08 Mart 2016 00:46

Kadının işte adı yok!

Paylaş

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne atfen, Genel-İş Sendikası tarafından “Kadın Emeği Raporu” hazırlandı. Rapor, esnek, güvencesiz ve örgütsüz çalışmaya neden olacak özel istihdam büroları aracılığıyla kadınlara uzaktan çalışmanın dayatılacak olmasına karşı, kadın emekçilerin sorunlarını görünür kılmayı hedefliyor.
Çalışma hayatının dışına itilmiş ve emeği değersizleştirilmiş kadın emeğinin Türkiye’deki  hali, diğer ülkelerle karşılaştırılarak gözler önüne seriliyor. Raporda şu çok çarpıcı sonuçlara yer verilmiş: Kadın istihdamında Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde son sıralarda. Türkiye’de 12 milyona yakın kadın, ev işleri nedeniyle çalışma hayatının dışında! 1.5 milyon kadın kayıt dışı ve yarı zamanlı çalışıyor!

KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIM ORANI ÇOK DÜŞÜK
Genel olarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kadın-erkek iş gücü oranlarının birbirine yakın. OECD ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 60’ı buluyor. Türkiye’de ise çalışabilir kadınların sadece yüzde 30’u iş gücüne katılıyor. Bu oran erkeklerin iş gücüne katılım oranının yarısından bile az!
Türkiye’de kadınların iş gücüne OECD ülkelerinin yarısı kadar katılmasına yönelik raporda iki sebep gösteriliyor: Sanayileşme politikalarının yetersizliği ve toplumsal yapı içerisinde kadın emeğini ikincilleştiren erkek egemen anlayış!

12 MİLYON EV KADINI
Son yıllarda uygulamaya konulan muhafazakâr politikaların ve hükümet sözcülerinin söylemlerinin de kadınların çalışma hayatının düşmesinde etkili olduğunun vurgulandığı raporda şu ifadeler yer alıyor: “Nitekim TÜİK’in (2014) yapmış olduğu araştırmada kadınların iş gücüne dahil olamama nedenlerinin başında ‘ev işleriyle meşgul’ olma gelmektedir. 12 milyona yakın kadın ev işleriyle meşgul olduğu için iş gücüne dahil olamamıştır. Bununla birlikte, erkeklerde ev işleriyle meşgul olmalarından dolayı iş gücüne dahil olamama kısmında bilgi bulunmamaktır. Bu durum açıkça ev işlerinin kadın işi olarak görüldüğünü göstermektedir.”
“Ailevi ve kişisel nedenler” ile iş gücüne katılmadığını söyleyen kadınların sayısı, erkeklerin sayısının altı katı.

1.5 MİLYON KADIN KAYITSIZ VE YARI ZAMANLI!
Kayıtlı ve tam zamanlı çalışan erkek sayısı, kayıtlı ve tam zamanlı çalışan kadın sayısının 4 katı. Bunun yanında kadınların geçici ve güvencesiz çalışma biçimlerinde istihdam edilmelerinin bir sonucu olarak 1.5 milyon kadın da kayıt dışı ve yarı zamanlı istihdam edilmekte.
Genel-İş Sendikası raporunda, kadınlar açısından büyük bir eşitsizlik içeren bu tablonun daha da kötüleşeceği tespitini yapıyor: “Kadın istihdamını olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden birisi de esnek ve kayıt dışı sektörlerde çalıştırılma. Buna rağmen hükümetler ve işveren çevreleri tarafından işsizliği azaltma, kayıt dışı çalışmayı önleme ve kadınları daha çok istihdama katma gerekçesiyle tam zamanlı ve güvenli çalışma koşulları yerine kısmi zamanlı esnek çalışma modelleri dayatılıyor. Asıl amacı, işverenlerin iş gücü maliyetlerini düşürmek olan bu düzenlemelere ek olarak da bugünlerde TBMM’de olan özel istihdam büroları ile geçici iş ilişkisi kurma ve uzaktan çalışma biçimine yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin hayata geçmesi durumunda daha fazla kadın, daha fazla kötüleşmiş çalışma koşullarına mahkum olacaktır.”

KADINLAR DAHA ÇOK KAYIT DIŞI SEKTÖRLERDE
Türkiye’de istihdamının sektörel dağılımına bakıldığında toplumsal cinsiyete dayalı iş bölümünün etkileri açıkça görülüyor.
Kayıt dışı kadın istihdam oranı, kayıtlı kadın istihdam oranından fazla. Örneğin tarım sektöründe kayıtlı kadın istihdam oranı yüzde 15 iken, kayıt dışı kadın istihdamı yüzde 53. Bunun başlıca nedeni kadınların, tarım sektöründe ev içi üretimde yer alırken aynı zamanda ücretsiz aile işçisi olarak çalışması.
Toplam istihdam içinde kayıtlı kadın istihdamının en çok olduğu sektör yüzde 27 ile hizmetler sektörü!

KADINLARIN İŞSİZLİK ORANI YÜKSEK
Ülkemizde kırdan kente göç, tarım alanlarında ki çözülme, ekonomik krizler ve sanayileşmenin yetersizliği gibi etkenler, kentlerde işsizliğin kadınlaşmasına neden oldu. Kadın işsizlik oranı erkeklerden fazla.
Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 9.5 düzeyindeyken, kadınlarda bu oran yüzde 13.

TÜRKİYE CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE ÜÇÜNCÜ LİGDE
Küresel ölçekte yapılan toplumsal cinsiyet araştırmaları, Türkiye’de kadınların çalışma hayatından kaynaklanan sorunlarının temelinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayandığını ortaya koymakta.
Dünya Ekonomik Forumunun 2015 yılında yaptığı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi sonuçlarına göre; Türkiye 145 ülke içinde 130. sırada yer almakta.
Aynı araştırmada, çalışma hayatındaki kadınların durumunu ortaya koyan “Ekonomik katılım ve fırsat eşitliği” göstergesine baktığımızda da Türkiye 145 ülke içinde 131. sırada. Eğitim ve politikada cinsiyet eşitliği sıralamasında 105. sırada. Ücret eşitsizliği açısından ise Türkiye 145 ülke arasında 82. sırada.
Veriler açıkça gösteriyor ki, Türkiye’de kadınlar eğitimden politikaya, istihdamdan ücrete  cinsiyet eşitsizliğiyle karşı karşıya.


Kadınlar köle mi çiftçi mi?

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sektöründe çalışan 2.4 milyona yakın kadının, hem evlerini çekip çevirdiğini hem evde üretim yaptığını hem de tarımsal üretime katıldıklarını vurgulayarak, “Kadın çiftçilerimiz için pozitif ayrımcılık yapılmalı; yıpranma payı, çalıştıkları her yıl için ilave 120 gün, 3 yılda 1 yıl olmalı, sosyal güvenlikte yüzde 60 oranında prim desteği sağlanmalı “ dedi.
Bayraktar, günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerin, tarımın belkemiği olduğunu, tarımsal üretiminin yarıdan fazlasını karşıladığını vurguladı.
Şemsi Bayraktar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Son rakamlara göre, tarımda çalışan 5 milyon 154 bin kişinin yüzde 46’sını oluşturan 2 milyon 352 bini kadınlar… Buna rağmen, tarımda çalışan kadınların yüzde 79.4’ü ücretsiz aile işçisiyken, sadece yüzde 10’u kendi nam ve hesabına çalışıyor. Tarımdaki kadınların yüzde 93.8’i kendi adına sosyal güvenlik sistemine kayıt değil. Erkeklerden çok daha fazla, hemen her gün 16-17 saat, evdeki işlerinin yanı sıra tarlada, bahçede, ahırda, ağılda çalışıyor. Kırsalda bu kadar büyük bir fonksiyon üstlenen kadın çiftçilerimiz, çoğu zaman geçmişten öğrendikleri geleneksel yöntemlerle üretime katkı sağlıyorlar” şeklinde konuştu.

EŞİTSİZLİĞİ GİDERMEK İÇİN...
- Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimlerine karşı tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalı.
- Kadınların işe alım ve yükselmelerinde cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmeli.
- Kadın ve erkek arasında yaşanan ücret eşitsizliği giderilmeli.
- Ebeveyn izni ücretli bir hak olarak tanınmalıdır.
- İşyerlerinde kadınlara yönelik şiddet ve taciz engellenmeli, bunları yapanlar cezalandırılmalı.
- Sendikaların olduğu işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı toplusözleşmeler yapılmalı.
- Kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak tüm kadın ve erkeklerin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalı. (ANKARA)

ÖNCEKİ HABER

Aralarında ne fark var...

SONRAKİ HABER

Kadınlara ‘ana dilinde konuşma’ baskısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...