19 Nisan 2012 12:28

Barış gelirse yoksulluk da azalır

Yıllardır süren savaşın ve yoksulluğun kıskacındaki Diyarbakır’da, yoksulluğa karşı çalışmalar yürüten Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği 4. Genel Kurulunu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi.Tutuklanan ‘Ben bir taşım’ kitabının yazarı Antropolog Müge Tuz

Barış gelirse yoksulluk da azalır
Paylaş
Faruk Ayyıldız / Cumhur Daş

Tutuklanan ‘Ben bir taşım’ kitabının yazarı Antropolog Müge Tuzcuoğlu’nun yeniden yönetim kuruluna seçildiği derneğin başkanlığına da Selçuk Mızraklı tekrar seçildi.

Bölgede yoksulluğun bitmesi için her şeyden önce barışın sağlanması gerektiğini söyleyen Mızraklı, “Barış yoksulluğu da azaltır” diyor. Mızraklı, sorularımızı yanıtladı.

YARDIM EDİLMEZSE AÇ YATAN 5 BİN AİLE!

Sarmaşık’ı yoksulluk ile mücadele eden bir dernek olarak biliyoruz. Derneğin 8 yıllık çalışmaları bugün hangi düzeyde?
Sarmaşık yoksulluğa karşı devletin veya yerel yönetimlerin organize ettiği modellerden çok farklı bir dernek. Sekiz yıl önce bu işin temeli atılırken bu gerçekten hareket edildi. Bu coğrafya cumhuriyetten bu yana yoksullaşıyor. Özellikle son yirmi yılda daha da yoksullaştırıldı. Bu sürece toplumun kendi kaynaklarıyla, imkanlarıyla, müdahale etme yöntemi olarak Sarmaşık ortaya çıktı. Biz bu çalışmayı başlattığımızda çok önemli bir sosyolojik yöntem kullanarak, alan çalışması yaparak; Diyarbakır’ın özellikle yoksulluk haritasında önem teşkil eden yerlerde çalışmalar yürüttük. Çalışmalar sonucu Diyarbakır’da 5 bin ailenin, gıda yardımı yapılmazsa, aç yatmasının muhtemel olduğu anlaşıldı. Bu ailelere acilen destek sağlanması gerekiyordu. Bu anlamda harekete geçildi. 8 yıl çok uzun değil. Çok kısa bir süre de değil ama şu an 3 bin 300 aileye düzenli olarak aylık gıda desteği sağlayabiliyoruz. Bu ailelerin çok ayırt edici yanları var. Destek verilen ailelerde çalışma imkanı olan kişiler yok. Yani ailede çalışabilir yaşta ve fiziki koşullarda birisi varsa o aileye öncelik vermiyoruz. Destek sağlanan ailelerin yaşama tutunma imkanları arttı. Çocuklarını okula gönderebildiler. Bu dönemde hedefimiz kalan yaklaşık iki bin aileye daha destek sağlamak. Bu konuda bir kampanya başlatacağız ve kolektif havuza katkı yapacağını umduğumuz kesimleri bu kampanyaya katılmaya davet edeceğiz.

30 yıllık savaş sürecini de değerlendirmek lazım. Diyarbakır’a çevre illerden ciddi göç oldu ve iş sahası olmadığı için sıkıntılar yaşanıyor. Bu insanların yaşamı nasıl şekilleniyor?
Diyarbakır’a göçle gelen nüfusun çok daha fazlası hayatlarının bir bölümünde hiç planlamadıkları şekilde evlerinden, tarlalarından, kendi doğal hayat alanlarından adeta sökülüp atıldılar. Bu insanlara karşı yerinden yurdundan etme, onları farklı hayatlara tehcir etme politikası izlendi. Onlara yaşam imkanları sağlanmadan, evlerinden köylerinden bir gece de kovuyorsunuz. Geçmişte Sur çevrelerinde barınakların, naylon evlerin yapıldığını hepimiz hatırlıyoruz. Gelirken belki çok küçük birikimleri vardı ama bu birikim kentsel yaşam için çok ciddi imkanlar yaratmıyordu. Büyük bir çoğunluğu bu kentsel yaşama tutunma imkanı bulamadılar. Diyarbakır iş imkanlarının kısıtlı olduğu bir il. Bu nedenle bir kısmı burada kaldı bir kısmı da başka şehirlere gitmek zorunda kaldı.

‘GERİLLA AİLESİNE DE ASKER AİLESİNE DE YARDIM EDİYORUZ’

Geçtiğimiz dönemde dernek hem fiili hem hukuki engellerle karşılaştı. Van için toplanan paraya el kondu. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Diyarbakır’ın kent gerçeğini bilenler Sarmaşık Derneğinin neler yaptığını da bilir ve takdir eder. Daha önce de valilikle defalarca görüşmelerimiz, bilgilendirmelerimiz oldu. Hatta kampanyalarımıza o çevrelerden de destek geldi. Son iki yıl içerisinde ise derneğimizin faaliyetlerine ilişkin art niyetli olarak, çalışmalarınızın arkasında başka şeyler aramaya başladılar. Bunun ahlaki bir tutum olduğunu düşünmüyorum. Derneğimiz İçişleri ve Maliye Bakanlıklarının, müfettişlerince defalarca gözden geçirilmiştir. Müfettişler her defasında teşekkür notları bırakarak buradan ayrılmıştı. Yaptığımız alan çalışmalarında destek sağladığımız ailelerin politik, dinsel sorgusunu yapmadık. Bu ailelerin içinde eşi askerde olup muhtaç olan aile de var, çocuğu dağda olup muhtaç olan aileler de var.

‘POLİTİK SORGULAMA YAPMIYORUZ’

Yoksulluğun fotoğrafı içerisinde renk aramadan yapıldı bu yardımlar. Buna rağmen valilikten kurumumuza dönük yapılan müdahaleyi haksız ve kurumun itibarını zedelemeye dönük bir yaklaşım olarak görüyorum. ‘Sarmaşık’ın, destek sağladığı ailelerin yüzde 54’ü PKK’ye yakın ailelerdir’ diye suçlayan anlayışın şunun hesabını vermesi gerekiyor; Sosyal Yardımlaşma Vakfı yardım yaparken politik sorgulama mı yapıyor? Biz yapmıyoruz. Devlet yoksul vatandaşına yeşil kart verirken siyasi tutumlara ilişkin sorguda mı bulunuyor? Tek ölçü vardır; ihtiyaç sahibi olmak. Biz de ihtiyaç sahiplerine yardım yapıyoruz. Dolayısıyla bu yaklaşım hastalıklıdır. Van’a yönelik Türkiye’nin her yerinde yardım kampanyaları vardı. Tüzüğümüz imkan sağlamasına rağmen dernek olarak biz kampanya çağrısı yapmadık ama yurt içi ve yurt dışından derneğimiz aracılığıyla yardım etmek isteyenler oldu. Hesaplarımıza Van’a yardım notuyla gelmiş olan bütün rakamı ayırdık. O rakamdan daha fazlasını Van Belediyesi ile görüşüp oraya aktarmak noktasında yazışmaları yaptık ve bu yardım yapıldı. Tüm belgeler açık olmasına rağmen mesnetsiz belgeler uydurularak, yönetim kurulu üyelerimize cezai yaptırım uygulandı. Aynı zamanda hesaplarımızda Van’a yardım diye geçen 76 bin liraya devlet tarafından el kondu. Bu uygulamanın hukuksal olduğunu düşünmek mümkün değil.

Derneğe kimlerden, hangi kesimlerden yardım geliyor?
Bazı apartman sitelerinden site aidat gideri içerisinde 5 lira dahil edilerek Sarmaşık Derneğine aktarılması konusunda karar çıkmış. Ama asıl olarak öğretmenlerden gelen destek var. Sendikalardan destek alıyoruz. Toplumun her kesiminden destek geliyor. 600 TL emekli maaşı alıp, çocuk okutmasına rağmen aylık 20 lirasını derneğe verenler var. (Diyarbakır/EVRENSEL)


MÜGE BİZİM ONURUMUZDUR

Aynı zamanda Sarmaşık Derneği yöneticisi de olan tutuklu Antropolog-Yazar Müge Tuzcuoğlu’yu genel kurulda yeniden yönetime seçtiniz...
Müge kişilik olarak, yürüttüğü çalışmalar itibariyle beraber çalışmaktan onur duyduğumuz, bundan sonra da yönetim kurulumuzda yer almaya devam edecek bir arkadaşımız. Müge bugüne kadar kadın ve çocuk çalışmaları içerisinde bulundu. Kadın yoksulluğunun bitirilmesi, kadının topluma kazandırılması ve taş atan çocuklara dair çalışmalar yaptı. Herkesin bilmesi gerekenleri açığa çıkarttı. Bugün bütün bu iyi ve doğru işlerin sahibi olan bir kişi hukuksuz bir şekilde cezaevinde. Biz Sarmaşık olarak Müge’yi her zaman onurumuz olarak gördük. Bundan sonra da onurumuz olarak görmeye devam edeceğiz. Müge için aydın, yazar binlerce insanın katılımıyla imza, destek kampanyaları var ve umut ediyoruz ki Müge ile birlikte tekrar çalışacağımız günler gelecektir.

ÖNCEKİ HABER

2/B yasasını sermaye istedi

SONRAKİ HABER

Ahmet Şık Silivri’de ifade verdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...