20 Şubat 2016 10:14

Cumartesi Anneleri: Tarihin zulüm sayfalarına yeni vahşetler ekleniyor

Paylaş

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarının 569`uncu haftasında Galatasaray Meydanı'nda toplandı. Ellerinde karanfiller ve kaybedilenlerin fotoğraflarıyla "Failler belli kayıplar nerede?" pankartı açan Cumartesi insanları oğlu Cemil Kırbayır'ın kemiklerini arayarak hayatını kaybeden Berfo Anayı ve 21 yıl önce gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın akıbetinin açığa çıkarılması için bir araya geldi.

'BUGÜNÜMÜZ DÜNÜMÜZDEN BETER'

İlk konuşmayı Cemil Kırbayır'ın abisi Mikail Kırbayır yaptı. Zor günler yaşadığımızı söyleyen Kırbayır, "Bugünümüz dünümüzden daha beter. İnsanlığımızdan utanır olduk. Kardeşlik kavramı toptan yok ediliyor. Sen benim yaralılarıma işkence yapar, ölü bedenleri çıplak teşhir ettiğin zaman yarınlarda birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız. Bunun hesabını nasıl vereceksin. Seni devlet yapan halktır" dedi. Berfo ananın ömrünün son 33 yılında oğlu Cemil'i aradığını söyleyen Kırbayır, "Bir ana düşünün ki büyüttüğü evladını, yine mensubu olduğu devletin keyfi, yargısız infazınca katlediliyor ve kemikleri bile verilmiyor. Bu ana 33 yıl burnu dizine değinceye kadar çalmadığı kapı kalmıyor. Çocuğunun kemiğini ölünceye kadar bulamıyor" şeklinde konuştu.

'ANALARIN GÖZYAŞLARI AYNI'

Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız ise, "Bugün ayın 20'si bırakalım da oğlum 3 gün daha gezsin çünkü o ayın 23`ünde  kaybedildi. Kayıplarımız bir mezara sahip olmadı. Sıcacık yüreklerimizde ellerimizde yaşamaya devam ediyorlar. Tüm annelere, ailelere sesleniyorum. Biz tüm acılara aynı gözle bakıyoruz aynı acıyı yüreklerimizde hissediyoruz. Dilek Doğan'ın Uğur Kurt'un duruşmalarina gittim. Annelerinin, bizim, anaların gözyaşları hep aynı" dedi.

'MURAT YILDIZ'IN AKIBETİ ORTAYA ÇIKSIN'

Cumartesi insanlarından Nur Sürer ortak açıklamayı okudu. Hak, hukuk, adalet talep edilirken, devleti yönetenlerin ülkeyi evrensel hukuk ilkelerinin yok sayıldığı, bir karanlığa sürüklendiğini belirten Sürer, "Tarihin zulüm sayfalarına yeni vahşet yöntemleri ekliyor" dedi.

Sürer, "Bu hafta 21 yıldır akıbetini öğrenmek için mücadele ettiğimiz Murat Yıldız için buluştuk.19 yaşındaki Murat Yıldız annesi ile birlikte İzmir'de yaşıyordu. 29 Ocak 1995 tarihinde İzmir Bornova'daki bir kafede çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştı. Bu nedenle polis tarafından aranmaya başlandı. Şubat ayında Yıldız ailesinin evine gelen polis ekibi anne Hanife Yıldız'ı emniyete götürdü. Emniyette kendisine oğlunun havaya ateş açması nedeniyle arandığı hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacağı söylendi. 23 Şubat 1995 tarihinde Hanife Yıldız avukatı ve yeğeni ile birlikte tek çocuğu Murat'ı İzmir Bornova Özkanlar asayiş şubesinde Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi'ye teslim etti. Murat'tan bir daha haber alınamadı. Polis silahı bulmak için Murat ı İstanbul'a götürürken feribottan atlayıp yüzerek kaçtığını söyledi" şeklinde konuştu.

5 yıl süren yargılamada Gebze 2. Asliye Mahkemesinin Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören tek bir tanık olmamasına rağmen polislerin beyanını esas aldığını söyleyen Sürer, "Polislere yalnızca görevi ihmalden günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdi aynı mahkeme 2002'de polislerin aldığı para cezasının 5 yıl ertelenmesine 2007 yılında ise davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi. İHD avukatı Gülseren Yoleri 2015 Ocak ayında Gebze Cumhuriyet başsavcılığına Murat Yıldız'ın akıbetinin açığa çıkartılması için tekrar suç duyurusunda bulundu" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Barışa pedal çevirdiler

SONRAKİ HABER

Birleşik Krallık'ta referandum: 23 Haziran'da AB'de kalıp kalmamayı oylayacaklar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa