23 Şubat 2016 00:54

Köleliğe karşı diren işçi!

AKP, zaten özelleştirme, taşeronlaştırma, esnekleştirme, sendikasızlaştırma politikalarını yıllardır yaşama geçiriyor. Bugün AKP, yıllardır planladığı yasaları bu yıl içinde çıkarmayı hedefliyor. Sonuç olarak 2016, işçi ve emekçilere yönelik kapsamlı saldırıların yaşanacağı bir yıl olacak.

Paylaş

Hazırlayan: Onur BAKIR

AKP, emek düşmanı politikalarını yıllardır birer birer hayata geçiriyor. Çalışma yaşamını bir bütün olarak sermaye lehine dönüştürecek yasaları Meclisten geçiriyor. Emekçilerin tüm kazanılmış haklarını yok etmeye, güvencesizliği tek kural haline getirmeye, işçileri adeta köleleştirmeye yönelik bu kapsamlı projenin en son ürünü, kiralık işçilik. Kiralık işçiliği, kıdem tazminatı hakkının yok edilmesi ve esnek-güvencesiz istihdam ve çalışmanın daha da yaygınlaştırması izleyecek. Bu saldırıya karşı, sendikalı-sendikasız, işçi-memur, tüm işçi ve emekçilerin ayağa kalkmasının zamanı geldi de geçiyor bile…

DÜNDEN BUGÜNE

AKP iktidara geldiği 2002 yılından bu yana sermayeye verdiği sözleri tutmak için elinden geleni yapıyor. AKP’nin patronlara verdiği en önemli sözlerden biri de, “kiralık işçilik”. AKP, 2003 yılında yeni İş Yasası’nı çıkarırken, kiralık işçiliği de yaşama geçirmeye çalıştı. AKP bunu başaramasa da, 4857 sayılı İş Yasası ile özel istihdam bürolarının kurulması ve bürolara iş ve işçi bulmaya aracılık yapma yetkisi verilmesini sağladı. Böylece İşKur’ un bu alandaki tekeli kırıldı ve özel şirketler, özel istihdam bürosu adı altında, çalışma yaşamında faaliyet gösteremeye başladı. AKP, hem bürolara hem bürolardan işçi kiralamak için fırsat kollayan patronlara, sonraki adımı atarak, kiralık işçiliği yaşama geçireceği teminatını verdi.

YASA GÜL’DEN DÖNDÜ

AKP, kiralık işçiliği gündeminden hiç düşürmedi. 26 Haziran 2009 günü TBMM’de kabul edilen 5920 sayılı Kanun ile kiralık işçiliğin yasal dayanağı hazırlandı. Ancak bu kanun, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yeniden görüşülmesi için TBMM’ye geri gönderdi. İade gerekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar doğurabilecek ve madde kapsamındaki işçilerin emeğinin istismarı, insan onuruna yakışmayan durumların doğması gibi Kanunun amaçlamadığı olumsuz uygulamalara ve çalışma barışının bozulmasına yol açılabilecektir’.’ AKP,  yasanın Mecliste aynen kabulünü sağlayarak, süreci sonlandırabilirdi. Ancak AKP bunu yapmak yerine bir süre daha beklemeyi tercih etse de, kiralık işçilikten hiç vazgeçmedi. Kiralık işçilik, ulusal istihdam stratejisinin ana unsurlarından biri olarak da tarif edildi.

MUTABAKAT ÇIKMADI

Özellikle 2013’ten itibaren gerçekleştirilen Üçlü Danışma Kurulu toplantıları ile Çalışma Meclisi toplantılarının ana gündemlerinin birini hep kiralık işçilik oluşturdu. Hükümet, işçi ve işveren örgütlerinin temsilcileri ile yapılan toplantılardan mutabakat bir türlü çıkmadı. Bu arada çalışma yaşamını bir bütün olarak esnekleştirmeyi ve güvencesizleştirmeyi amaçlayan ulusal istihdam stratejisinde kiralık işçiliğe de yer verildi. Nihayetinde AKP Hükümeti, işçi örgütlerinin karşı çıktığı, işveren örgütlerinin destek verdiği kiralık işçiliği, 2015 yılı ocak ayında bir torba kanun tasarısı içinde yeniden Meclise sevk etti. Tasarının Komisyon çalışmaları tamamlansa da, 7 Haziran seçimlerine kadar tasarının Genel Kuruldan geçirilmesi mümkün olmadı. “Takvim yetişmedi.”

AKP’NİN EMEĞE SALDIRI PLANI

Sonuç olarak kiralık işçilik denildiğinde yeni bir olgudan, yeni bir durumdan söz etmiyoruz. AKP, iktidara geldiği günden bu yana kiralık işçiliği yaşama geçirmeye çalışıyor. Yeni olan ise AKP’nin sadece kiralık işçiliği değil, ulusal istihdam stratejisi kapsamındaki emeğe saldırı planlarını en kısa sürede yasa haline getirmek yönündeki kararlılığı. Hükümet, 2016 yılı eylem planı içinde kiralık işçiliği 21 Mart 2016’ya kadar yasalaştırma yönündeki iradesini ortaya koydu. Bu çerçevede kiralık işçilik ile ilgili tasarı, iki hafta önce Meclise getirildi.

KIDEM VE ESNEKLİK YOLDA

AKP, kiralık işçiliğin ardından kıdem tazminatını fona devrederek kıdem tazminatı hakkını yok etmeyi, esnek ve güvencesiz istihdam ve çalışma biçimlerini yaygınlaştırmayı, işçilerin mevcut sınırlı haklarını da yok ederek, sermaye için, işverenler için “dikensiz bir gül bahçesi” yaratmayı amaçlıyor. Zaten ulusal istihdam stratejisinin de ana fikri bu. İş güvencesinden yoksun, çok kolay işten çıkarılabilen, çalışma süre ve koşulları belirsiz, esnek ve yoğun çalışan, düşük ücretli, sendikalı olmayan ve hakkını aramaktan korkan bir işçi kitlesi yaratmak. Bir başka deyişle bir “kullan-at işçi” modeli oluşturmak. Bu anlamda kiralık işçilik tasarısı bir koçbaşı işlevi görüyor. Saldırı, bununla sınırlı olmayacak. Kiralık işçiliği, kıdem tazminatı ve esneklik izleyecek. Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik yeni kamu personel rejimi de bu zincirin bir halkası olacak…

DİREN-İŞÇİ!

AKP, zaten özelleştirme, taşeronlaştırma, esnekleştirme, sendikasızlaştırma politikalarını yıllardır yaşama geçiriyor. Bugün AKP, yıllardır planladığı ancak şu ya da bu nedenle çıkaramadığı yasaları bu yıl içinde çıkarmayı hedefliyor. Sonuç olarak 2016, işçi ve emekçilere yönelik kapsamlı saldırıların yaşanacağı bir yıl olacak. AKP’nin emek düşmanı politikalarına “dur” diyebilmek bakımından kritik bir evreden geçiyoruz. Tam da bu noktada, sendikalı, sendikasız tüm işçi ve emekçilerin güçlerini birleştirdiği, AKP’nin Türkiye işçi sınıfını köleleştirmeye yönelik politikalarına karşı ayağa kalktığı, köleliğe karşı “diren-işçi” olduğu yeni bir mücadele hattını örmek, her zamankinden çok önem taşıyor… -BİTTİ-

ÖNCEKİ HABER

Kıdem tazminatı: Son kaleyi savunmak

SONRAKİ HABER

Suriye: Şam ve Humus patlamalarının arkasında Türkiye ve Suudi Arabistan var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...