Malatyalı işçiler: Ölüm olmasın
Vural DİNÇ
Malatyalı işçiler de yaşanan süreci tartışıyor. Farklı görüşler dile getirilse de barıştan yana olduklarını söylüyorlar.
Bilal
(Ayakkabı fabrikası işçisi)
Ben terörün her türlüsüne karşıyım. Bu terör ister devletten gelsin ister başkalarından gelsin. Bizim dinimiz ‘Bir insanı katleden bütün insanlığı katletmiştir’ der. Ben şahsen hiçbir insanın ölmesini istemem. Biz bu bayrak altında yaşıyoruz. Ama bu savaşta zarar eden işçilerdir. Asgari ücreti sözde 1300 TL yaptılar. Sözlerini tuttular ama tükettiğimiz her şeye bir dünya zam yaptılar. Sokağa çıkma yasağının doğru ve yanlış yönleri var. Mesela ben orada olsam işime gidip evime ekmek getiremezdim, ben barıştan yanayım.
Turgay
(Çuval fabrikası işçisi)
Ben bir Kürt’üm. Ama TC uyruğu altında bir Türk’üm. Ben çevre baskısı altında Kürt’üm diyemiyorum. Bence bu savaşın bitirilmesi, barış olması lazım. Kürt olmama karşın Kürdistan’ın kurulmasına karışıyım. Çünkü al bayrağın altındayız. Bir Kürt isen kimseyle sıkıntının olmaması lazım. Çünkü biz de bu vatanın evlatlarıyız. Sokağa çıkma yasağını tasvip etmiyorum. Kendi halkına yapıyor. Devlete silah bırak demiyorum, bir an önce barışın gelmesini istiyorum.
Bekir
(Tekstil işçisi)
Aslında bugünkü çatma sürecinin sokağa çıkma yasaklarının ardında ‘seni başkan yaptırmayacağız’ görüşü yatmaktadır. Sermaye bunalımdan kurtulmak için ya savaş yaratmaktadır ya da diktatörler yaratacak. İşte bu noktada ‘seni başkan yaptırmayacağız’ çıkışı uluslararası tekellerde endişe yaratmış, iktidarın ırkçı şovenist ajitasyonlarıyla toplumun bir kısmının desteğini alarak Kürdistan’da başlayan savaş politikasını uygulamaktadır. İşte bu duruma çözüm işçi sınıfının, Kürt halkının örgütlü mücadelesidir.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
