‘Kadınlara vurulmayın, taleplerimizi karşılayın’
Neslihan KARYEMEZ
Küçükçekmece
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Pazar günü Kadıköy’de talepleri için yan yana gelen kadınlara; polis biber gazı, tazyikli su ve coplarla müdahale etti, polisin kadınları yerlerde sürükleyerek göz altına aldığı saatlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu “78 milyonluk Türkiye nüfusunda yer alan her kız çocuğunun ikinci babası, her kadının kardeşiyiz. Kadına uygulanan şiddet insanlık kaybıdır. Kadınlarımızın ve haksızlığa uğramış herkesin geçmişte yaşadığı üzüntüleri tekrar yaşamamaları için siyaset yapıyoruz” diyordu. Her gün en az beş kadının öldürüldüğü, şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan kadınların sayısı sayılamayacak kadar çok olduğu ülkemizde açılan davaların kadınlar aleyhine sonuçlanmasının sebebi hükümetin tutumu değil mi?
Bu zihniyetin bir parçası olan kimi belediyelerin yaklaşımı da Başbakan Davutoğlu’dan farklı değil. Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in reklam panolarındaki “Erkeğe, kadına vurmak değil. Vurulmak yakışır” sözleri nasıl bir zihniyetin devamıdır. Biz kadınların insan ve kadın olmaktan kaynaklı haklarımız, biz kadınların seçtiği hükümet ve belediye başkanları tarafından korumak yerine toplumun geri duygularını besleyen açıklamalar yapması bizi yönetenlerin zihniyetini bir kez daha ortaya koymakta.
Küçükçekmece, sanayinin ve fabrikaların yoğun olduğu bir ilçedir. Burada binlerce kadın ağır çalışma koşullarında uzun saatler çalışmak zorunda kalmaktalar. İşyerlerinde patronları ve erkek çalışanlar tarafından şiddette ve tacize maruz kalmaktalar. Başbakan Davutoğlu’dan İlçe Belediye Başkanı Karadeniz’e kadar olan devlet zihniyetinin sonuçları kadınları işyerlerinde evlerde şiddete maruz bırakmakta. İkitelli Mahallesi’nde kadınlar gündüzleri çocuklarını bırakacak ücretsiz kreşler olmadığı için gece uykularından çalarak işe gitmek zorunda kalıyorlar.
Biz kadınlar; Başbakanın kızı, kardeşi olmak değil, haklarımızı istediğimiz için saçlarımızdan sürüklenerek gözaltına alınmak yerine en temel haklarımızın anayasal güvenceye alınmasını ve hayat bulmasını istiyoruz. Belediye Başkanının “Kadına vurulmak” zihniyetini değil, kreş hakkımızı istiyoruz.