07 Mart 2016 12:03

Cizre'den Sur'a Dayanışma Koordinasyonu kuruldu

Paylaş

Bölgede yaşanan sokağa çıkma yasakları ve şiddetli çatışmaların ardından harabeye dönmüş kentlerle dayanışmak için Cizre'den Sur'a Dayanışma Koordinasyonu kuruldu. HDP ve HDK bileşenleri ve kitle örgütlerinden oluşan koordinasyon, İnsan Hakları Derneği (İHD)'de yapılan basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuruldu. 

'Savaşa ve Yıkıma Karşı, Yaşamı Birlikte İnşa Ediyoruz!' sloganıyla yola çıkan Cizre'den Sur'a Dayanışma Koordinasyonu'nu, abluka altında olan bölgelerde yaşamı yeniden inşa etmek için dayanışma çağrısında bulundu. Toplanan yardımların HDP, HDK ve kitle örgütlerine teslim edilebileceği belirtilirken, gönderilecek ürünlerin kullanılmamış olmasına dikkat edileceği söylendi. 

Koordinasyon gönderilecek yardımlara ilişkin bir de liste oluşturdu: Yağ, kuru fasulye, pirinç, mercimek, salça, kahvaltılık, mama, çocuk bezi, kadın pedi, battaniye, sünger döşek, yeni ayakkabı. 

'DAYANIŞMA KÖPRÜLERİ KURUYORUZ'

Koordinasyon adına basın açıklamasını okuyan HDK Yürütme Üyesi Benazir Coşkun, Cizre'de ablukanın 79 gün sürdüğünü, 200'e yakın kişinin günlerce yaralı bekletildiğini, bugüne kadar 178 cenazenin çıkarıldığını söyledi. Coşkun, Sur'da da aynı tablonun yaratılmak istendiğini söyleyerek, "Ablukaların kalkmasının ardından bölgeden gelen görüntüler ve raporlar da durumun ciddi olduğunu göstermektedir. Başbakan Davutoğlu'nun Silopi ziyaretinde 'devletin kudretini gördüler şimdi sıra şefkatini göstermekte' açıklamasında da ifade bulunduğu üzere iktidar çeşitli yardım kampanyalarıyla katliamının üstünü örtmeyi; direnişi kırmak ve rant sağlamak üzere kimi bölgeleri de TOKİ'ye açmayı arzulamaktadır. Halklarımızı 'Kürt halkı yalnız değildir' şiarıyla Şengal, Ninova ve Kobane sürecinde ördüğümüz dayanışma ve yoldaşlık ağlarını yeniden daha güçlü bir şekilde örmeye çağırıyoruz. Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit, Silvan, Derik ve Sur'da yeri yurdu yıkılan Kürt halkına Türkiye'nin birçok ilinden dayanışma köprüleri örüyoruz. Vahşete karşı barışın sesini yükselterek abluka altında olan bölgelerde yaşamı yeniden inşa ediyoruz" dedi. 

'ŞENGAL VE KOBANE SÜRECİNDEKİ RUHLA DAYANIŞMALIYIZ'

AKP'nin 'Çöktürme' ve 'Master' planlarıyla Kürt halkına savaş açtığını ifade eden HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Cizre'de sokağa çıkma yasağının kalkmasının ardından ortaya çıkan tablonun 'dehşet verici' olduğunu söyledi. Hükümetin bölgede insanlığa karşı suç işlediğini dile getiren Koçyiğit, "Bu suçların hukuki açıdan takipçisi olacağız ve sorumluların yargılanması için gerekeni yapacağız" dedi. Koçyiğit, "Yıkımı ve kayıpları telafi etmek için harekete geçmemiz lazım. Cizre'yi, Silopi'yi, Silvan'ı yeniden inşa edip oradaki halka yardımcı olmak için Şengal ve Kobane sürecindeki ruhla bir çalışma yürütmeliyiz. Savaş süreci Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından 'devletin kudreti' olarak yansıtıldı kamuoyuna. Biz devletin kudretini çok iyi biliyoruz. Bu kudret nedeniyle Türkiye halkları çokça acı çekti. Ortada bir kudret varsa bu da direnen halkların ve direnişin kudretidir. Bizim de yapmamız gereken, moloz yığınları arasında kalan halka inşayı gerçekleştirirken giyim, gıda ve temel ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olarak onlarla dayanışmak. Kobane ve Şengal'de olduğu gibi hep birlikte yaralarımızı saracağız" şeklinde konuştu. 

'YIKIM POLİTİKASI OSMANLI’DAN DEVRALINDI'

Kitle örgütlerinin bölge halkıyla dayanışmadaki önemine değinen Barış Bloku Eş Sözcüsü Gençay Gürsoy, "Devlet terörüyle karşı karşıyayız. Osmanlıdan devralınan yıkım politikası bugün de sürüyor. Cizre ve diğer kentlerde güvenlik güçleri yakıp yıkıp öldürüyor, arkasından korucu grupları gönderilip kent talan ediliyor. Başbakan alay eder gibi oradaki yaraları sararız diyor. Devlet yıkar ama parasını verip yapar da anlayışına karşı kitle örgütleri yapmalı bu dayanışmayı. Milyonlarca insanın içi yanıyor ve bir şeyler yapmak istiyor. Bütün mesele bunu örgütlemek ve rasyonele ulaşmasını sağlamak" dedi. 

'CİZRE'DE DE İNSANLIK ONURU KAZANACAK'

Rojova Yardımlaşma Derneği'nden Neslihan Güner ise şu şekilde konuştu, "Birarada olmak yetmiyor güç vermek gerekiyor. 2 gün önce Diyarbakır'dan Cizre'ye aşevi gönderdik. 3 bin insana sıcak yemek, ekmek çıkarmamız gerekiyor. Kobane'de nasıl insanlık onuru kazandıysa bu sefer de Cizre, Sur, Silopi'de insanlık onuru ayaktaydı, direndi. Ve geri dönüp molozların üzerinde olsa bile 'biz buradayız' dediler. Yine dimdik duruyorlar. Göç ettirilip geri dönen aileler için acilen battaniye ve gıdaya ihtiyacımız var. Yardım malzemeleri toplandıktan sonra tırları biz ayarlıyoruz, aktarması bizden."

Organizasyon için biraz geç kalındığını söyleyen Doğu ve Güneydoğu Dernekler Başkanı Abdulhakim Daş, "Cizre'yi yakıp yıkan muktedir zihniyet devletin karakteristik özelliğidir. Sitem etmenin bir anlamı yok. Devletin yaptığı Kürdistan'da 1854'lerden bu yana uygulanan politikadır. Silopi'de 6694bina hasar görmüş, 300 üstünde bina da yıkılmış durumda. Yaklaşık 30 bin kişi evsiz kaldı. Türkiye'deki demokrasi güçleri Silopi, Sur ve Cizre'yi onaracak ekonomik güçte değildir. Oradaki hasarın Türkiye Cumhuriyeti'nden tazmin edilmesi için de çalışmalar yapmak gerekiyor" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kulp Davasında ‘Köyler boşaltılmıştı’ diyen Ertürk’ü köy muhtarı yalanladı

SONRAKİ HABER

Genel-İş Ankara 2 Nolu Şube: Kölelik gündeme gelirse üretimi durdururuz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa