24 Şubat 2016 09:29

Tarihsel sorumluluğumuz

Paylaş

Aydın EROL
SES İstanbul Aksaray Şube Başkanı

657 Devlet Memurları Kanunda öngörülen değişiklikler, her ne kadar sendikalarla paylaşılmasa da, hükümet yetkililerinin çeşitli defalar yaptığı açıklamalarla belli olmaya başladı. AKP, halkı yedeklemek ve yandaş sendika eliyle kamu emekçilerini bölmek için her türlü algı yönetimini devreye soktu; bir taraftan FETÖ’nün devlet içindeki örgütlenmesinden şikayet etmekte, bir taraftan bölücü örgüt yandaşlarını işten atamadıkları propagandası yapmakta.

Yasa tasarısı gündeme geldikten sonra biz de işyerlerimizde çalışmalarımıza hız verdik. Aslında 6111 sayılı torba kanunla işyerine bağlı olmadan, esnek ve kuralsız çalışmanın yasal düzenlemeleri yapılmıştı. Kamu emekçilerinin mali ve özlük haklarının performans değerlendirmesiyle düzenleneceğini, görev tanımlarının esnekleştirileceğini (işkolumuzda aile hekimliklerinde aile sağlığı elemanı olarak çalışan hemşirelerin hemşirelik görev tanımlarının dışında çalıştırılabilmeleri gibi) her ay sonu yapılacak performans değerlendirmeleri sonrası performansları olumsuz olanların işten atılmalarının önünün açılacağını, performans değerlendirmesi yapacak amirlerin vereceği her türlü işin tartışmadan yapmak zorunda kalacaklarını aksi durumda sicillerinin olumsuz etkileneceğini, tek tip yani yandaş sendikaya üyeliğe zorlanacaklarını, yani hükümetin uygulamalarına itiraz etmeyen kapıkulu tipi çalışan statüsünün getirilmek istendiğini çalışmalarımızda ifade ettik. Fatih Bölgesi kamu emekçileriyle Cerrahpaşa’da salon toplantısı ve işyeri temsilcilerine dönük şubemizde Yrd. Doç. Özgür Müftüoğlu’nun sunumuyla bir de panel gerçekleştirdik. Aydınlatma çalışmalarımız genel merkezimizin çıkardığı broşürlerle aydınlatma çalışmalarımız sürmekte.

Sağlık işkolunun yoğun çalışma koşullarından kaynaklı yasa tasarısının etraflıca anlatılması, tartışılması koşulları ne yazık ki yetersiz; bir de performans sistemini yıllardır yaşıyor olmaları nedeniyle çalışanlar arasında gereken tepkiyi yaratmıyor. Bunun yanında toplumda olduğu gibi işyerlerinde emekçilerin bölünmüşlüğü, birçok sendikanın olması umutsuzluğu körüklüyor. Ancak iş güvencesi ve kıdem tazminatı meselesi konuşulduğunda dikkatlice dinleyip ne yapmak gerektiği sorulmaya başlanıyor.

Biz gücümüz yettiği oranda birim birim gezerek aydınlatma faaliyeti sürdürüyoruz. Ama bu dönem özellikle KESK’in duruşu çok önemli, fiili ve meşru, mücadeleci sendikacılık misyonu ile yüzünü işyerlerine dönmesi gerekir. Lokal bazı işyerlerinin mücadelesi genele yayılmadığında yorgunluk ve umutsuzluk yaratıyor. Üye olan ya da olmayan emekçilerle temas kurmak, günlük politikaları tartışmak, onların önerilerini almak hem sendikayı güçlendirip besliyor hem de üyeyi sürece katıyor. Mesaj sistemiyle kurulan bağ bizleri işyerlerinden ve üyelerden uzaklaştırıyor, biz de görevlerimizi yaptık düşüncesiyle rutinimizi devam ettiriyoruz. Üyeler, sendika yöneticilerini ve temsilcilerini gördüğünde yalnız olmadığını anlıyor ve kendilerini daha güçlü hissediyorlar.

Yasa tasarısının; kıdem tazminatlarının fona aktarılması, özel istihdam büroları ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması için yapılacak düzenlemelerle birlikte gündeme gelmesi mücadeleyi birleştirmek için olanak sunuyor. İşçi sınıfının sarı sendikalarla işlevsizleştirilmesi sürecine son vermek, kamu emekçilerinin iş güvencesine sahip çıkmak için mücadeleci sendikalarla, şubelerle bir araya gelmek mücadeleyi büyütmek tarihsel sorumluluktur.

ÖNCEKİ HABER

Kanserli öğretmeni işten atan sistem

SONRAKİ HABER

Güvencene çok güvenme ‘bana bir şey olmaz’ deme!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...