22 Şubat 2016 09:15

Meltem Cumbul sordu, Alexander Skarsgård yanıtladı

Paylaş

 “True Blood”daki vampir Eric Northman rolüyle tanınan İsveçli oyuncu Alexander Skarsgård, !f İstanbul’un konuğu olarak ilk kez Türkiye’deydi. Dün Cinemaximum Kanyon’da düzenlenen bir sohbete katılan ve Meltem Cumbul’un sorularını yanıtlayan Skarsgård, oyunculuk kariyerinden İstanbul izlenimlerine pek çok şey anlattı. 

15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin 2016 konuklarından biri de, “Diary of a Teenage Girl/Bir Genç Kızın Gizli Defteri”nin oyuncularından Alexander Skarsgård, dün Cinemaximum Kanyon’da düzenlenen “Oyunculuk Üzerine Küçük Bir Sohbet” başlıklı konuşmada Meltem Cumbul’un sorularını yanıtladı. Türkiye’ye ilk kez gelen Alexander Skarsgård, konuşmasına salondaki izleyicilere Türkçe “Hoş geldin” diyerek başladı. Oyunculuk kariyerinden babası ve kardeşlerine, şu anda Jean-Marc Vallée ile çalıştığı projeden Türkiye’deki izlenimlerine, pek çok şey anlatan Skarsgård, Film ve televizyon dünyasındaki kararlarını içindeki sese göre karar verdiğini, heyecan duyduğu projeleri kabul ettiğini ve herhangi bir strateji güderek film seçmediğini söyledi. Skarsgård, “Oyunculuk eğitimi almadığım için ne yaptığımı, neden yaptığımı bilmeden oynuyorum. Bunun için de içgüdülerimden yararlanıyorum. Karakteri anlamak iyi bir şey ama yüzde yüz anlamak o kadar ilginç olmayabilir. Karakterimi çalışırken bulduğum fikirlerin yüzde 99’u çöp oluyor mesela; hatta bazen kendi oyunculuk performansımı hiç beğenmiyorum” dedi. 

Amerika’daki ilk rolünü (Zoolander) çok kolay bulduğunu, fakat ondan sonra üç yıl hiçbir rol alamadığını anlatan oyuncu, adını geniş kitlelere duyuran HBO’nun kült dizisi “Generation Kill” deneyimini de şu sözlerle anlattı: “O dönem için hayalimdeki işti bu dizi; rol bana verilmeseydi eğer, İsveç’e geri dönmeye karar vermiştim. Rekabetçi bir ortam olmasına rağmen rolü aldım ve çekim için Afrika’ya gittim. Ardından da True Blood geldi işte” dedi. 

‘SENARYOYU KOMŞUM VERDİ’

!f İstanbul’un Galalar bölümünde gösterilen ve Marielle Heller’ın yönettiği “Bir Genç Kızın Gizli Defteri”nde sevgilisinin kızıyla birlikte olan Monroe rolünde izlediğimiz Alexander Skarsgård, bu rolün onu çok etkilediğini ve filmin senaryosunun ona olağandışı bir şekilde ulaştığını da anlattı: “Arkadaşım da olan bir komşum, daha önce hiç film çekmemiş bir arkadaşının bir senaryo yazdığını, çok kafa dengi ve iyi bir insan olduğunu söyledi ve senaryoyu okumak isteyip istemediğimi sordu. Ben de kabul ettim ve senaryo bu şekilde elime geçti. Okuduğumda senaryodan çok etkilendim. Monroe karakterini oynamanın zor olacağını tahmin ettim ve bu zorluk tam da bana göreydi. İlk bakışta kötü bir insan kategorisine atılabilecek bir insanı nasıl daha karmaşık bir insan olarak gösterebilirim diye kendi kendime sordum. İzleyiciyi rahatsız etmek, baktığı karakteri etiketlemesini zorlaştırmak istedim, çünkü filmlerde asıl sevdiğim şey tam da bu. Marielle de proje konusunda çok heyecanlı ve tutkuluydu, haliyle onunla çalışmak çok keyifliydi.” 

WİTHERSPOON VE KİDMAN İLE BAŞROLDE 

Skarsgård son olarak, !f İstanbul’un kapanış filmi de olan “Demolition/Yeniden Başla” ile merak uyandıran Jean-Marc Vallée ile çalıştığını, Liane Moriarty’nin aynı adlı kitabından uyarlanan “Big Little Lies”ın onu ne kadar heyecanlandırdığını da anlattı. Vallée’nin HBO için çektiği ve bu ay sonunda gösterime girecek 7 bölümlük mini dizide Alexander Skarsgård’ı Reese Witherspoon ve Nicole Kidman ile birlikte başrolde izleyeceğiz. (KÜLTÜR SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Adıyamanlı Petrol-İş üyesi işçiler:Sektördeki krizin faturası işçiye çıkarılamaz

SONRAKİ HABER

Derik'te belediye eşbaşkanları dahil 6 gözaltı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa