20 Şubat 2016 11:23

İşçiler barışa ses vermeli

Paylaş

Munzur Su İşçileri

Dersim’in Ovacık ilçesinde 10 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren bir su fabrikasında çalışmaktayız. İlimiz hem savaşın yoğun olduğu hem de yoksulluğun ve işsizliğin yüksek olduğu illerden biri. Çoğumuz yaşanan savaştan dolayı köylerinden göç etmiş, kimimizin ise aileleri bu savaşın etkisiyle baskılar görmüştür. Tabi bunun getirdiği yoksulluk ve işsizlik meselesi de ayrı bir sorun yaratmıştır.

Basından takip edenler bilir. Biz yıllardır emek verdiğimiz işyerinde kendi emeğimizin hakkını almak için 2014 ve 2015 yıllarında greve çıktık. Bu grevlerimizin ilki olan 2014 yazında yine bir savaş meselesi vardı ve İŞİD Rojava’ya saldırmıştı. Bir yandan emeğimizin hakkını almak için çıktığımız bir grev, diğer yandan Rojava’daki İŞİD barbarlığı üst üste gelmişti. Aynı şekilde bu yıl da toplu sözleşmede anlaşma olmaması nedeniyle 80 günlük yaşadığımız bir grev ortaya çıktı. Bu grevimizde yine Suriye’de yaşanan savaşın yanında, 7 Haziran sonrası seçimi kaybeden AKP’nin bölge illerinde başlattığı sokağa çıkma yasakları ve katliamlarla karşı karşıya kaldık. Bunları protesto etmek için grev çadırımızda çeşitli dövizler ve açıklamalar yaparak sesimizi duyurmaya çalıştık. Son 2-3 yıla baktığımızda, çözüm süreci nedeniyle Bölgede olduğu kadar ilimizde de bir rahatlama söz konusuydu. Ölümler durmuş ve çözüme yaklaşılmış bir hava söz konusuydu. Ama iktidarı kaybetmeye başladığını anlayan AKP yine savaşı ve ölümleri başlattı. Yaşadığımız Ovacık ilçesinde, yazın insan canlılığı artmışken bir anda sessiz bir ilçe halini aldı. AKP bir yandan bunu yaparken diğer yandan biz işçilerin temel hakkı ve iş güvencesi olan kıdem tazminatlarımızı elimizden almak için uğraşıyor. Asgari ücrete zam yaptığını söylüyor ama diğer yandan verdiğinin daha fazlasını zamlar ve vergilerle geri alıyor. Yani bir yandan savaş dolayısıyla yaşanan ölümler diğer yandan işsizlik ve yoksulluk. Şimdi biz işçi ve emekçiler hem savaşa hem de yoksulluğa karşı ezilenlerle bir araya gelmemizin zamanı. Çünkü savaştan en çok mağdur olan biz yoksul işçi ve emekçileriz. Bunu önlemenin tek yolu ise gücümüzü bir araya getirip, birlikteliğimizi büyütmekle olacaktır. Savaşa ve yoksulluğa karşı barışın ve emeğin sesini yükseltelim. İşçiler olarak barışa ses verelim.

ÖNCEKİ HABER

Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör!

SONRAKİ HABER

Yarını kurtarmak bizim elimizde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa