16 Mart 2016 00:52

Kiev meydanını hatırlamak

Paylaş

Okay DEPREM
Kiev

Ukrayna’nın başkenti Kiev’in eski ‘Ekim’ yeni ismiyle “Bağımsızlık Meydanı”ndaki gösteriler sırasında yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti. Zamanın Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’i hedef alan ve önce kitlesel olarak başlayan ancak aylar sonra birkaç bin kişinin mücadelesine bürünen eylemler sonucunda polisin saldırması sonucu iki taraftan da yüzü aşkın kişi ölmüştü. Sonrasında sivil faşist güçlerin kontrolü ele geçirdiği başkentin bu en merkezi ve büyük alanı, birkaç ay sonra başlayacak iç savaşın ve ülkenin parçalanmasına giden sürecin ilk temel kilometre taşını oluşturacaktı. Meydandaki kanlı olayların bitişinin ikinci yıl dönümünün hemen ertesinde, henüz alandaki gösteriler tek tük devam ederken, Kiev’in artık dünyaca meşhur hale gelmiş bu alanını ziyaret etmeye karar veriyorum. Olaylar neticesinde adeta koca bir enkaz yığınına dönüşen ve tamamen olmasa da eski haline getirilmesi ayları bulan Bağımsızlık Meydanı’nda beni daha çok, yaşanılan kayıplar üzerine matem havasında motiflerle dolu bir yer bekliyor.

ASKERLER YÖNETİMİ PROTESTO EDİYOR

Kiev’in en önemli ve merkezi caddesi Kreşçatik üzerindeki metro istasyonundan çıkar çıkmaz beni önce ufak bir protesto yürüyüşü karşılıyor. Sayıları topu topu birkaç yüzü bulan, daha çok askerlerden teşekkül ve tek tük Ukrayna bayraklarının taşındığı üçer-beşerli sıra halinde düzensiz bir kalabalık meydana doğru ilerliyor. Onlara paralel, oldukça geniş kaldırımda ilerlerken bir siyasi posterin asılı olduğu reklam panosu karşıma çıkıyor. Kalkanında “Mücadele et!” yazan ve meydanda çarpışanlardan birini temsil eden bir adam ve hemen arkasında ise savaş döneminde Nazilerle iş birliği yapan faşist “Ukrayna İsyan Ordusu”nun (UPA) üniformasını giymiş bir asker boy gösteriyor. Meydana ulaşır ulaşmaz sürekli olduğu anlaşılan bir açık hava sergisi önümde beliriyor. Olaylarda ölenler anısına dev levhalar konulmuş dört bir tarafa

ÖLENLER ANISINA AÇIK HAVA SERGİSİ

Kreşçatik Caddesi’nin “Meydan”ı böldüğü hattın her iki tarafındaki geniş alana dağılan yaklaşık 100 adet levhanın her biri iki sene önce burada ya çarpışarak ya da kaza kurşunu ile ölenlere adanmış. Her bir pano, resmedilen kişinin özel ve aile fotoğrafları ile süslenmiş. Gene birkaç köşeye yerleştirilmiş dev LED ekranlarda yine aynı kişilerin görüntüleri geçiyor sürekli olarak. Dev panolardaki resimlerden açıkça teşhir ediliyor ki; ölenlerin bir kısmı gerçekten de Lvov merkezli faşist Svaboda (Özgürlük) Partisi üyesiymiş. Yetişkin bazılarının eski Sovyet ordusunda görev yaparkenki görüntüleri bile seçilebiliyor. İşin şaşırtıcı tarafı ise, sayıları çok olmamakla birlikte yaşı geçkin, oldukça yaşlı denilebilecek kişilerin de bu sergide yer almaları. Çatışarak ölme ihtimalleri daha güç olduğundan, muhtemelen kaza kurşunu kurbanları bunlar. Bir diğer taraftan, Ukrayna aşırı milliyetçilerinin saflarında yiten “meydan şehidi” kitlenin en az onda birinin Gürcü ve Ermenilerden oluşması da, meydandaki kitle adına ayrı ironik ve trajikomik bir anlam taşıyor. Belki de onları Antirus motivasyonu ve nefret duyguları birleştirmiş olabilir. Söz konusu büyük foto-albümlerinde meydanda “Sağ Sektör” başta olmak üzere ultra-radikal sağcı ve faşizan grup ve organizasyonlar saflarında çarpışanların isim ve resimlerine denk gelmek de epey mümkün.      

MEYDANCILAR BİRKAÇ YÜZ KİŞİ TOPLANABİLİYOR

2014 başlarında meydanda çıkan büyük yangın neticesinde tamamen yanan Kiev’in meşhur sendika binası ise aradan geçen bunca zamana karşın, üstü bezlerle durmaya devam ediyor. Vakit akşam saatlerine doğru gelirken, günlerdir burada düzenli olarak toplanmakta olan kitlenin yine bir araya geldiğini seyrediyorum. Meydanın hemen altında bulunan “Globus Alışveriş Merkezi”nin yakınlarında göstericiler toplanıyor. Meydanın SSCB sonrası belki de en gözde anıtlarından olan abide-i sütunun kaidesi altında buluşan tertip komitesi konuşmalara henüz başlamışken ben de yanlarına doğru çıkıp kitleye yukarıdan bakıyorum. Neredeyse 2.5 yıldır Ukrayna aşırı sağının vazgeçilmez sloganı olan “Slava Ukrainı, Geroyam Slava!” (Yaşasın Ukrayna, Yaşasın kahramanlar) bugünün de neredeyse yegane sloganı…  Obeliskin ayaklarına ve ortasındaki yapının duvarlarına; Donbass’taki savaşta özellikle 2014 yazında ölenlerin posterleri yapıştırılmış. O sırada anıtsal sütunun çevresinde, çadırları ve yaktıkları ateşler ile bazılarının gene yerleşmeye başladığını ve sanki yeni bir “meydan”ı örgütlemeye soyunduklarını gözlemliyorum. Ukrayna faşistlerinin tarihsel kırmızı-siyah bayrakları ise her zamanki gibi her yerde boy gösteriyor. Alnında kırmızı bir kurşun izi olacak şekilde bir posterde betimlenen Başbakan Arseniy Yatsenyuk kalabalığın hedefindeki ilk isim.

‘AYDAR’DAN KANADA DİASPORASI’NA

Meydandaki metro çıkışının hemen kenarında duran askeri renkli minibüsün önü iç savaştan kareler ile donatılmış. Aracın üzerinde dalgalanan bayraklar ise tanınmış “Aydar Taburu”ndan başkasına ait değil. Ülkenin güneydoğusundaki gayrinizami ve insanlık dışı uygulamaları ile nam salan Aydar birliklerine yardım için stant niyetine getirilmiş buraya bu araç. Buradan son olarak Mariyinskiy Parkı’na doğru, yani başbakanlık ve parlamento dahil idari binaların olduğu semt istikametine giden yokuşu tırmanmaya başlıyorum. Tarihi, taşlı yolun her iki tarafı da yüzlerce metre boyunca envai çeşit çiçek, çelenk, mum ve sayısız kişi fotoğrafı ile kaplanmış. Sol tarafta toprak zemin üzerinde, meydanın simgelerinden biri olan saatin önünde, resmen kaldırımın kenarına ölenler adına granit bloklar ve hatta metal haçlar dikilmiş. Tam burada, ortasında Kanada’nın simgesi çınar motifli Ukrayna renklerinde bir bayrak gözüme takılıyor. Ne de olsa ülkenin ezelden beri AB’ye ve eş zamanlı olarak NATO’ya alınması yolunda faaliyet yürüten ülke dışındaki lobi gücünün lokomotifi Kanada’da bulunan Ukrayna Diasporası. Göğün çoktan karardığı bu saatlerde meydandaki bir avuç yığının, kulağın işitme sınırını zorlayan gürültüsüne, alandaki havayı daha da dramatize etmek üzere sağa sola konulmuş hoparlörlerden verilen melodramik müzik eşlik ediyor…

ÖNCEKİ HABER

Gıda İş'ten çağrı: Haydi ekmek kokusundaki emeği yazmaya...

SONRAKİ HABER

Manchester City ve Atletico Madrid son 8'de

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...