22 Şubat 2016 00:50

Kuzey Kafkasya’nın ‘korkunç’ * ve gururlu şehri: Groznıy

Paylaş

Okay DEPREM
Groznıy

Kafkasların kuzeyinde seyrededururken İnguşların eski başkenti Nazran’dan sonra artık hedefim doğrudan Çeçenistan ve onun başşehri Groznıy. İnguşetya’nın en büyük kentinden, doldukça kalkan ufak minibüsler işliyor Çeçenya’nın bu asil kentine. Yaklaşık iki saat süren bir mini yolculuğun sonuna doğru vakit akşam saatlerine yaklaşıyor. Ve beni tüm Kuzey Kafkaslarda hiç olmadığı kadar garip bir tedirginlik hali kaplıyor. Aynı zamanda alışıldık olmayan bir gerginlik havası çöküyor üzerime hızlıca. Nispeten yakın zamanda üst üste yaşadığı her iki savaştan sonra Groznıy’de geçmişten bugüne acaba hiçbir şey kalmamış mıydı?!.. Gerçekten de, eskiden kalan birikim ve mirası tamamıyla yok mu olmuştu?.. Hep bahsedilegelen “yeni Groznıy”, tarihten ve özellikle Sovyet döneminden gelen kent yapısının, mimari ve planının üzerine acımasızca oturtulmuş muydu?!.. İşte bunlar başta olmak üzere, kafamda sayısız sorunun yarattığı endişe dolu bir ruh haleti ile Groznıy’e ulaşıyorum… 

GROZNIY’E İLİŞKİN İLK POZİTİF İZLENİMİM  

Çeçenistan Cumhuriyeti’nin verimli bitki örtüsünün ilk işareti, aracımızın Groznıy bölgesine girmesinden sonra başlayan gür ormanlar oluyor. Kent, güney yönünde yükselen tepe ve ardından dağlarla kesintisiz olarak birleşen sık ormanlarla çevrili bütünüyle. Groznıy’a dair bende oluşan ilk olumlu intiba, aynı vasıtada bulunan yetişkin bir kadının, varmamızın hemen akabinde, etrafa şaşkın bakışlar attığımı fark etmesiyle, bana kalacak uygun bir yer tavsiye etmesi oluyor. İkimiz de aynı taksiye atlıyoruz. Kentin üç otogarından uzakta olanından merkeze doğru ilerlerken çeperin düzensiz görünümü dikkatimi çekiyor. Yolda taksi şoförü ile beklenmedik bir polemiğe tutuşuyorlar. Orta yaşın üzerindeki kadın az çok devlet başkanı Ramzan Kadırov rejimini savunurken, taksi sürücüsü ise, meşhur “Groznıy City” iş-ticaret-otel kompleksinin inşası uğruna evinin haksız-hukuksuz yere yıkıldığından yakınıyor. 

İLK AKŞAMIN SAFLIK VE MASUMİYETİ 

Alacakaranlık saatlerinde Groznıy ile aynı adı taşıyan, eski bir işletme olduğunu düşündüğüm otele giriş yapıyorum. En üst kata tırmanırken, merdivenlerde dev çekirge ölüleri gözüme ilişiyor. Bunlar, Wahnax coğrafyasının bakir ve vahşi karakterinin yalnızca sıradan bir emaresi. Hızla yerleşmemin ertesinde, bir şeyler atıştırmak üzere ve en önemlisi de kente dair bir an önce bir şeyler görmek adına kendimi dışarı atıyorum. Son derece yeşil ve loş sokakların iki tarafındaki 60 sonu – 70 başında yapılan binaları fark etmemle, ‘Demek ki ya şehrin ortasından çok uzağım ya da hakikaten de çarpışmalar her yere yayılacak kadar ortalığı dümdüz etmemiş.’ diye aklımdan geçiriyorum. Bulvar gibi bir yere çıktıktan sonra köşede, ABD’de otoban kenarlarındaki fast-food noktalarına benzeyen bir büfeye giriyorum. Son derece modern kıyafet ve davranışlarda genç grupları ve çocuklu çiftleri gözlemliyorum.

İLK GÜN, GÜNDÜZ GÖZÜYLE ÇEÇEN BAŞKENTİ

Ertesi gün ilk kez aydınlıkta Groznıy’i görecek olmanın heyecanıyla dışarı çıkıyorum. Otelin olduğu sokağın sonuna kadar yürüdükten sonra onu dik kesen caddenin karşı tarafında çok büyük ve keşmekeş bir pazar yerini görüyorum. Bir kere kentin kalbine çok uzak olmadığımızı öğrendikten sonra, savaştan dolayı yerle bir olan konut alanlarından dolayı oluşan büyük boşluklardan ilkiyle karşı karşıya olduğumu idrak ediyorum. Yolun diğer tarafında ise, vakti zamanında fabrikalar olduğu intibasını uyandıran ancak günümüzde, karman çorman ofis ve işyerleri ile kaplı binalar duruyor. Hiç bir yerde fazlaca bir araç yoğunluğu göze çarpmazken, troleybüs hatları ve tramvay demirlerinin yerinde yeller esiyor bugün. Geçirilen yıkımların ardından, bütünüyle kullanılamaz duruma gelen hatlar, Groznıy’ın, 2000’lerin başlarında başlayan ve halen devam etmekte olan yeniden imarı sırasında topyekun kaldırılır. Dolayısıyla şimdilerde Rusya Federasyonu’nda otobüs haricinde toplu taşımaya sahip olmayan tek cumhuriyet merkezi Groznıy denilse muhtemelen yeridir. 

KREMLİN’İN “SUS PAYI” İLE İHYA OLAN ŞEHİR 

Pazar yerleri ve çevrelerinde inanılmaz boyutta bir sokak ekonomisi hakim olmasına karşın, Groznıy’ın her şeye rağmen, ilk bakışta pek çok Kafkas şehrinden daha temiz, bakımlı ve düzenli olduğu kesinlikle söylenebilir. Bunda, nispeten “sus payı” namına Moskova Yönetimi’nin uzun yıllardır, ülkenin neredeyse hiçbir yöresine ayırmadığı kadar kaynağı Çeçenya’ya ayırması ve göreli oldukça kısa bir zaman diliminde, Groznıy’ın adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlaması belirleyici doğal olarak. Öğle yemeği yemek üzere yerel bir lokantanın kapısını aralıyorum. İçeride ilk defa tanık olacağım bir manzara beni bekliyor. Bu gibi çok da üst kalite olmayan yeme-içme yerlerinin bazılarında, bilhassa kadın gruplarının kendilerince daha rahat olabilmelerini temin etmek üzere, tavandan yere kadar inen perdelerin çekilmesiyle sanki “mekan içinde mekan” yaratan bölmeler moda olmuş. 

SOKAKTA HER RENK MEVCUT    

Grozniy’ın sokaklarına egemen olan manzara epeyce renkli, karışık ve bir o kadar da çelişik. Örneğin bir yandan, zamane “İslami usullere” göre giyinen kadınlı erkekli azımsanmayacak sayıda kişi görürken, bir diğer yandan ise olabildiğince seküler ve çağdaş kılık kıyafet içerisinde kayda değer bir nüfusa şahit oluyorum kamusal alanda. Bir taraftan, çok kapalı olmamakla birlikte, son moda türban ve tesettürle dolaşan ve daha çok genç kuşaklardan oluşan ufak bir kesim, bir diğer tarafta ise ya geleneksel Kafkas giyim kuşamları altında ya da son derece modern bir görünüm ile ortalarda boy gösterenlere… Kısacası burası bu açıdan çoktan bir nevi mini bir İstanbul olmuş denilebilir. Öte yandan, Çeçenlerin başkentinde “İslami mağazaların” sayısı diğer komşu cumhuriyet merkezlerine nazaran çok daha fazla. Arabalardaki kocaman harflerle Arapça yazılar, İslami motiflerle amblem, işaretler, otolardan dışarı taşan cihatçı aromalı müzikler, vs. bu genel görüntüyü tamamlıyor. 

RUSYA FEDERASYONU’NUN TEK PUTİN CADDESİ

Bilindiği kadarıyla tüm Rusya çapındaki tek “Putin Caddesi”ni başından itibaren arşınlamaya başlıyorum. Eski ismiyle Zafer Caddesi’ni… Bu yol üzerindeki belirli başlı binaların tepelerinde, üst noktalarında Putin ile Baba ve oğul Kadırov’un birlikte fotoğrafları göze çarpıyor. Kentin bu en uzun arterini teşkil eden ve “Stalinka” dediğimiz, J. Stalin döneminde inşa edilmiş olan görkemli, anıtsal binaların neredeyse hepsinin asıllarına uygun şekilde restore edildiklerini gözlemliyorum. Kısacası, zarar görenler yıkılıp yerlerine yenilerinin dikilmesi bir yana, tahmin edildiğinin ötesinde daha da güzel yenilenmişler. Bu cadde aynı doğrultuda “Hacı Ahmet Kadırov” (Ramzan Kadırov’un babası ve eski Çeçenistan müftüsü) adını aldığı sırada (Eski Lenin Caddesi) Terek Nehri ve etrafındaki geniş boşluklar da meydana çıkıyor. Bilhassa birinci kent savaşının (1994-1996) en şiddetli cereyan ettiği mahal belli ki buralar. Turumun sonunda bir alışveriş merkezine girmemle, Groznıy’nin dahi “küreselleşen dünyada” yerini tüketim kültürü bağlamında çoktan aldığına tanık oluyorum… 

 

* Groznıy sözcüğü Rusça’da “korkunç” anlamına gelmektedir. 

ÖNCEKİ HABER

Salih Dursun'dan hakeme kırmızı kart

SONRAKİ HABER

‘Barış istemeyi tartışmak bile garip!’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...