04 Mart 2016 00:53

Boğaziçili öğrenciler hocalarına sahip çıktı

Paylaş

Bölgede süren çatışma ve savaş ortamına karşı barışın tarafında olduğunu açıklayan Barış için Akademisyenlerin hedef haline getirilmesinin ardından toplumun pek çok kesiminden gelen desteklerin yanı sıra akademisyenlere öğrencilerinden de destekler geldi. Öğrenci toplulukları “Üniversiteler Barış İstiyor” başlıklı metni imzaya açtı. Biz de Boğaziçi Üniversitesindeki “Üniversiteler Barış İstiyor” metnine imza atan öğrenci kulüpleriyle bu kuşatmanın üniversitelerdeki yansımalarını konuştuk. 

Boğaziçi Üniversitesinde tarihe ilgi duyan öğrencileri bir araya getiren, toplantılar, konferanslar, geziler düzenleyen Boğaziçi Tarih Kulübü, “Üniversiteler Barış İstiyor” metninin de imzacılarından. 
“Tarihle ilgilenen bir kulüp olarak bizim, bugünün olaylarını göz ardı ederek tarihi tartışmamız beklenemez” diyen topluluk üyeleri, “Siyasetin akademi üzerinde egemenlik kurma çabasına karşı durulmadığında siyasi ve kültürel olarak ne gibi tahribatlar oluşabileceğini tarih bize gösteriyor. Bu metin, bizim bir öğrenci grubu olarak ses çıkarabilmemizi sağlaması açısından önem taşıyor. Ayrıca akademisyenlerin uğradığı bir saldırıda öğrenciler olarak ses çıkarmamız, akademinin saldırılar karşısında tek vücut olabileceğini göstermesi açısından da değerlidir” dediler.

SİNEMACILAR VE TİYATROCULAR BARIŞ DİYOR

1962 yılında kurulan, Türkiye’nin en köklü sinema kulüplerinden Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü de “Üniversiteler Barış İstiyor” metni imzacılarından. Metne neden imza verdiklerini, “Savaş, ölüm karşıtı bir metnin neden imzalanmadığı daha merak uyandırıcı bir unsur. Yarınlar için temennimiz, huzur ve sevgi ortamında; sanattan, bilimden konuşabileceğimiz günleri görebilmek dileğidir” diye açıklıyorlar.
Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, 92 yıllık tarihe sahip köklü bir tiyatro kulübü. ’80’li yıllara kadar yönetmen tiyatrosu, ’80 sonrası ise kumpanya anlayışı ile çalışmaya başlayan kulüp, kolektif çalışma ilkeleriyle oyunlar çıkarıyor. Boğaziçi Üniversitesinde güçlü bir kulüp kültürü olduğunu ve kulüpler arası bağ ve iletişimin de oldukça güçlü olduğunu anlatan Boğaziçi Oyuncuları, akademisyenlere yapılan saldırıyı demokratik üniversite yapısına yapılmış bir saldırı olarak gördüklerini buna karşı da birlikte metin açıkladıklarını belirttiler. “Ülkede günbegün artan her türlü tahakküme karşı üniversitelerin söz üretmesi gerektiğini düşünüyoruz” diyen Boğaziçi Oyuncuları, 10 Ekim Ankara Katliamı’ndan sonra bazı kulüplerin bir araya gelerek oluşturduğu ‘Barış İçin Bir Aradayız’ inisiyatifini de hatırlattı.

‘BİR ARADA OLMAK GÜZEL’

Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK), kurulduğu 1958 yılından bu yana Anadolu ve çevresindeki çeşitli halkların kültürlerini, dans ve müziklerini araştırıyor. Kulüp, ‘BÜFK Barış İçin Söylüyor’ video serisini de aktif olarak devam ettirmeye çalışıyor.

Barışı savunan akademisyenlere destek için ortaya çıkan üniversite toplulukları metninin Türkiye çapında geniş bir zemin bulduğuna dikkat çeken kulüp üyeleri, ‘Bir arada olduğumuzu ve kalabalık olduğumuzu bilmek güzel’ diyor.

Boğaziçi Üniversitesinde üniversiteden kulüp ve topluluklar olarak ‘Barış İçin Bir Aradayız İnisiyatifi’ oluşturduklarını anlatan BÜFK, “Barış isteyen platformların kalıcı ve güçlü bir sözü üretmesi ve bunu birlikte yapıyor olması bizce kritik” değerlendirmesinde bulundu.

‘ARKADAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ’

Gülşah Günel (Yüksek Lisans Öğrencisi):  13 yıldır ülkemiz üzerinde diktatörlük ve korku yönetimi hakim. Ezelden beri Alevi ve Kürt vatandaşlar üzerine kurulan Sünnileştirme ve Türkleştirme politikası son zamanlarda Kürtler üzerine yoğunlaşmış bulunmakta, ülkenin doğusunda bombalar yağmur gibi yağarken “bodrum”larda zalimce öldürülen insanların var olduğunu biliyoruz. Sadece ülkenin doğusu değil, batısında da bu korku hakim kılınmaya çalışıldı.

Önce Ankara’da 200 canımızı katlettiler barış yürüyüşünde, sonrasında Sultanahmet ve tekrar Ankara. Tabii ki bu kötü gidişata üniversiteler sessiz kalamadılar çünkü üniversiteler düşünce özgürlüğünün, kötü gidişata dur demenin yeriydi. Akademisyenler “Bu suça ortak olmayacağız” ortak metni altında imza kampanyası başlattılar. ’80’lerden bu yana üniversitelerde başlatılan hareketlerden korkan hükümetlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün korkunun hakim olduğu bir ülke yaratmaya çalışan hükümet de bu hareketten rahatsız oldu ve akademisyenler hakkında haksızca soruşturma açtırmaya başladı. Bilim yuvası olan ve özgür düşünceye sahip çıkması gereken üniversite yönetimleri, hükümeti karşılarına almak istemediklerinden bazı akademisyenlerin görevlerine son verdi. Türkiye’nin en özgürlükçü, kimi zaman apolitik kimi zaman burjuvazinin tavanı olan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri de bu suça ortak olmak istemediler. Hem bu ülkenin insanlarına hem de meslektaşlarına sahip çıktılar. Sadece akademisyenler değil, Boğaziçi öğrencileri de hocalarına sahip çıkmaya başladı. Akabinde akademisyenlerin üzerine fazla oynayamayan hükümet ne yazık ki öğrenci arkadaşlarımızı hedef alıp teker teker düzmece iddianamelerle, hatta çoğunun iddianameleri hazırlanmadan tutuklanmaya başladılar.

Boğaziçi’den önce Hakan Demir, ardından Jülide Yazıcı ve Heja Türk’ü sisteme kurban verdik. Tarih boyunca da böyle oldu sisteme köle olmak istemeyen ve bağımsızlık isteyenler hedef alındı; Denizler, Ulaşlar, Mahirler, İbrahimler... Bizler geçmişimize nasıl sahip çıktıysak bugün de tutuklu arkadaşlarımıza ve hedef alınan akademisyenlerimize de sahip çıkıyoruz. Okulumuzda düzenli olarak forumlar ve toplantılar düzenliyoruz, arkadaşlarımız için masa açılıyor ve herkesten küçük notlar, mektuplar yazmalarını istiyoruz. Yılmayacağız tutuklu öğrenciler ve savaşa karşı barış isteyen akademisyenlerimiz onurumuzdur. 

ZAM VARSA BOYKOT VAR

Boğaziçi Üniversitesindeki taşeron işçilerin yemekhane ücretinin üç katına çıkarılması, servislerin ücretli hale getirilmesi nedeniyle işçiler ve öğrenciler tarafından başlatılan öğle yemeği boykotu devam ediyor. Öğrenciler kendi yaptıkları yemekleri dayanışma için ücretsiz dağıtıyorlar. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Durmak bilmeyen sürgünler neyin projesi?: Proje okulunda yeni kıyımlar

SONRAKİ HABER

Ülkeler ayrı, talepler aynı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...