14 Mart 2016 00:55

Entelektüelin kibri

Paylaş

“Kırk yıllık araştırmaları”nın sentez ve değerlendirmesini gerçekleştirdiği Akademik Aklın Eleştirisi kitabında Pierre Bourdieu, sosyoloji teorisi, tarih bilgisi ve felsefi düşünceyi farklı yönleriyle ele alıyor.
1930 yılında doğan 2002’de Paris’te yaşamını yitiren Pierre Bourdieu, özellikle “kültür sosyolojisi” üzerine çalışmış bir düşünürdü. Düşüncesinde yapısalcılığın, kısmen fenomonolojinin, Wittgenstein ve Pascal’ın etkilerine rastlamak mümkündür. Kendisine “Marx’la ilişkisi” sorulduğunda “sonuçta illaki biriyle yakınlık kurmam gerekiyorsa, daha ziyade Pascalcı olduğum yanıtını vermeyi alışkanlık edinmiştim” diye cevap vermektedir.

Akademik Aklın Eleştirisi kitabı, Kant’ın “Salt Aklın Eleştirisi”, “Pratik Aklın Eleştirisi” gibi zihnin çeşitli “düzeylerini” ele alan eserlerine bir atıf gibi gözükebilir. Ancak kitabın esas motivasyonu, entelektüellerin yukarıdan bakan ve her şeyi bildiğini düşünerek edindiği kibridir. Bourdieu, şöyle ifade eder: “Felsefeye ve entelektüellerin sözlerine doğrudan ve muazzam etkiler atfetmekteki kibir, bana göre, Schopenhauer’in ‘ukalalık komedisi’ dediği şeyin en ala örneğini teşkil eder, ki bundan kastı, tıpkı sahnede dışkılayan bir sahne atı gibi, kişi kendi kavramında olmayan bir eylemi gerçekleştirdiğinde içine düşülen gülünç durumdur. ‘Modern’ ya da ‘postmodern’ filozoflarımızın, onları karşı karşıya getiren çatışma noktalarının ötesinde ortak bir noktaları varsa eğer, o da söylemin gücüne olan aşırı güvenleridir. Akademik bir yorumu siyasi bir eylem olarak veya metin eleştirisini bir direniş başarısı olarak kabul edebilen ve kelimelerin düzenindeki devrimleri şeylerin düzenindeki radikal devrimler olarak yaşayabilen tipik lector yanılsamasıdır.”

HABİTUS, SİMGESEL ŞİDDET, ALAN

Bourdieu tartışmaya akademik aklın görmezden geldiği temel ön koşulla başlıyor: Batı dillerinde okul anlamına gelen sözcüklerin ve “skolastik”in kökeni olan skhole, yani boş zaman. İnsan üstüne düşünen filozoflar ve genel olarak “skolastik eğilim”, düşünmek için boş zamana sahip olmak gerektiğini akıllarına getirmezler. Bourdieu’ya göre, akademik aklın felsefi antropolojide yaptığı bu manidar ihmalin vahim sonuçları vardır.

Peki, müthiş kahraman rolleriyle hipnotize olmuşçasına özdeşleşme havalarına girmeye yol açan bu kadiri mutlaklık hayaline kapılmaktan nasıl kaçınılır? Bourdieu’nun habitus, simgesel şiddet, alan gibi tartışmalı kavramlarla birlikte bu soruya yanıt arayışı Akademik Aklın Eleştirisi’nde izlenebilir. 
(KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Irak’ta mahsur kalan işçilerin aileleri endişeli: İşçilerin geri dönmesi için gerekenler yapılmalı

SONRAKİ HABER

‘ZAMAN’ın neresinde durmalı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...