12 Şubat 2016 01:00

‘İşçi sınıfını ve mücadelesini temel alan bir DİSK umut olur’

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (DİSK) 15. Genel Kurulu bugün başlıyor. 3 gün sürecek olan kongre, pazar günü yapılacak seçimlerle sona erecek. İşçi sınıfının ağır ekonomik ve sosyal saldırılarla karşı karşıya kaldığı, bir yandan da başta metal olmak üzere yasaları aşan fili mücadelenin yükseldiği bir dönemde toplanan kongreden beklentiler ise yüksek. Cam Keramik-İş Sendikası Genel Başkanı Birol Sarıkaş, Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Levent Gökçek ve Birleşik Metal-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Yılmaz Bayram’a DİSK kongresini ve işçi sınıfının nasıl bir DİSK’e ihtiyacı olduğunu sorduk.

DİSK İŞÇİ SINIFI İÇİN ÇEKİM MERKEZİ HALİNE GELMELİ

DİSK/Gıda-İş Genel Sekreteri Levent Gökçek: Türkiye işçi sınıfı ağır ekonomik ve sosyal saldırılar ile karşı karşıya. Son 30 senede sermayenin hayali olan bütün hak gaspları AKP hükümetleri eliyle işçilere dayatılıyor. AGİ’si içine dahil edilmiş açlık sınırının altında kalan asgari ücret, kıdem tazminatının kaldırılması girişimleri, özel istihdam büroları adı altında kiralık işçilik, taşeron köleliğinin yaygınlaştırılması, iş cinayetleri ve esnek-güvencesiz çalışmanın çalışma rejimi haline getirilmesi bir çırpıda sayabileceğimiz işçilerin hayatını cehenneme çeviren uygulamalardır. Bu saldırılar sermaye ve onun hükümeti AKP’nin sınıfsal doğasının gereğidir esas olarak bunlara karşı biz ne yapacağız, sendikalar işçi sınıfının yükselen mücadele dinamiklerine cevap verebilecek mi bunu tartışmalıyız. DİSK 15.Genel Kuruluna giderken mücadelemizin amacı her türlü sınıf dışı düşünceyle hesaplaşan ve sınıf sendikacılığı ilkeleri üzerine oturtulmuş bir konfederasyondur. Mesela bu sınıf sendikacılığının ilkelerinin bazıları şunlardır: 1) En alt kadrolardan, en üst yönetim birimlerine kadar bütün temsilci ve yöneticilerin üyeler arasından ve yine üyeler tarafından seçildiği ve gerektiğinde üyeler tarafından görevden alınabildiği sendikal demokrasinin hayata geçirilmesi. 2) Toplu iş sözleşmesi taslağının işyerindeki üyelerin katılımıyla hazırlanması ve sürecin üyeler tarafından seçilen TİS Komisyonu ile birlikte yürütülerek, görüşmelere işyeri temsilcilerinin katılması zorunluluğu. 3) Üyelerine sınıf bilincinin verilmesini sağlayan eğitim toplantılarının düzenlenmesi. 4) Üyelere açıklık ve mali şeffaflık. Tabii ki bu ilkeler üzerine çok daha fazla konuşmak gerekiyor. 15.Genel Kurul sonucunda beklentim konfederasyonumuz DİSK’in işçi sınıfı için güçlü bir çekim merkezi haline gelmesi; emek, demokrasi ve barış mücadelesinin yükseltilmesi olacaktır.

KONGRE SÜRECİ SINIF SENDİKACILIĞI İÇİN BİR FIRSAT

CAM Keramik-İş Genel Başkanı Birol Sarıkaş: Her ne kadar kendisini sınıf sendikası olarak belirtse de DİSK içinde sınıf dışı tutumlar yaygın. Sınıfı temel almayan üstenci tutumlarla kararlar alınmaktadır. Bunun sonucunda kararlar doğru olsa da pratik olarak hayata geçmesinde sorunlar yaşanmaktadır. Sınıfı örgütlemede bir ve bütün davranılmamakta, sınıfı “Patronlar ve iktidarlar” gibi iş kollarına ayırıp ona göre davranılmaktadır. Yani kendi sendikalarımız için var diğerleri için yoktur. Sendikal haklar savunulurken ilkesel bir tutum takınılmamakta, örneğin işyeri, iş kolu barajı gibi konular da barajların kendisine değil kendi baraj sorunlarına karşı çıkılması gibi sendikalarımız kendi içlerinde sendikal demokrasiyi hayata geçirmek ve işçinin her şart altında söz ve karar sahibi olması dışında gereken hassasiyeti göstermemektedir. Şeffaflık, hesap verilebilirlikte sorunlar vardır. Sınıfın eyleminin sahiplenmesinde yasalcılık vardır. Daha saymakla bitmez, vardır da vardır. Ama umut da vardır. Hâlâ sınıfta bir DİSK özlemi vardır. Sermayenin karşısında emeğin hakları için sınıf sendikacılığı yapan, kendisini yasalarla değil, emeğin haklı istekleriyle taçlandıran bir DİSK... Böyle bir DİSK’i yaratmak mümkün. İşte bu kongre süreci bu bir fırsat. Tüzüklerimizi yenileyelim, sendikal demokrasiyi  işletelim, atama yönetimler yerine seçilenleri, seçilenlerin geri çağrılabileceği tüzükler yapalım. Her konuda işçinin karar süreçlerinde olmasını sağlayalım. Sendikaların, işçilerin, öz örgütleri olduğunu kanıtlayalım. İşçileri ayırmaksızın birlikte örgütleyelim. İşyerlerinde iş kolu ayrımı yapmaksızın, OSB’ler de ortak örgütlenmelere gidelim. Sahip olduğumuz imkanlar işçi sınıfının bir bütün olarak yüzyıllara dayalı mücadelesinin ürünüdür. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik sınıfın karşısında durumumuzu güçlendirecek ve sınıfın güvenini perçinleyecektir. Kısacası sınıfı ve onun mücadelesini temel alacak böyle bir sendikal anlayış DİSK’i işçi sınıfı için bir çekim merkezi yapacak, sınıf dışı tutumları yerle bir edecektir.

GEREKLİ DURUŞU GÖSTEREMEZSENİZ KAZANILMIŞ HAKLAR ELDEN GİDER

BİRLEŞİK Metal-İş 2 No’lu Şube Başkanı Yılmaz Bayram: DİSK’i değerlendirmek için 2010 yılında işveren ve Türk Metal’e rağmen yaşanan Birleşik Metal-İş grevine bakmak gerekiyor. Diğer taraftan iç ve dışta yaşanan savaşlara tutumunu almak lazım. Birleşik Metal-İş’in 2014-2016 döneminde Türk Metal ve MESS’e karşı birlikte tutum alarak alışılmış toplusözleşme döneminde her şeye rağmen grev kararı almış, grev kararı ertelenmiş olsa dahi grev yapan bölgelere DİSK’in bakış açısı içinde olduğu durumu özetliyor. DİSK Ejot ve Paksan grevine gelebildi mi? Bana sorarsanız DİSK süreci organize edemedi. DİSK’ten 4-5 yöneticinin gelmesini kastetmiyorum. Örgütlü örgütsüz kesimi yönlendiremedi. ‘Bu grevin sahipleri ötekileştirilmiş olanlar açlık sınırına mahkum olarak yaşayanlardır. Biz sadece nöbetini alanlarda tutanlarız’ dedik ama DİSK buna uygun olarak hareket edemedi. Kimin nasırına basıldığında zıpladığı dönem oluyor. Birleşik Metal-İş’in grevlerinden sonra metal fırtına yaşandı ama şu anda ne yapıyor? Şu anda önemli bir şey yaptığı söylenemez. Sendikal hareket gerçek manada sınıfta kaldı. DİSK’in üretken olduğu söylenemez. DİSK’in felsefesine bakıldığında ülke içinde ve dışında duyarlı tutum alması gerekirdi. Yaptığı eylem ve etkinliği devrimci işçi sendikaları konfederasyonu olma özelliğini rüzgara bırakıyor. O kadar olumsuzluklar yaşanırken, gazeteciler tutuklanırken, doğu ve güneydoğuda tek taraflı çatışma varken, sivillerin hayatını kaybederken DİSK’in sokaklarda yatıp kalkması gerekirken DİSK gibi hareket edilmediğini görüyoruz. DİSK, sermaye ile kavga etmeyi isteyen konfederasyon olarak ortaya çıktı. Bunlara baktığımızda hiçbirini yapabilecek konumda değil. DİSK hiçbir şey yapmıyor demiyorum. DİSK’in her koşulda özellikle, Türk-İş, Hak-İş in görmediğini sahiplenmediğini görüp sahiplenmesi gerektiği için söylüyorum. ‘Kıdem son kaledir elden gidecek’ dedik. Bu dönemde DİSK Ankara’da yapacağı büyük basın açıklamasını farklılaştırmalıdır. Farklı bir görüntü çizerek Türk-İş ve Hak-İş’ten randevu alıp genel grevi örgütlemek gerekiyor. Onlar gelmiyorsa da tabana çağrı yapmalıyız. Bunları Türkiye’ye yaymak lazım. Basına basın açıklaması yaparak bir şeyi halledemezsiniz. Sınıfsal duruş gösteremezseniz kazanılmış haklar elden gider.

ÖNCEKİ HABER

Temizlik işçisinin cesedi kanalda bulundu

SONRAKİ HABER

Ekvadorlu kadınlar 'koruma saldırısı'nı bir kez daha protesto etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...