14 Şubat 2016 08:01

Sur'a alınmayan gazeteciler: Sur'da ne saklanıyor?

Paylaş

Sur'a girişleri yasaklanan özgür basın ve muhalif gazeteciler, alınan bir karar var ise açıklanmasını ve bu kararın bütün gazeteciler için uygulanmasını isteyerek, "Bir yerde gazeteciler engelleniyorsa orada büyük suçlar işleniyor ve bu suçlar gizlenmeye çalışılıyor demektir. Neden daha önce zor şartlar altında Sur'a giren muhabirler şimdi alınmıyor. Sur'da ne saklanıyor?" diyerek tepki gösterdi. 

Evrensel Gazetesi Diyarbakır muhabiri Cumhur Daş, Kürdistan’da başlatılan "Sokağa çıkma yasakları" ve kuşatmalar ile birlikte gerçeği yazan gazetecilerin bölgeye girişlerinin engellendiğini belirterek, kendilerine yönelik keyfi uygulama ile devletin gerçeği halktan gizlenmeyi amaçlandığını söyledi. Sur'daki durumu iki yönlü ele almak gerektiğinin altını çizen Daş, devletin gerçekleri gizlemek istediğini, kendi belirlediği gazeteciler ile batıda ki toplumun algısını değiştirmek ve burada haklı bir devlet müdahalesi algısının yaratılmaya çalışıldığını kaydetti. 

Uygulamaya karşı basın örgütlerini göreve çağıran Daş, "Gazeteci örgütleri bu yaşanan duruma bir tepki göstermeli ve bu yaşananların hukuki boyutu ile ilgilenmeli, ortaya konan bu keyfi yasakların önüne geçmek ve alınan resmi kararların karşısında bir çaba içerisine girmeleri gerekiyor" dedi.

'KARAR BÜTÜN GAZETECILER IÇIN GEÇERLI OLMALI'

AFP foto muhabiri ve Tigrishaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İlyas Akengin de, muhabirlere yönelik alınan bu kararın kuşku yaratacağını belirterek, "Alınan bir karar varsa bu açıklanmalı ve herkes için geçerli olmalı. Bir yasak ya vardır ya yoktur. Alınan kararlar bütün gazeteler ve gazeteciler için geçerli olmalı. Kendinize yakın olanı alır diğer gazetecileri almazsanız burada farklı bir niyet ortaya çıkar. Bu işi yapanlar kendilerinden eminlerse bıraksınlar gazeteciler oraya gitsinler ve orada yaşananları haberlerinde yansıtsınlar" diye belirtti. 

'NE SAKLANIYOR ?'

Sur'da bir kaç gündür her hangi resmi bir karar olmamasına rağmen gazetecilerin keyfi bir şekilde Sur'a girişlerinin engellendiğini kaydeden Kadın Haber Ajansı (JİNHA) Diyarbakır Haber Şefi Güler Can Doğanhan, polislerin Sur'a gitmek isteyen muhabirlere, "Fotoğraf makinesi ve kameralarını bırakın öyle girin" dediğini hatırlattı. Doğanhan, basın çalışanlarının Sur'a girişlerinin engellenmesinin son bir kaç gündür Sur ile ilgili ortaya atılan "Havadan bombalama" iddialarını bir kez daha akıllara getirdiğini ifade ederek, "Gazetecilerin Sur'a girememesi kafamızda soru işaretini oluşturuyor? Neden daha önce zor şartlar altında Sur'a giren muhabirler şimdi alınmıyor. Sur'da ne saklanıyor?" diye sordu.

'BIZ ONLARIN GAZETECILERI DEGILIZ'

Türkiye'de özgür basına yönelik baskıların savaş süreci ile birlikte iyiden iyiye tırmandırıldığına dikkat çeken Van TV muhabiri Fuat Yaşar, şöyle devam etti: "Kürdistan'da devletin kolluk güçleri tarafından insanlık suçları işleniyor. Bu insanlık suçlarını gizlemek için de muhalif ve özgür basın çalışanları baskı altına alınmaya çalışılıyor. Kürdistan'da insanlara yaşatılanların Türkiye toplumlarına aktarılmasını engellemek için gazetecilere yöneliyorlar. Bu nedenle önce yasaklarla alanlarımızı daraltmaya, daha sonra bir bütün olarak sahadan koparmaya çalışıyorlar." 

Polis tarafından maruz kaldıkları tehdit ve baskılara değinen Yaşar, " Biz onların gazetecileri değiliz. Biz halkın, gerçeklerin gazetecileriyiz. Bütün baskı ve engellemelere rağmen de bu böyle olacak" şeklinde konuştu.

'ZIRHLI ARAÇLARI KENDI GAZETECILERI IÇIN MAKAM, BIZIM IÇIN ISE SALDIRI ARACI'

Cizre'de yakılan insanları ve vahşet tablosunu ortaya çıkaran fotoğraflara dikkat çeken Yaşar, bu görüntülerin gazetecilerin neden vahşet bölgelerine alınmadığının göstergesi olduğunu kaydetti. Devletin kendi basın çalışanları için zırhlı araçları bir makam aracı gibi kullandığının altını çizen Yaşar, "Kendi gazetecilerini Sur'da yasaklı bölgelere kadar götürüp orada görüntü ve fotoğraf almalarına izin veriliyor. Bu zırhlı araçlar onlar için bir makam aracı olurken, bizim için bu araçlar geri püskürtme ve saldırı aracı olarak kullanılıyor. Biz yasaklı olmayan mahallelere bile giremiyoruz. Sur'un içi değil, etrafından bile görüntü almamız engelleniyor" dedi. 

Gazeteciliğin büyük bir misyonu olduğuna vurgu yapan Yaşar, haber yapmaktan ve gerçekleri yansıtmaktan vazgeçmeyeceklerinin söyledi. "Bir yerde gazeteciler engelleniyorsa orada büyük suçlar işleniyor ve bu suçlar gizlenmeye çalışılıyor demektir" diyen Yaşar, baskıların kendilerini sahadan uzaklaştırmayacağını belirtti. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Yüksekdağ'ın aracı 'usulünce' durdurulmuş

SONRAKİ HABER

TSK, Maranaz ve Minih'i bugün de vurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...