24 Şubat 2016 00:45

Antep Başpınar Organize Sanayi'de gündem ek zam

Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR
Gaziantep

Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) geçtiğimiz hafta iki gün arayla üç fabrikada yaşanan “ek zam” talepli işçi direnişleri, kazanımla sonuçlandı. Başpınar 4. OSB’de yaşanan işçi direnişlerinde toplamda 3 bin 500’ün üzerinde işçi, şubat ayı ücretlerine uygulanan zam oranlarını görmüş ve bunu kabul etmeyerek iş bırakmıştı. İşçiler direnişlerini, başta “Bu eylemden kaynaklı hiçbir işçinin haklarına dokunulmayacağı” talebi olmak üzere, ücret zammından, mesai düzenlemesine kadar çeşitli konularda kazanımla sonlandırdılar.
Has Çuval, Nakpilsa ve ardından NAKSAN’da yaşanan direnişlerin Antep işçileri açısından en önemli kazanımı ise “İşlerin durgun gösterildiği, çok rahat işçi çıkarılabildiği ve işçilerin bu tehditle baskılandığı” günlerde dahi birlikte mücadelenin sonuç getirdiğinin görülmesiydi. Özellikle Has Çuval ve NAKSAN işçileri, işbaşı yapmak üzere direniş alanını terk ederken en çok bu konuya dikkat çekmişler ve aslında tüm Başpınar işçilerine bu mesajı vermişlerdi: “Birliğimizi bozmadık, kazandık!”
Farklı fabrikalardan Başpınar işçilerinin servis duraklarına çıktık ve hem yaşanan direnişleri hem de kendi fabrikalarında “ek zam” meselesinin nasıl tartışıldığını sorduk.
İlk soruyu yönelttiğimiz işçiler, “Biz de onu konuşuyorduk” diye girdiler söze. “Kazanmışlar öyle mi?” Anlatıyoruz biz de hızlıca yaşananları. “Helal olsun onlara” diyor birisi ve ekliyor, “Haklılar, hem de sonuna kadar haklılar. İyi ki de direndiler ve kazandılar.”
Kendi fabrikalarındaki gelişmeleri sorunca ise yarı memnun bir ifade beliriyor yüzlerinde. Sırayla anlatıyorlar sonra: “Maaşlar 1500’ü geçti” diyor tekstil işçilerinden birisi ve ekliyor “AGİ hariç!” Asgari ücretin 1300 liraya çıkarılacağının söylenip, AGİ içinde hesaplanarak bu rakama ulaştığının öğrenilmesiyle, her zam tartışması “AGİ içinde mi, hariç mi?” sorusuyla birlikte yapılıyor.
“1500’e yakın alıyorum” diyor yanında oturan işçi, onun fabrikasında da belli olmuş zamlar. “1350 zaten bankaya yatıyordu, 50 lira da devamsızlık primi vardı elden aldığımız. Yani 120 lira falan aldık zam olarak” diyor ve yanında aynı işi yaptığı işçiden daha düşük zam almış olmalarını, “Patronların insafına kalmış artık” diye açıklıyor.
Çuval fabrikasında çalıştığını söyleyen bir diğer işçi de “Bizimki daha vermedi ama verir, ‘Hele herkes versin, biz de aynısını yaparız’ diye bekliyor” sözleriyle anlatıyor kendi fabrikasındaki durumu. Onun daha çok ilgilendiği de Has Çuval’daki kazanımlar. Öyle ya, aynı sektördeler ve belirleyici olacak kendi alacakları zam için de.

‘MEMNUN OLMASAK ELİMİZE NE GEÇER Kİ!’
Tekstilde büyük fabrikalardan “yüksek zamlar verildiği” haberleri gelmişti. Onlardan birisi olan Melike Tekstil işçisiyle konuşuyoruz, “1250 alıyordum, şimdi AGİ hariç 1550 oldu” diyor. “Memnun mu işçiler?” sorumuza ise “Memnun olmasak elimize ne geçer ki!” diye karşılık veriyor ve ekliyor;  “Geçim derdi aynı. Bitmiyor ki öyle 200-300 lirayla. Her şeye zam gelmiş. Elimize geçmeden eridi aldığımız farklar da.”

‘DEVLET PATRONLARI KORUYOR
Selçuk İplik’te çalıştığını söyleyen bir başka işçi de yaşanan ek zam direnişlerini yeni duyduğunu belirtiyor. Kendileri de “AGİ hariç, 200 lira” zam almışlar. Karşılaştırıyor önce anlattıklarımızla kendi durumunu. Sonra “Bizde zor öyle birlik olmak” diyor. “Hep patronların dediği olur bu ülkede, devlet de onları koruyor.”
Yanındaki işçi de giriyor söze, o da Şireci Tekstil gibi büyük fabrikalarda yıllarca çalışmış, şimdiyse daha küçük bir tekstil fabrikasında. “Ben çalışmaya başladığımda ya birdi ya ikiydi bu adamların fabrikaları. Şimdi kaç tane olmuştur kim bilir! Nasıl büyüyorlar bu kadar? İşçiden çalıyorlar işte. Ucuz çalıştırıyorlar.” Ona soruyoruz hemen direnişleri, duyduğunu söylüyor. Fabrikada nasıl konuşulduğu sorusuna ise yanıtı özetliyor Başpınar genelinde yaşananları: “Nasıl konuşsun ki işçi? Durgunluk var diyorlar, işçi çıkarıyorlar. Aslında durgunluk falan da yok. Biz aynı işi yapıyoruz çünkü. Ama işçinin gözünü korkutuyorlar ki, sesini çıkarmasın, kabul etsin ne verdilerse.”

‘FABRİKADAN EVE... BİR ŞEY DUYMUYORUZ Kİ’
Başka şehirlerde, başta da metal işçilerinin ek zam mücadelelerini duyup duymadıklarını soruyoruz, “Valla yok haberim. İşten çıkıyoruz eve, yattık kalktık yeniden işe… Neyi duyduğumuz var ki? NAKSAN’ı bile bugün duydum, daha dışarıdalar sanıyordum…” diye cevap veriyor birisi, yanındakiler de onaylıyor. Biraz anlatınca hepsinin gözleri parlıyor: “İnşallah iyi olur. Hepsi de haklılar. Bizim durumumuz da aynı ama millet işinden korkuyor işte.” Durakta konuştuğumuz işçilerin hemen hepsi, daha yeni tartışıyor geçtiğimiz haftaki direnişleri. Ama aynı sorularla yanına gittiğimiz Murat adlı genç meselenin önemli bir boyutuna kendisiyle örnek veriyor. “Abla bak ben işsizim. 4 aydır Başpınar’a verdiğim dolmuş paraları bir maaşı bulmuştur. Niye böyle? Genç adamım, elimden her iş gelir. Ama her yer torpil olmuş. Tanıdığın yoksa iş de bulamıyorsun. Peki, ne olacak benim halim? Çocuklarım var, onlar için orada burada yevmiyeyle, ne iş olsa yapıyorum da nereye kadar? İş bulmak bu kadar zor olunca, çalışanlar da şükrediyor işte haline.”

ÖNCEKİ HABER

HDP'li Mithat Sancar: Anayasa tartışmaları demokrasi ve barış için imkan

SONRAKİ HABER

Barcelona Arsenal'ı deplasmanda 2-0 mağlup etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa