06 Mart 2016 00:46

İstanbul’da abluka altında bir mahalle: Gazi

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Gazi Katliamı 21. yılına girerken, mahalle 14 Şubat’tan beri polis ablukası altında. İETT otobüsleri ‘güvenlik’ gerekçesi öne sürülerek, mahallenin içine kadar girmiyor çoğu akşam.
Mahallenin cadde ve sokaklarını polisin attığı gaz bombaları nedeniyle gaz bulutları kaplıyor.
7 Haziran seçimleri sonrasında başlayan gerilim siyaseti kendisini Gazi Mahallesi’nde de fazlasıyla hissettiriyor. Mahalledeki son gerginlik ise Halk Cehpesinin çağrısıyla 14 Şubat’ta Gazi Mahallesi’nde, Bölge’deki katliamlar için yapmak istenen yürüyüşe polisin saldırmasıyla başladı. Polisin saldırısıyla birlikte olaylar Gazi Cemevi’ne sıçradı. Cemevine sığınanları polisin zorla gözaltına almak istemesiyle artan gerilim her gün akşam saatlerinde sürüyor.  Gözaltılarına karşı kamyonlarla cemevi etrafına kurulan barikatlarla birlikte polisin gazlı saldırısı da yaşanıyor.

GÖÇLERLE BÜYÜYEN MAHALLE
Gazi Mahallesi ’70’li yılların ortalarında kurulan ve ’80’li yıllarda ekonomik nedenlerle göç alarak büyüyen bir işçi ve emekçi mahallesi. 1990’lı yıllarda Bölge’de devletin güvenlik gerekçesiyle köyleri boşaltmasıyla birlikte de göç alan mahalle hızla büyüdü. Zübeyde Hanım ve Gazi Mahalleleri 75. Yıl, Yunus Emre Mahalleleriyle birlikte 4 mahalle oldu. 4 mahallenin bulunduğu yer coğrafi olarak merkezi konumuyla dikkat çekiyor. TEM otoyoluna yakın, Mecidiyeköy- Mahmutbey arasında yapılan metro hattının geçtiği güzergaha da yakın olan alan, halkın Alibeyköy dediği resmi adıyla Alibey Barajı da bu alan içerisinde kalıyor.
Bu kısa hatırlatmadan sonra 14 Şubat’tan sonra neler yaşandığına dair mahallede değişik yöre dernekleri, kahveler başta olmak üzere yaptığımız gözlerimizi paylaşalım.
Çoğu zamanda polis araçlarından tahrik edici sözler ve ırkçı marşlar çalıyor.  “Gelin biz buradayız. Gazi halkı nerede?”, “Halk düşmanları kaçmayın” anonslarını yapmaktan geri durmuyor. Ekonomik ve siyasi nedenlerle aldığı göçlerle büyüyün mahalle, kozmopolitik yapısıyla dikkat çekiyor. Farklı inançların birlikte yaşadığı mahalle, Suriye’de savaştan dolayı da göç aldığını hatırlatalım.

ÇOCUKLAR OKULA GİTMEKTE SIKINTI YAŞIYOR
Muş’a bağlı Vartolular Derneğinde Gazi Dersim Dernekleri Başkanı Haydar Altın, Bingöl Yayladere İlçesi Seter Köyü Derneği Başkanı Hakkı Aradağ, Koçgiri Kültür Derneğinin yöneticisi Alican Şimşek, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu Eş Başkanı Bülent Felekoğlu ve Vartolular Derneği Gazi Şube Başkanı Hürriyet Baba ile sohbet ettik. Haydar Altın, günlerin gazla geçtiğini ve gazla ilgili esprilerin yapıldığını anlatıyor. Otobüslerin mahallenin içine sokulmamasından dolayı çalışanların mağdur olduğunu söylüyor. Polisin yoğun bir şekilde gaz bombalarını kullanmasıyla da çocukların okula gitmelerinde sıkıntı yaşadıklarını anlatan Altın, esnaf olan üyelerinin işyerlerinin kapalı olmasından dolayı mağduriyetini, “Krediyle işyeri açtım, kredimi ödemiyorum, kiramı ödeyemiyorum” şeklinde ifade ettiklerini söylüyor. Dernek binalarının cemevine yakın olduğunu ve yoğun gaz bombaları nedeniyle faaliyetlerini yürütemediklerini anlatan Altın, yakın bir tarihte kongrelerini yapmaları gerektiğini fakat gelişen olaylardan dolayı kongreyi yapmama tehlikesini yaşadıklarını anlatıyor. Son gelişmelerle birlikte kiracı olanların mahalleden taşınmak istediklerini de söylüyor Altın.
Hakkı Aradağ, ise mahallenin 1990’lı yıllardan itibaren devletle kopuş yaşadığı görüşünde. Devletin uyguladığı politikalarla kopuşu hızlandığını anlatan Aradağ, mahallenin çok kimlikli yapısına değiniyor. Devletin çatışma ortamını yaratarak, bu çok kimlikli dokuyu bozmaya çalıştığını anlatıyor. Gazi’de devrimci-yurtsever örgütlenmelerin ise yetersiz kaldığını, kimi örgütlerin de devletin politikalarının peşinde gitmesinin de devletin işine yaradığını söylüyor Mahallede yaşayanların önemli bir kesiminin ’90’lı yıllarda Bölge’de devletin köy boşaltmalarından dolayı göç edenler olduğunu anlatan Akadağ, Cizre, Sur, Silopi başta olmak üzere devletin uyguladığı vahşet ve katliama karşı bir duyarlılık yaşandığını, bunun farkında olan devletin bu duyarlılığı ortadan kaldırmak için mahalleyi sürekli gazla boğduğunu söylüyor.  

‘BİLİNÇLİ SALDIRI VAR’
Görüşmemizde yer alan Avukat Ali Baba, mahallenin muhalif kimliğinden dolayı devletin Cizre, Sur, Silopi konseptini Gazi’ye taşımak istediğini söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümetten destek alan polis çok rahat davranarak, ‘kimseye göz açtırmam, kimseyi yürütmem’ diyor, bu bir inatlaşmadır. Sokakta hiçbir şey olmasa dahi Gazi kuşatmaya alınmış durumda. Bir kişinin bağırması polisin mahalleyi gaza boğmasına bir gerekçedir” diyor.
Hürriyet Baba, ise kadınların mağduriyetini dile getirmeye çalışıyor. Kadınların özellikle okula giden çocukları için taşıdıkları endişeleri dile getiriyor. Baba, “Çalışan anneler oluyor. Otobüsler mahallenin içine sokulmadığı için eve gelene kadar bir sıkıntı içinde; çocuklarının okuldan eve gelip gelmediğini merak ediyorlar” diyor. Polisin gençlerin sürekli taciz etmesinden dolayı da kadınların kaygılarının daha da arttığını söylüyor
Baba.
14 Şubat’tan itibaren mahallenin komple gaza boğdurulduğunu anlatan Bülent Felekoğlu şunları ifade ediyor: “Bir mahallenin inanç merkezine gerçek kurşunlarla saldırıldı, 7 kişinin yaralandığı bir süreç yaşadık. Alevi kurumları olarak cemevini ziyaret ettik. Alevi kurumlar şunu gördü: Bilinçli saldırı var. Sokak boşken, gaz bombaları atıldığını gördük fiili bir sokağa çıkma yasağı uygulanmak istiyor. Kendi içinde sosyal dokusunu devam ettirmek isteyen mahallelerin sosyal dokusunun bozulması ve direnişçi özelliklerin yok olması gibi bir yaklaşım var. Bunun içinde kentsel dönüşümden tutun da canavarca rant sisteminin etkisi var bunun içinde.” Bu politikanın başarıya ulaşma şansının zor olduğunu anlatan Felekoğlu, “Alıştıra alıştıra, sokağa çıkmamayı, imhayı önüne koruyor. Cemevindek ablukayı kırmak Alevilerin sorumluğundadır” diyor.
Alican Şimşek, mahallenin kozmopolitik yapısı hakkında bilgi vererek, muhalif kimliğine vurgu yapıyor. Mahallede yurtsever, sosyalist ve devrimci potansiyelinin güçlü olmasından dolayı hep devletin hedefinde olduğunu anlatıyor. Önceki hükümetler gibi AKP döneminde de mahallenin hedef alındığını söylüyor. Şimşek, “Basın açıklamasına hakkı olmasına karşın, çeşitli bahaneler üreterek, üç kişi bir araya gelince polis gaz sıkıyor. Üç sene önce kiralık ev dahi bulamazken, bugün üzerinde satılık yazıyor. Bu acı bir şeydir. Burayı boşaltıp, kendi istediği gibi insanları doldurmak istiyorlar. Bunlar bilinçli sistematik olarak yapılıyor. Ama Gazi bunlara prim vermeyecek” diyor.

ULUDERE’DEN GAZİ’YE
Gazi ve Zübeyde Hanım Mahalleleri, 1990’lı yıllarda devletin ‘güvenlik’ gerekçesini öne sürerek köyleri boşlatmasıyla Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı köylerden de göç aldı. 15 köyü kapsayan Goyi aşiret ismiyle her iki mahallede örgütlendiler. Her iki mahallede 500 hane var. Goyi-Der ve Ciwanan Goyi’nin kurucu üyeleri arasında yer alan Emin Seylan, devlet baskısının özellikle 7 Haziran’dan itibaren daha da artığını anlatıyor. Öz yönetim ilanlarıyla birlikte devletin katliamcı politikasını yeniden devreye soktuğunu ve Bölge’dekatliamlar yaptığını söylüyor Seylan. Mahallede katliamlara karşı bir tepkinin olduğunu da anlatan Seylan, baskı politikasıyla devletin, mahalledeki tepkinin önüne geçmek, hem de katliamların kamuoyu tarafından bilinmesinin önüne geçmek istediğini ifade ediyor. Devletin mahalleye yönelik baskı politikasına yabancı da olmadıklarını hatırlatan Seylan, baskıya karşı gerekli tepkilerini göstereceklerini de anlatıyor.

KAPI KOMŞUSU TAŞINDI

Tokat Zile’ye bağlı Yalınlazı Köy Derneğinin lokalinde Telekom’dan emekli bir işçiyle sohbet ediyoruz. Mahalledeki değişimin 12 Mart 1995’deki katliamla birlikte yaşandığını söylüyor. Mahallede oluşan güven ortamının katliam tarihinden itibaren yavaş yavaş bozulduğunu anlatıyor. Çoğu akşam saatlerinde otobüslerin mahalleye girmemesi ise çalışanları olumsuz etkilediğini ifade ediyor.
Kapı komşusunun karı kocanın çalıştığını otobüslerin çoğu akşam mahalleye girmemesinden dolayı taşınmak zorunda kaldığı bilgisini bizimle paylaşıyor. Bir başka kişi de mahallenin konumuna dikkat çekmek istiyor. 4 mahallenin bulunduğu alanın Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı yaptığı zamanda gelişecek yerler arasında pilot bir yere sahip olduğunu anlatıyor.
Bir tarafının TEM, Alibeyköy Barajı ve yapımı devam eden metro hattı, depreme karşı zemin sağlamıyla İstanbul’un güvenilir yerleri arasında olduğunu düşünüyor. ‘Terör’ bahanesiyle mahallenin rant dönüştürülmek istendiğini anlatıyor. Ve ekliyor: “Mahalledeki birliktelik olduğu için bunu şimdilik yapamıyorlar.”

‘DEVRİMCİLER POLİSE PRİM VERMESİNLER’

Şevket Yavuz Sivas Zaralı, uzun yıllardır Gazi Mahallesi’nde esnaf. 12 Mart 1995 Gazi katliamı sırasında ilk taranan kahve sahibi Gazi Cemevinin kurucuları arasında bulunuyor.
7 Haziran seçimlerin ardından devlet tarafından mahallede bir gerilim yaratılmak istendiğini anlatan Yavuz, Sur, Cizre, Silopi’deki devlet katliamlarına karşı mahallelerde bir duyarlılığın olduğunu ve son olarak 14 Şubat’ta yapılmak istenen yürüyüşe polisin izin vermediğini ifade ediyor. 14 Şubat’ta yapılmak istenen yürüyüşe polisin gaz bombalarıyla saldırdığını anlatan Yavuz, cemevine insanların sığınmak zorunda kaldığını, polisin cemevinin altıncı katına kadar su sıktığını da söylüyor. Baskıların giderek arttığını anlatan Yavuz, bundan AKP’ye oy verenlerin de rahatsız olduğunu söylüyor. Devletin Sur’da, Cizre’de olduğu gibi vahşet uygulamak istediğine dair bilgiler aldıklarını anlatan Yavuz, bunun ülkeye zarar vereceğini belirtiyor. Esnafın iş yapamaz durumda olduğunu anlatan Yavuz devamla şunları söylüyor: “Talimatla otobüsler mahalleye sokulmuyor. İnsanlar işten geliyorlar. Mağdur oluyorlar. Biz demokrat ve devrimcilere de söylüyoruz: Demokratik bir şekilde hak ve hukuklarını talep etmeleri durumunda yanlarındayız. Devletin terör estirdiğini biliyoruz. Ama devrimci kesimdeki dostlarımıza, söylüyoruz. Alet olmasınlar bizzat onlar da polise prim vermesin. Hırsızlık, eroin esrar had safhada. Polis buna bilinçli olarak müdahale etmiyor. Göz yummuyor. Eğer dürüst olsaydılar önce bunlara müdahale ederlerdi.”

3 METREDEN KAHVEYİ TARADILAR
12 Mart 1995’i ise Yavuz şu sözlerle anlatıyor: “Pazar akşamı Fenerbahçe’nin maçı vardı. İkinci katta maçları veriyorduk. Alt kat kahveydi. 70-80 kişi maçı seyrediyorduk. Aşağıya indim. İkinci yarı başlamıştı. Binanın yanından baktım. Uzun namlulu silahlarla taramaya başladılar. Mesafemiz 3 metre kadardı. ‘Siper edin’ dedim. Baktım, kirli sakallı biri taksiyle aşağıya geçiyor. Karşı sokakta bir kişi daha arkasına takıldı. Kahveye girdiğimde kolundan, bacağından yaralananlar var. Yukarıdan aşağıya yürüyen insanlar var. Kitle öfkeliydi. 12 Mart  öncesinde olduğu gibi şu anki gerginlik gibi bir durum vardı. Niye? Adam geliyor. Kahveye haraç alıyor. Bir sürü sıkıntı. Bugün de aynı sıkıntıları yaşıyor.” Yavuz, bu yılki katliam anmasına izin verilip verilmeyeceği konusunda kuşkularının olduklarını anlatıyor.

‘CEMEVİNDE İBADETİMİZİ YAPMAK İSTİYORUZ’

Gazi Cemevi Başkanı Veli Gülsoy, siyaset konuşmak istemediğini belirttiği için uzun süreli bir görüşme yapamadık. Tek isteklerinin cemevini inançları doğrultusunda bir ibadethane olarak kullanmak olduğunu anlatan Gülsoy, gençlere zarar gelmemesi için sabırla beklediklerini ifade ediyor.

4 MAHALLEDE 1 KASIM SEÇİM TABLOSU
4 mahallede 1 Kasım seçimlerinde  Meclisteki 4 partiye göre oy dağılımları da şöyle oldu:
Gazi Mahallesi’nde 23 bin 614 seçmenden 21 bin 179 geçerli oy çıktı. AKP 4 bin 41 ile yüzde 19.08, CHP 11 bin 436 oyla yüzde 54.00, HDP 5 bin 46 oyla yüzde 23.83, MHP 385 oyla yüzde 1.82.
75. Yıl Mahallesi’nde 21 bin 124 seçmenden 18 bin 752 oy geçerli çıktı. AKP 8 bin 421 AKP ile yüzde 44.91, CHP 5 bin 793 oyla yüzde 30.89, HDP 3 bin 534 oyla 18.85, MHP 703 oy ile yüzde 3.75.
Yunus Emre Mahallesi’nde 29 bin 968 seçmen 26 bin 418 geçerli oy kullandı. AKP yüzde 10 bin 485 oyla yüzde 39.69, CHP 8 bin 162 oyla yüzde 30.90, HDP 6 bin 535 oyla yüzde 24.74, MHP 799 oyla yüzde 3.02.
Zübeyde Hanım Mahallesi’nde 21 bin 831 seçmenden 19 bin 222 seçmenin oyu geçerli sayıldı.. AKP 6 bin 117 oyla yüzde 31.82, CHP 7 bin 629 oyla yüzde 39.69, HDP 4 bin 691 oyla yüzde 24.40, MHP 495 oyla yüzde 2.58.

 

ÖNCEKİ HABER

ABD büyükelçisinden Davutoğlu'ya 'hukuki sürece saygı' yanıtı

SONRAKİ HABER

7 şehirde Mor Perde açılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...