27 Şubat 2016 19:55

Küllerini bile gömememek

Cizre’deki bodrumda hayatını kaybeden Hülya Aksoy’un cenazesine biber gazı ve su sıkıldı. Cenaze törenine katılanlar tüm zorluklara rağmen Hülya Aksoy’un küllerini toprağa verdi.

Paylaş

Evrim KURDOĞLU
Dargeçit

Sokağa çıkma yasaklarıyla Kürt kadınları, gençleri, yaşlıları, çocukları, bebekleri hatta onlarla birlikte yaşayan hayvanları için bile ölümlerden ölüm beğeniliyor. Dünyanın başka yerinde gerçekleşse bu ölümleri şiddetle kınayacaklar ise canlı yayınlarda sessizce olanları izliyor. O da yetmiyor ölü bedenler yakılıyor, işkence ediliyor, sürükleniyor o da yetmiyor yakılan bedenlerden geriye kalan küller günlerce verilmiyor, o da yetmiyor küller silahlar, biber gazları altında toprağa veriliyor. Artık o da yetmiyor dedirtecek tek bir şey kalmıyor geride…

YÜREKLER DE KÜL OLDU

Hülya Aksoy için yaşamak geride bıraktıkları için de ölümü zor oldu.  Cizre’deki bodrumda hayatını kaybeden Aksoy ve yanındakilerin hayatta kalmak için her gün nasıl feryat ettiklerini sosyal medyadan,  muhalif yayın kuruluşlarından izledik. Cizre halk meclisi eş başkanı Mehmet Tunç ‘bizi yakacaklar’ diye haykırışının ardından bodrumlardan yanmış cenazeler çıkarıldı.

Onlar insanlıktan çok uzak bir yerde  gözler önünde böyle ölürken geride bıraktıkları yakınları sadece sevdiklerini kaybetmedi. Bir de küllerden kimlik tespiti yapmak zorunda bırakıldı.Günlerce sevdiklerinin küllerini aradı. Sevdiklerini son bir kere göremeden, son bir kere sarılamadan, son vazifesini yerine getiremeden toprağa gömmek zorunda kaldı.  Annelerin yüreği tıpkı onların bedenleri gibi yandı kül oldu.

SİLAHLAR VE GAZLAR ALTINDA SON GÖREV

Aksoy’un külleri annesinin kül olmuş yüreğiyle daha önce iki kere sokağa çıkma yasağı ilan edilen memleketi Mardin Dargeçit’te buluştu. Hülya’yı sevenler ellerinde kalan son şeyi Hülya’nın küllerini toprağa gömmeye geldiler. Daha Dargeçit’e girmeden cenaze aracı ve arkasındaki tüm araçlar durduruldu. En büyük boyuttaki TOMA'lar yolları kapatmış, önünde duran güvenlik kuvvetleri uzun ve büyük silahlarını bu sefer de Hülya’nın sevenlerine doğrultmuşlardı. Tüm acılar içinde kendi döve döve ağlayan kadınların gözleriyse ne tomaları, ne silahları ne de kendilerine çevrilmiş kin dolu bakışları görmüyordu. Tüm arabalar silahlar altında aramalardan geçerek Dargeçit’e girdi. Hülya’nın cenazesinin bile içinde olmadığı tabutu omuzlara alındı. Mezarlığa doğru yürüyüş başladı. Ancak güvenlik güçleri yeniden tomalar ve zırhlı araçlarıyla kalabalığın içine girdi. Hatta bir ara silahlarıyla araçların kapılarında belirdiler. Silahlar önce havaya doğru tutuldu. Gerginlik artmaya başladı. Fakat bu tansiyon artışı kimseye geri adım attırmadı. Sloganların sesi yükselerek mezara doğru yürüyüşdevam etti. Bir süre sonra beklenen oldu önce biber gazı ardından da TOMA'dan sıkılan gazlı sular hem Hülya’nın tabutunu hem de ona karşı son görevini yapmak isteyenleri hedef aldı.

ÖLMEK Mİ ZOR KALMAK MI?

Tüm bu koşullar atında ölmek mi zor hayatta kalmak mı? Artık bu sorunun cevabını Kürtler veremiyor. Sokağa çıkma yasağı yaşayan Dargeçitliler yasak bitmiş olsa da normal hayatlarına dönemiyor. Sokaklarda sürekli gördükleri zırhlı araçlar, içindeki eli silahlı güvenlik güçleri onları endişelendiriyor. Küçük çocuklarıyla sokağa çıkan bir anne zırhlı araç gelir gelmez çocuklarına oturun konuşmayın, hareket etmeyin diyor. Laftan anlamayacak kadar küçük olan çocuklar ‘polis bomba bomba’ diyerek şaşırtıcı bir şekilde annelerinin sözünü dinliyor ve hiç hareket etmeden güvenlik görevlilerinin gitmelerini bekliyorlar. Aynı anlarda elinde kızının külleri olan bir anne, hareket ettikleri için öldürüleceklerini düşündüğü için küçük çocuklarını susturan bir anne Dargeçit’te ölmek mi zor hayatta kalmak mı?

ÖNCEKİ HABER

Rus ve ABD'li mevkidaşlar arasında sert 'çeneni kapat' atışması

SONRAKİ HABER

‘Benim çocuğum neden sürekli hasta oluyor?’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...