18 Mart 2016 00:05

Almanya eyalet seçimlerinde deprem

Paylaş

Sevim DAĞDELEN*
Alexander ULRICH
Heike HANSEL

Baden Württemberg, Rheinland Pfalz ve Saksonya Anhalt seçimleri politik bir deprem anlamına geliyor. Bu sadece yüksek seçim katılımlarıyla ve yüzde 15.1, 12.6 ve 24.2 gibi olağanüstü seçim başarısı elde eden Almanya için Alternatif  Partisi (AfD) için değil. Aynı şekilde Almanya Sosyal Demokrat Partisinin (SPD) 16 eyaletin dördünde yüzde 20 barajını aşamamış olması ve oralarda yüzde 15’in altında kalması da dramatiktir. Bu sosyal demkratların korkunç oy kaybıyla bağıntılıdır. Baden Württenberg’de SPD, oylarının yüzde 10’unu kaybetti. Bu, somut olarak 400 bin seçmenin SPD’ye sırtını dönmesi anlamına geliyor. Saksonya Anhalt’ta ise SPD, yüzde 10’un üzerindeki  oy kaybıyla resmen yıkıldı.

Böyle ağır seçim yenilgileri ortaya çıktığında durumun dramatikliğini kabul edip seçim değerlendirmeleri yapmak yerine, durumu olduğundan iyi gösterme girişimleri olabilir. Die Linke (Sol Parti) açısından ise eyalet seçimleri sonrası çıkarılacak dersler hayati önem taşımaktadır.

YÜZDE 5 OY AfD’YE KAYDI

Baden-Württemberg ve  Rheinland-Pfalz eyaletlerinde Sol Parti, sadece her zaman Die Linke’yi seçen seçmenleri harekete geçirip yeni seçmenler kazanamama ve yerel parlamentolara girememenin hayal kırıklığını yaşarken Saksonya Anhalt’ta tamamen bir yıkım yaşandı. 2011 yılında yüzde 23.7 oy oranına erişen parti, birden bire yüzde 7.3 oranında oy kaybederek yüzde 16.3 oranında oy aldı.  Sol Partinin oy kaybının AfD lehine olması dikkat çekiciydi. Sol Parti, SPD’den 9 bin oy alırken, 29 bin oyu AfD’ye kaydı. Ayrıca şimdiye kadar seçimlere katılmayan çevrelerden seçmen kazanmadı. Bu kesimden en fazla oyu AfD aldı. Var olan Sol Parti seçmenlerinin yüzde 2.5’i AfD’ye geçti, seçimlere ilk katılacaklar arasından Sol Partiye oy verebilecekler de dikkate alındığında AfD’ye kaptırılan seçmen oranı yüzde 5 oranında oldu.

Üç eyalet seçimi öncesi, AfD ile süregelen tartışmalara bağlı olarak seçmen kaybı yaşanacağına dair belirtiler vardı. Örneğin Berlin Sol Parti başkanı TAZ gazetesine verdiği demeçte AfD nedeniyle yüzde 2 veya yüzde 3 oranında seçmenden vazgeçilebileceğini belirtmişti. Aynı şekilde Sol Parti fraksiyonundan da bazı seçmenlere veda edilebileceği ifade edilmişti. Bu açıklamaların sol parti seçmenleri arasında da yankı bulan yabancı düşmanı saldırılara bağlı olarak yapıldığı kesindi. Ve bu türden seçmenlerden vazgeçilebileceği bildirilmekteydi.

‘NEOLİBERALİZME KARŞI BİRLİK OLUŞTURULMALIDIR’

Bu acı verici yenilgilerden sonra şimdiye kadar sürdürülen politikada veya yanlış yönelimlerde ısrar etmek yeni mağlubiyetlerin habercisidir. AfD’yi faşist bir parti olarak nitelendirmekle ne AfD’den ne de şimdiye kadar seçimlere katılmayan kesimden bir seçmen kazanılmamaz.  Şimdi, AfD’ye karşı sosyal sorunları kenarda bırakan büyük birlikler içinde yer almak ister İngiltere, ister Fransa’da olsun Sol’un Avrupa çapında iflas etmesi anlamına gelmektedir. Bunun yerine Neoliberalizme karşı birlik oluşturulmalıdır. SPD ve Yeşiller’in bu birlik karşısındaki tavrı hangi tarafta durduklarını ortaya koyacaktır.  

Sol Parti Meclis Grubu Başkanı Sahra Wagenknecht’in Berliner Kurier gazetesindeki bir röportajda olduğu gibi üç yerel seçimdeki yenilginin sorumlusu gösterilmesi gelecekle ilgili bu politik görevden açıkça  kaçmaktır. Wagenknecht, seçimler süresince düzenlediği seçim toplantıları ile hem medya hem de sokakta Sol Partinin itibarını yükseltmiştir.
Sol Parti, AfD’nin toplumsal demagojilerini ciddiye almaya çok geç başladı. Eğer Sol Parti toplumsal sorunları öne çıkarmazsa AfD’nin işçi ve işsizler arasındaki seçim potansiyeline de erişemeyecektir. Zenginleri gittikçe zengin, yoksul halkı daha da yoksul yapan servetin dramatik  dağılımı politikasına karşı mücadele Sol Partinin merkezi politikası haline gelmelidir.   AfD ile sadece soyut değerler üzerinden yapılan seçim mücadelesi baştan kaybedilmiş demektir.

DİRENENLERİN SESİ OLMAK İÇİN KURULDU

Sol Partinin kurulma nedenini tekrar hatırlamamız gerekiyor: Parti, bu ülkeyi daha sosyal yapmak için kuruldu. Vahşi kapitalizme karşı mücadele eden, direnenlerin sesi olmak için kuruldu. Bazıları bu yolla AfD’den seçmen kazanılamayacağını söyleyebilir. Buna rağmen önümüzdeki dönemde Berlin, Mecklenburg, bundan sonraki yılda Schleswig Holstein, Kuzey Ren Vestfalya ve Saar eyaletlerinde şimdiki gidişatı değiştirmek için elden gelen herşey yapılmalıdır.  Bu ancak, sosyal problemleri merkezine alan, sosyal alternatifler sunan ve toplumsal olmayan koşulların mağduru olarak onlara karşı mücadele edenlerin avukatı olarak gerçekleşebilir.  AfD’nin mülteciler olmasa buradaki işsizlerin durumunun çok daha iyi olacağı yönündeki  demagojilerine karşı çıkmanın en iyi yolu budur.  Ancak bu toplumsal açıdan atak politikanın başarılı olması birlik partileri, SPD ve Yeşiller’in toplumsal olmayan politikalarının deşifre ve mahkum edilmesine bağlıdır. Almanya’da dayanışmacı bir politika için var olan parti Sol Partidir.

Analizler, seçimlerde ister isteyelim, ister istemeyelim kişilerin çok önemli olduğunu göstermektedir. Sol Parti de bunu kabul ederek federal seçimlerde eş başkanlık konusunda açıklık sağlamalıdır. Bizler, ülkede salonları dolduracak etkileme gücü olan bir eş başkanlıktan yanayız.

MERKEL’i SAVUNMAK MI?

Aynı etki Merkel’in mülteciler politikasının savunulmasında da ortaya çıkacaktır. Başbakan Merkel, birçok insan için sosyal hak gasplarından yana yani toplumun en altında bulunan insanlar yalnız bırakılırken zenginlerin giderek daha zengin olduğu bir toplumu savunan bir politikacı. Bu nedenle Merkel’i başka bir alanda savunanlar bile onunla birlikte kaybediyorlar. Merkel’in bir ilerici olarak savunulması doğru değil. 1990’dan bu yana yapılan en büyük iltica yasası değişikliğinin savunucusu olduğu gibi, Türkiye ile AB’nin tümüyle  mültecilere kapatılması yani hiçbir mültecinin sokulmaması doğrultusunda pazarlık yapmakta.

Sol Partinin seçmenlerinden gönüllü feragat etmesi geleneksel bir olay. 2013 yılında Neues Deutschland gazetesi avro sorununda parti yönetiminin tavrını övmüştü. ‘Parti yönetiminin avro karşıtlarının popülist söylemlerine karşı çıkışı SPD ile iş birliği kaabiliyetinde olduğunu da gösteriyor. Bu durum acı verecek şekilde seçmen kaybına yol açacak olsa da SPD/Yeşiller/Sol Parti koalisyonunun kurulabilmesi için önemlidir.’

Ancak şimdi oy kaybının sadece yüzde 2-3’le sınırlı olmadığı görülüyor. Sol Partinin kayıpları sonrası Berlin dışındaki doğu eyaletlerinde matematiksel olarak Sol Parti-SPD-Yeşiller  koalisyonunun kurulması olanaksız. Bu,  Sol Partinin hem eyaletlerde hem de federal düzeyde koalisyonlara katılma seçeneğini de yok etmiş oluyor.

ÖNCEKİ HABER

Afganistan’da Ferhunde anıldı

SONRAKİ HABER

4 aydır ücret alamayan Nursan Çelik işçileri: Bekle bekle nereye kadar!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...