21 Mart 2016 00:51

Bir Yitiş Öyküsü

Paylaş

Kıymet CEVİZ

Ferhat Özkan’ın YKY’den yeni çıkan öykü kitabı “Yoksunlar” on bir öyküden oluşmaktadır. 
Varoluş kavramının aksine, “Yokoluş” öyküleri olursa olur diyorum bu öyküler için. Zira bu öykülerin kahramanlarının bir kazanımı yok, aksine kaybedişlerin, yoksunlukların vurgulandığı ve kitaba da bu minval üzerinden ad verildiği düşüncesine kapılmak yanlış olmasa gerek. 

Gogol’un kayıp Burnu’nu buluyorum, “Bir Gün Burnum Kokmaya Başladı” adlı öyküyü okurken. Ve bir çok öyküde de o esintinin içerisinde bu his var, yine bir yok oluş öyküsü okuyorsunuz, o kayıp burnu arıyor, yazar ve karakterleri. Kayıp bir burnu kim merak eder ki? Doğru ya neden merak edeyim “Eksik Nefes”te yer alan öyküyü? Yahut da kahkahasını kaybeden bir adam kimin ilgisini çeker ki? 

Peki, yıldızı parlamadan sönen eski bir futbolcunun haberini hanginiz okumak istersiniz ki?  

Oysa “Sahalara Dönüş”teki gibi, o futbol sahasında izlenen biri olmanın hayalini kurarken, yaşadığı talihsiz bir olay sonucu, sahada izlenen değil de sahadakileri izleyenleri izleyen birine dönüşen bu adamın hikayesi elbette ki başkalaşır ve artık sıradan bir öykü değildir, yine bir yitiş öyküsüdür. 

Yazar Ferhat Özkan, kitabın açılış cümlesini, Dostoyevski’nin İnsancıklar adlı kitabından alıntılamış şu vurgu ile “...tuhaf tuhaf düşünceler doldurmuş kafamın içini.”, Özkan’ın “Kahkaha Kaybı ve Sonuçları Üzerine” adlı öyküsünde, “...mutfak eviyesinde veya lavaboda suyun akıp gittiği boşluğa. Sabah yüzünü akşamsa bulaşıkları yıkarken tuhaf tuhaf düşüncelere dalardı oraya bakarken.” Bu cümlesi, kitabın kapak resmiyle bir bütünü resmediyordu, sonra bu öyküler o deliklerden yitip gidenlerin peşine düşüyordu, her şeyi anlamlandırma iç güdüsüydü bunları yaptıran şey. 

Yine aynı öykü kitabından, “Bir Zarf Bıçağının Ettikleri” ise, iki ihtiyarın birbirine ettiğinin bu öyküye karşı duruşunu sergiliyordu bir bakıma. Yitip gitmesine izin vermeyen, eşyalar dünyasında yaşayan iki ihtiyarı anlatıyor yazar Özkan, oysa öykü başka bir yerden kayıp veriyordu, yine bir yitiş öyküsüydü.

 

ÖNCEKİ HABER

Güney Koreli Ekonomist Chang : Çamaşır makinesi dünyayı internetten daha çok değiştirdi

SONRAKİ HABER

Gazeteci Hayri Tunç: Gerçeği aramak için sokakta olmak gerekiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa