24 Şubat 2016 09:13

Kendi üyelerimizle sınırlı bir mücadele yetmez

Paylaş

Birkan ACAR
Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube İZSU İşyeri Temsilcisi

Biz kamu emekçilerinin iş güvencesi ve işçilerin kıdem tazminatı hakkı AKP Hükümeti tarafından gasp edilmek isteniyor. Daha önce devlet memurlarının çalışmadığı, devletin sırtında kambur olduğu söylemleri bir süredir yerini gördüğümüz gibi Başbakandan Cumhurbaşkanına “özellikle eğitim, sağlık ve belediye emekçilerinin bölücü, terörist olduğu ve süratle temizleneceği” açıklamalarına bıraktı. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bir taraftan alıyorsunuz yargı bir taraftan geri iade ediyor, siz alıyorsunuz onlar iade ediyor. Böyle devlet idare edilir mi?” diye çıkışmıştı. Hükümet o günden bu yana sürekli iş güvencemizin kaldırılması gerektiğini ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor. En zayıf olduğumuz anımızda saldırıya geçecektir.

Günümüzde kamu emekçileri isimsiz mektuplardan dahi işten atılabiliyor. Yerel yönetim işkolunda yakın tarihte örnekleri var. Gezi döneminde Ankara Büyükşehir Belediyesinde çalışan 14 kamu emekçisi “ideolojik amaçla grev yaptıkları” gerekçesiyle işten atılmış, bir süre sonra mahkeme kararıyla işe dönmüştü. Yine Antalya Büyükşehir Belediyesi, Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı olan İlhan Karakurt’u imzasız bir ihbar mektubunu gerekçe göstererek geçtiğimiz günlerde işten çıkardı.

Size de komik gelmiyor mu kamu emekçisinin işten çıkarılması. Yeni düzenlemelerle bizi kölece çalıştırmak istiyorlar. Mesela performansa dayalı sistem ve esnek çalışma, yaşadığımız mobbing biz emekçileri insan yurdundan çıkarıyor. Hepimizi yarış atıymışız gibi işyerlerinde yarıştırarak bizi birbirimize kırdırmak istiyorlar. Hangimiz çok iş yaparsak ona performans ücreti vaat edenler hepimizi kapının önüne koymanın önünü açıyorlar. Bi de esnek çalışma var. İdarenin inisiyatifine göre amirin, müdürün ne derse o! İşveren istediği saatlerde, istediği şekilde bizi çalıştırabilecek ve biz her işi yapacağız. Ama ne yaparsak yapalım, hatta işverenle her türlü işbirliği yapanlar dahi kapı dışarı edilebilecek.

Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Hemen her gün İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı bir birimde, iş güvencemizin elimizden alınmak istendiği anlatan bir toplantı yapıyoruz. Bizim iş güvencemiz işçilerin kıdem tazminatı saldırı altında. Taşeron işçiler “kadro” talebi ile mücadele ederken, kiralık işçi büroları kurulurken, her gün yeni iş cinayetleri yaşanırken biz kamu emekçileri kendi üyelerimizle sınırlı bir mücadele yürütemeyiz. Konfederasyonumuz KESK’e ve bütün sendikalara düşen bizi kölece çalıştırmak isteyenlere karşı bütün işçi ve kamu emekçilerini birleştiren ortak bir mücadeleyi örgütleme sorumluluğudur. Biz İZSU İşyeri Temsilciliği olarak ileriki günlerde işçilerle birlikte ortak bir platform kurup, işyeri gezilerimizi birlikte yapmak istiyoruz, işçi temsilcileriyle ortak mücadeleyi tartışıyoruz... Bu saldırının altından sadece KESK olarak kalkabilmek mümkün değildir. Bu saldırıyı “sermaye sınıfının açtığı savaşa karşı biz de topyekun sınıf olarak savaşıyoruz” şiarıyla, 3 milyon kamu emekçisi ve milyonlarca işçi ile birlikte püskürtebiliriz.

ÖNCEKİ HABER

Esad’tan Putin’e: Ateşkes uygulamasına yardımcı olacağız

SONRAKİ HABER

Güvencesizlik dayatması ve İŞKUR örneği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...