23 Mart 2016 00:54

Siemens işçisi Evrensel'e yazdığı mektupta çalışma koşullarını anlattı: Siemens’te yangın var

Siemens’te çalışan bir işçi, çalışma koşullarını ve sendikal bürokrasiyi gazetemize yazdığı mektupla anlattı. Siemens işçisi devlet yetkililerini de fabrikaya davet etti.

Paylaş

Siemens işçisi
İstanbul

Hepimizin bildiği gibi bir süre önce başta Bursa olmak üzere bir çok ilde metal işçileri kendilerini satanlara karşı onur mücadelesi başlattı. Süreç devam ederken Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak BBC’ye verdiği demeçte şöyle dedi: “Bu süreçte sendikamızın bir hatası olmuş mudur? Elbette olmuştur. Toplusözleşme itirazları dışındaki her protestoyu saygıyla karşılarım. Olaylar yatıştığında biz de yönetim kurulumuzu toplar ne hata yapıldığına bakarız.” Ve sonrasında işçilere müjde diye açıkladığın demokrasi paketine göre işyeri temsilci ve delegelerini çalışanlar kendileri seçeceklerdi. 

En azından anladığımız buydu. Buna göre önce delege adayları ortaya çıkar ve seçilir, sonra şube başkanlığına aday olanlar ortaya çıkar ve işyerlerinde seçimle belirlenmiş delegeler şube başkanlarını belirler ve son olarak delegelerin katıldığı kurultayda başkan adayları içerisinden birisi genel başkan seçilir değil mi? Kong-rede tek adaydın, sen kendini başkan seçtin, şube başkanlarının şube seçimlerinde tek aday tek liste, onlar da kendilerini seçti. Anladık her şey senin anladığın sendikal demokrasinin eseri. Temsilci seçimleri için “Tüm işyerlerinde temsilci seçimleri yapılacak , işçi kendi işyeri temsilcisini kendisi seçecek” demiştin. Fabrika ziyaretlerinin birisinde arkadaşlarımız “Seçim ne zaman yapılacak başkanım Siemens seçim takviminde neden yok, aday arkadaşlar hazır” dediler. 

ŞİMDİ GELMEYECEKSEN NE ZAMAN GELECEKSİN!

Çünkü temsilci değişimi Siemens için artık bir mecburiyet Sayın Başkan. Çünkü Siemens’te yangın var yangın. Temsilciler işverenin oyuncağı oldular, taşeronlaşma aldı başını gidiyor. Ekmeğimizi kaybediyoruz, tehdit, baskı, aşağılama sürekli ve olağan hale gelmiş durumda. İşçi arkadaşlarıma ve bana, 3-5 maaş fazla ödemek kaydıyla kendiniz işten ayrılın deniyor. Emeklilik vakfımız talan edilmiş hepimiz zor durumda kaldık. Bu süreçte temsilciler çaresiz kaldılar. Yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen “Aday arkadaşlar hazır” denildiğinde senin şube başkanın “Adaylar bir çıksınlar da görelim” demiş, yani adaylar muhalifse ayıklayacak, ya da aday olmasınlar diye tehdit edecek. Ardından devam ediyor “Ben istersem seçim olur, istediğim yerde seçim yaparım, istemediğim yerde seçim olmaz. Seçim yapıldıktan sonra baştemsilciyi ben belirlerim, beğenmediğimi temsilcilikten alırım, istediğimle çalışırım” demiş. Hani bizim hep övündüğümüz bir sendikal disiplinimiz vardı. Herkes başının çaresine baksına mı dönüldü başkanım. Genel Başkan olan sen seçim yapılacak diyorsun, şube başkanın benim paşa gönlüm bilir diyor. Bilgine.

Pevrul Bey, Siemens çalışanları bugüne kadar ortaya koydukları tavır ve karışıklık zamanlarındaki duruşlarıyla Türk Metal Sendikasına sadakatini ispat etmiştir. Bu topluluk bugün sadakatinin karşılığı olarak sendikasından destek talep etmektedir. Bugün arkamızda durmayacak, yanımızda olmayacaksan ne zaman olacaksın? Genel kurulda yeni yönetim kurulunu oluşturdun, yöneticilerin daha işyerimize gelmediler. Bu sendikanın teşkilatlanmadan sorumlu yöneticisi ne iş yapar, neden bir tek yöneticin gelip derdiniz tasanız, bizden beklentileriniz nedir diye sormaz. Bütün bu olaylar ve bir çok emekçi kardeşimizin aramızdan ayrılmasına neden olan bu süreçten sonra işçine gitmeyeceksin de ne zaman yanımıza geleceksin Başkanım. “Bizde hata yapmış olabiliriz. Hatalarımızdan ders çıkardık” demiştin ya.  

YALAKALAR AĞIR İŞLERE VERİLMİYOR

Sayın Başkanım, bizim arkadaşların bazılarına ayrılmaları halinde kolaylık sağlanacağı tazminata ek olarak bir miktar fazla para ödeneceği söylendi ilk önce. Fabrikanın geleceğinin olmadığını düşünen arkadaşlarımız istemeseler de kendilerine bir yol çizmek adına gönüllü olarak, işverenin sorunlu gördükleri de ite kakıla ayrıldılar aramızdan. Yerleri ayarlanan arkadaşların bir çoğu şube başkanı ve temsilcilere yalakalık edenler. Onlara ayarlanan yerler ise özel. Fabrikada ağır işlerin yapıldığı yerlere bir tek yalaka dahi yerleştirilmemiş. Bu yerler ise gidin yöneticilerle konuşun denilen arkadaşlara ayrılmış. Sorun yok, biz ekmeğimizin peşindeyiz, iş ayırımı yapmayız. Ama sendika evlatları arasında ayrım yapar mı başkanım?

İMALAT BÖLÜMLERİ TAŞINIYOR

Bazı arkadaşlarımız da şu an bulunduğumuz Kartal fabrikamızdaki üretim bölümlerine yerleştirildi. Abilerimizden öğrendiğimiz kadarıyla bu bölümler zaten sorunlu, sürekli iş kaybı var. Söylendiğine göre, işçi abilerimizin sıkıştırması sonucu Alman üretim müdürü genel merkezin mevcut iktidara kızgınlığı nedeniyle siyasi kararlar aldığını kabul etmiş, bu nedenle de imalat bölümlerinin bir çoğu Avrupa’nın başka ülkelerine kaydırılmaya başlanmış. Yıllardır bu ülkenin evlatları Siemens’e büyük paralar kazandırdı, sadakatle çalıştılar, işçinin siyasetle ne ilgisi var Başkanım. Ama esas sorun bu kararların karşısında ülkemizi yöneten büyüklerimizin ve sendikamızın sessiz kalması. Bu kararlara bir de müdürlerimizin para hırsı nedeniyle işleri paravan taşeronlara vermesi de eklenmiş. Anlayacağınız üretim bölümlerimiz de zorda. Peki bu ahvalde temsilcilerimiz ne yapıyorlar, hiç bir şey. Sadece susuyor ve işverenin istediklerini yerine getiriyorlar. 

İŞÇİ AŞAĞILANIYOR TEMSİLCİ TEHDİT EDİYOR

Bazı arkadaşlarımızı bu süreçte gerçek dışı neden ve isnatlarla işten çıkartılacaksınız diye tehdit etmişler. Görüşmeye çağırılan arkadaşların bir çoğu işyerindeki ağır iş yükü yüzünden fiziki rahatsızlıklar yaşayan ve tedavi için izin ya da istirahat almak zorunda olan kardeşlerimiz. Fabrikamızda sizlerin de bildiği ama karşı çıkmadığı, verimlilik artışı adı altında ağırlaşan çalışma koşulları oluştu ve işçilerin birim zamanda yaptığı üretim artırıldı. Bu sürecin sonucunda da bel ve boyun fıtığı, el ve kollarda iltihaplanma nedeniyle ağır iş yapamazlık, akciğer rahatsızlıkları ve psikolojik çöküntü çok sık görülen rahatsızlıklar oldu. İşe girerken sağlam raporu ile gelen bu arkadaşlar hak verirsiniz ki bu rahatsızlıklara işyerinde yakalandılar. Ama nedense kendilerine verilen görevleri yerine getiremedikleri ve takım çalışmasına uymadıkları gerekçesiyle işten atılmakla tehdit edildikleri gibi bir de aşağılanmaya maruz kalmışlar. 

Diyeceksin ki, temsilcinin yanında işçiyi hangi hakla aşağılarlar. Sorun da burada ya Başkanım, temsilcilerimiz bu görüşmelere işverenin isteği ile girmemişler. Amaç tehdit ve aşağılanmanın şahidi olmasın, işçi arkadaşlarımız dava açamasınlar. Esas sıkıntı bu süreçten sonra yaşanıyor maalesef. Bu görüşmelere işverenin isteği doğrultusunda temsilcilerin girmemesi bizler arasında hoş karşılanmayıp temsilcilere karşı tepki oluştu, bu nedenle plan değişiyor. Sonraki görüşmelere işveren temsilcileri girmiyorlar. İşveren temsilcisi söylenecekleri sendika temsilcisine aktarıyor, arkadaşlar sendika temsilcilik odasına çağrılıyor ve tebliğ bizzat baştemsilci tarafından yapılıyor. Tebliğ sonrası maruz kaldığı haksız isnat ve aşağılanma karşısında dava açma hakkım var diyen arkadaşımıza “Dava açarsan bir daha Türk Metal Sendikasına bağlı hiç bir işyerine giremezsin” deniyor. Saygıdeğer başkanım lütfen dikkat ediniz, Siemens’e bağlı bir fabrikaya giremezsin dense anlarım da, sendikamıza bağlı işyerlerine giremezsin denmesi alçaklık değil midir? Senin böyle bir talimat vermediğini düşünerek bil isterim ki, Türk Metal Sendikası işyeri temsilcileri işverenin taşeronu olmuştur haberin ola. Bilgim yoktu diyeceksin, artık var. Bilip de müdahale etmezsen artık sana ne denir, saygımdan söylemiyorum adını sen koy.

CUMHURBAŞKANINA AÇIK ÇAĞRI

Bu yazının ilgililerce Sayın Cumhurbaşkanımıza iletileceğini düşünerek kendisinden beklentilerimizi de sıralamak istiyorum. Öncelikle farklı bölümlerde çalışan işçi arkadaşlarımdan duyduğum ve asla kabullenemediğim, Almanya’daki genel merkez sorumlularının siyasi nedenlerle elimizden ekmeğimizi alması konusu. Evet Türkiye’de para kazanacaklarını bildikleri metro ve hızlı tren sistemleri için yatırım kararı aldılar, dediğim gibi gelişen ekonomimiz ve talebin yoğunluğu ile para kazanacaklarını bildikleri için buraya geliyorlar. Düşük ücretle kaliteli, sadık ve sürekli iş gücümüzden faydalanacaklar. Sayın Cumhurbaşkanım onların bu sektördeki yeni yatırım kararları, sizin dış politikanızdan rahatsız oldukları için üretim bölümlerini elimizden almaları gerçeğinin üzerini örtmemelidir. Bu bilgi kesindir. Belirli aralıklarla fabrikamızdaki gidişat ile ilgili olarak çalışanlara bilgi vermek amacıyla yapılan toplantıların birisinde, siyasi nedenlerle işlerimizin başka ülkelere kaydırıldığı itirafı bizzat Alman müdürümüzden gelmiştir. 

Bu bölümlerde çalışan arkadaşlarımızın bir çoğu ekmeğinden olacak bilmenizi isterim. Alman yetkililerle görüşmelerinizde bu hasmane tutumun nedenini sormanızı ve mümkünse yeni üretim bantlarının Türkiye’ye kaydırılmasını sağlamanızı özellikle rica ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım Mısır, Suriye gibi diyarlarda ezilen Müslümanlara her konuda destek oluyorsunuz, sizinle gurur duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım oraları ihmal etmeyin, ama lütfen ülkenizde ezilen Müslümanları da unutmayın. Sizce artık sendikaların da sıkı denetlenmesinin, sendikaların işçilerin sorunlarını size yük olmadan gidermelerinin vakti gelmedi mi? Başta Bursa olmak üzere bir çok ilde yaşanan huzursuzluklar ve üretimde yaşanan kayıplar sizi üzmedi mi? Eğer korkunuz sendikamızın büyük bir sivil toplum kuruluşu olması itibariyle sizin makamınıza bir tehdit oluşturabileceği endişesi ise, hiç korkmayınız. Tabii ki farklı siyasi partilere gönül veren ve oylarını kullanırken diğer partileri tercih eden kardeşlerimiz var. Ama ben dahil bir çok arkadaşımız size ve liderliğinize güvendiğimiz için seçimlerde oyumuzu sizden yana kullanıyoruz. Ama bugün itibariyle sendikamızın büyükleri çıkıp da tercihimizi sizden yana kullanmamızı isterse, inanın bir çok arkadaş sırf sendika yönetimine kızgınlığından ya oyunu farklı bir partiyi tercih yönünde kullanacak, ya da benim gibi oyunu başka partiye vermek yerine kullanmayarak tepki koyacaktır. 

Zira size sendikamızın davetlerinde kırmızı halı serenler hiç de görüldükleri gibi değillerdir. Bizler aleyhimize çıkarılması düşünülen yasalardan, ağır vergi yükünden bahsettikçe “Ben mi oy verdim kardeşim, hem ağlıyorsunuz hem de çalışanların yarısı bunlara oy veriyor. Adam yüzde 50 oy aldı, demek ki işçinin yarısı bunlara oy veriyor. Oy vermeyin gitsinler” diyenler; siz dünya kadınlar günü için Büyük Anadolu otelimize teşrif ettiğinizde elleri patlarcasına alkışlayıp, hanım kardeşlerimize sizin lehinizde tezahürat yaptıran kişilerdir. 

Sizi onlar değil, yüceltirse sorunlarını giderdiğiniz işçi sınıfı yüceltecek, ya da üzülerek söylüyorum ki ilgilenmediğiniz işçi sınıfı yıkacaktır. Pevrul Bey çalışmadıkça, bizim sorunlarımızı gidermedikçe bize asla istikamet gösteremez. Sizi de Pevrul Beyi de yüceltecek ya da o makamlardan alacak olanlar bizleriz. Sizi her ne kadar sevsek bile, ekmek davasıdır, çocuklarımızın da geleceğidir, şakası yoktur. Kim ki derdimize derman olur şah olur, kim ki bize düşmanlık eder Hak, yaradan gereğini bilir. Sayın Cumhurbaşkanım sizi sorunlarımızı dinlemek, ama en çok da sizinle birlikte olabilmek adına Siemens Kartal Kampüsümüze çay içmeye bekliyoruz, saygılarımla...

ÖNCEKİ HABER

Personel eksikliğini çözmek yerine uyarı astılar: Hakaret edene sağlık hizmeti verilmeyecek

SONRAKİ HABER

Bir anne; Evladı katledilmiş yüz metre ötede, cenazesini alamıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...