15 Şubat 2016 01:00

Herkes çok mutsuz

Paylaş

Balçova Belediyesi’nden bir işçi
İzmir

Son 2 yılda bölge halkına yaşatılanları okudukça, düşündükçe kendimi sosyal hayattan kısıtlama ihtiyacı hissediyorum.
İnsanlar ölürken hayattan zevk almak, hakkım olmayanı istemek anlamına geliyor benim için. Herkesin, özellikle de bölgede yaşamış, yaşananları bizlerden daha iyi analiz edenlerin, acılara duyarsız kalan batı eleştirilerine kısmen katılıyorum elbette.
Fakat gözden kaçan bir detay var; herkes farkında olmadan çok mutsuz. Sosyal hayat olağanca hızıyla devam ederken, sohbetlerin büyük çoğunluğu siyaset, bölgede yaşananlar ve gündelik yaşama yansıyan mutsuz başlangıçlar...
İktidarın gerici faşist baskıları, kirli anlaşmaları ülkedeki her bölgeye farklı şekilde yansıyor aslında. Ülkenin batısına; başarısız ekonomi politikalarının sebep olduğu mutsuz yüzler, işsizlik, küresel baskılar düşerken, ülkenin doğusuna ölü çocuklar, acılı anneler, göç eden genç hayaller düştü.
Biliyorum; yıllardır özlemle beklenen o barış heyecanını uzun yıllar hissedemeyeceğiz bu topraklarda,  keskin saflarda almışken yerlerimizi pek kolay olmayacak. Yine de umudumu yitirmek istemiyorum. Elbette ki uzun yıllar sonrası nihayet siyasal bilince erişeceğiz. Fakat uzun yıllardır acı çekmekle meşgul edilen güzel ülkem umutsuzluğu kaldıracak kadar güçlü değil.
Batıda yaşayan gençler olarak umutları karartılan, tek suçu etnik kimliği olan, doğduğu coğrafyada doğduğuna pişman edilen ve o ateş hattından bizim kurtarmak için kılımızı dahi kıpırdatmadığımız, kendi çabalarıyla kurtulmayı başaran, samimiyetimize haklı olarak inanmak istemeyen o güzel çocuklara barışa ve kardeşliğe inandırmak en acil görevimizdir. Bunu başaramazsak gerici dinci ve faşist uygulamalarıyla kin tohumları ekenlere hizmet etmiş olacağımın farkındayım.

ÖNCEKİ HABER

Derenin suyunu da altıncıya vermişler!

SONRAKİ HABER

Örgütlü birlik içinde hareket etmeliyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...