir, politik bir meseledir. Erkek egemen sistemin, gücün kötüye kullanımının bir sonucudur. Çocuğu hak sahibi özgürlükleri olan bir birey olarak görmeyen, çocuğu ailenin ya da devletin malı olarak düşünen “çocuk algısı”yla yakından ilişkilidir.
Bir bakanın, yaşanan ve ciddi bulguları olan cinsel istismar olayını “Bir kereden bir şey olmaz” mantığı içinde açıklaması ise; korumakla yükümlü olduğu çocukları değil, “Denetlemekle yükümlü olduğu” ve yasadaki denetleme görevini yerine getirmediği için hukuken sorumlu olan özel vakfın itibarını korumaya çalışmasıdır. Bu durum en azından kabul edilemezdir, bakanın  yükümlülüklerini yerine getirmemesi, görevini yapmamasıdır yani suçtur.
Yapılan bu açıklamanın devlet koruması altında olan ve “olması gereken” çocukların bulunduğu kurumlarda cinsel istismara, tacize, şiddete “meşruiyet” kazandıracağı ve cesaret vereceği de açıktır.

NELER YAPILMALI?

Meselenin Aile Bakanının söyleminde vücut bulan devletin bu tutumuyla ve algısıyla çözülemediği açıkken, yapılması gerekenleri bir kere daha yılmadan bu kez işe yarar belki diyerek yeniden söyleyelim:
Çocuğa yönelik her türlü şiddeti önlemenin yolu insan haklarına dayalı, toplumsal cinsiyet algısını benimsemiş etkili bir mekanizmaları hayata geçirmeyi hedefleyen, bütüncül bakış açısına sahip bir çocuk politikası ve bir siyasi iradedir. Bu iradenin; önleyemediği olaylarda da faili cezasız bırakmaması, üstünü örtmemesi, bu şiddete maruz kalan çocukların yeniden güçlendirebilecek mekanizmaları işletmesi, bir daha yaşanmaması için her türlü önlemi alması gerekir. Bunun temelini de Türkiye’nin taraf olduğu BM çocuk Hakları Sözleşmesi oluşturur. Bu yükümlüğü yerine getirmeyen, görevini yapmayan yetkililerin ise istifa etmesi bir zorunluluk, vicdani bir sorumluluktur.
Peki ya 45 çocuk? Onlar için neler yapılmalı? Karaman’da şiddet gören ve hakları ihlal edilen çocuklar; derhal güvenli ortamlara alınmalı, psiko sosyal açıdan desteklenmelidir. Şiddet görmelerine neden olan sistematik sessizlik araştırılmalı, sorumlular yargılanmalıdır.
Hiçbir çocuğun benzer bir olayı yaşamaması için;
* Bakım hizmeti veren resmi ve özel tüm kurum ve hizmetler acilen bağımsız izlemeye açılmalı,
*  Çocukların herhangi bir hak ihlali durumunda başvurabilecekleri anlamlı ve samimi hak arama mekanizmaları oluşturulmalı,
* Çocukların cinsel şiddet başta olmak üzere tüm şiddet türlerine karşı güçlenmeleri sağlanmalı,
* Yaşanan hiçbir olayın cezasız kalmaması sağlanmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

Vicdanlarımızı değil çocukları kurtarmalıyız

SONRAKİ HABER

AB Bakanı: Vizelerin kaldırılıp kaldırılmayacağı 2 aya belli olur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...